Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

Büyük Buhrandan, Büyük Kara Deliğe!

02 Nisan, 2016

1929 Dünya Ekonomik Bunalımı veya Büyük Buhran, 1929’da başlayan (etkilerini ancak 1930 yılının sonlarında tam anlamıyla hissettiren) ve 1930'lu yıllar boyunca devam eden ekonomik buhrana verilen isimdir.

Buhran, Kuzey Amerika ve Avrupa’yı merkez almasına rağmen, dünyanın geri kalanında da (özellikle de sanayileşmiş ülkelerde) yıkıcı etkiler yaratmıştır.

Büyük Bunalım en çok sanayileşmiş şehirleri vurmuş, bu kentlerde bir işsizler ve evsizler ordusu yaratmıştır. Bunalımdan etkilenen birçok ülkede inşaat faaliyetleri durmuş; tarım ürünü fiyatlarındaki %40-60'lık düşüş, çiftçileri ve kırsal bölge nüfusunu kötü etkilemiştir.

Büyük Buhran farklı ülkelerde farklı tarihlerde sona ermiş gibi görünse de insanlık Büyük Kara Deliğe doğru gidiyor!

Evrenin yasalarından bağımsız olduğunu sanan insanoğlu, Bilimi ve Doğayı bilmediği sürece kendi neslinin tükenişine zemin hazırlamıştır.

Teslim olduğu materyalizm ve bilinçsiz tüketim bu düzende de hızla devam etmektedir!

İnsanoğlu; milyonlarca insanın hala neden aç işsiz evsiz kaldığının farkında bile değildir…

İnsanoğlu; yüzyıllardır sürdürdüğü savaşlarla sistemli olarak birbirini yok etme sırasındadır!

İnsanoğlu; yeryüzü kaynaklarının değişmemesine rağmen, doğası gereği hükümsüz olan ekonomi oyunundaki kuralların kölesidir.

İnsanoğlu; yaşadığı gezegen üzerindeki tüm insani ihtiyaçlarını rahat rahat karşılayacağının farkında bile değildir.

Bütün bu yıkımlar, boşa harcanan kaynaklar birileri tarafından özellikle yok edilmektedir!

Neden mi?

Değerli ve sınırlı kaynakları kar etme amacına dönüştüren serbest piyasalar yüzünden!

Parasal güçler sözde özgür toplumların politik yapısını kontrol ederek yaşarlar.

Kar bazlı ekonomik sistem yoksulluğun gelişmesine neden olan varsayımlarla toplumda korku, yozlaşma ve açgözlülüğü pompalar.

Akıllı yönetilemeyen bir dünyanın buhrandan, kara delikten kurtulması mümkün değil!

Büyük Kara Delik!

Tüm dünyada yaşanan finansal krizler konusunda “Dünyayı ve kendimizi daha akıllı yönetmeyi beceremezsek daha iyiye değil, daha kötüye gitmemizin beklenmesi gerektiğini belirten Jacque Fresco, Dünyada aslında kesin sınırlar yok, kaynakları ortak kullanıyoruz. Bu nedenle her ulusun geleceğini iyi planlaması gerekir. Geleceğini planlayan uluslar, planlamayan uluslara göre çok daha ileri seviyede olacaktır” der…

Jacque Fresco kendi kendini eğitmiş bir endüstriyel tasarımcı, toplum mühendisi, mucit, yazar, konferansçı, Fütürist ve Venüs Projesi’nin yaratıcısıdır. Biyomedikal buluşlardan entegre sosyal sistemlere kadar geniş alanı kapsayan konularda gerek mucit gerekse tasarımcı ve geliştirici olarak çalıştı.

Jacque Fresco, şu an için geçerli olan para bazlı ekonominin insanları kullanmak için ve belirli insanların faydası için hala da kullanıldığını söylemektedir. Ona göre teknolojik gelişmeler özellikle engellenmektedir. Çünkü teknolojinin artması ve yükselmesi ile kar getiren sistem yerine tüm insanları daha rahat yaşatacak kaynak bazlı sisteme geçiş kolaylaşacaktır. Peki, bu kaynak bazlı sistem nedir?

Muhtemelen şimdi akla gelebilecek soru şudur; “bu kadar değişim insan doğasına aykırıdır, ne kaynak bazlı ekonomi ne de diğer söylemler insanlara uymaz.” Ama bu noktada Roxanne Meadows‘un şu sözünü hatırlatmakta fayda var sanırım; “insan doğası diye bir şey yoktur; insanları davranışları vardır ve bu davranış şekilleri tarih boyunca sürekli değişmiştir.” Yani bizlere toplum böyle öğrettiği için böyle olduk. Eğer kaynak bazlı ekonomiye değer, dini, devleti, toplumsal ahlakı reddeden bir toplumda var olsaydık bizlere mantıklı gelen o uygulanan sistem olacaktı.

Fresco’ya göre “Uluslar, mevcut sosyal ve ekonomik sistemler, kölelik ve borç kavramlarının olmadığı refah içinde bir dünya yaratmamızı sağlayabilecek teknolojik olanaklara maalesef ayak uyduramadı. Teknolojiden hep korkuldu. Oysa korkulması gereken teknoloji değil, teknolojinin suiistimal edilip kötüye kullanılmasıdır. Potansiyel bilim ve teknolojiden yararlanarak, sosyal sistemimizi, değerlerimizi ve davranışlarımızı olumlu yönde değiştirmemizi sağlayacak uygulanabilir bir proje yaratabiliriz ve bana göre şu anda dünyanın en büyük eksiği budur.”

Kendi geleceğimizi nasıl keşfedelim?

 Geleceğin nasıl olacağına dair uygulanabilir bir vizyonumuz olmadığı sürece aynı hataları tekrarlayacağız.

Bugün uygulanan metotlarla insanların refahını ve üretimini engelleyici bir yöntem olduğu sürece, doğal kaynaklara dayalı küresel ekonomi yaratmamız mümkün değil…

Tüm ulusların ekonomik ve toplumsal baskıya dayalı buhrandan/kara delikten kurtulması, bolluk içinde yaşaması, üzerinde yaşadığı gezegende kendi doğasının geleceğini keşfetmesi ile başlayacaktır.

Büyük kara delikten kurtulmak için bile mücadele etmeye/savaşmaya değer!

***

İhtiyaç içerisinde bulunmak yoksunluk ve ıstırap üretir; buna mukabil eğer bir insan sahip olması gerekenlerden daha fazlasına malikse bu seferde yakasını can sıkıntısına kaptırır. Dolayısıyla aşağı sınıftakiler günlerini ihtiyaçları tedarik için sürekli bir mücadele ile, bir başka ifadeyle, ıstırapla geçirirken, yüksek sınıflar can sıkıntısıyla biteviye ve çok kere umutsuz bir savaş halindedirler. Arthur Schopenhauer



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Popüler tedaviyi yaptıran fenomen hayatını kaybetti

34 yaşındaki sosyal medya fenomeni Katie May, boyun ağrıları nedeniyle başvurduğu son dönemlerin popüler yöntemi kayropraktik tedavi sırasında yapılan hatalı bir müdahale sonucu yaşamını ...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Yemekle mutlu oluyorsanız dikkat!

Yeme bağımlılığının fiziksel ve psikolojik etkileri hakkında bilinçli olunması gerektiğine işaret eden Diyetisyen Şevval Işıklı, “Yeme bağımlılığı, tıpkı diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi kişinin hem fiziksel sağlığı üzerinde ciddi etkiler oluşturabilir hem de bireyin yaşam kalitesini düşürebilir. Profesyonel yardım gerektirebilir” dedi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR