Yukarı
     SON DAKİKA     

Melek Mosso: En çok annem bekledi

424696

Yemekle mutlu oluyorsanız dikkat!

11 Nisan 2025 10:02

Yeme bağımlılığının fiziksel ve psikolojik etkileri hakkında bilinçli olunması gerektiğine işaret eden Diyetisyen Şevval Işıklı, “Yeme bağımlılığı, tıpkı diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi kişinin hem fiziksel sağlığı üzerinde ciddi etkiler oluşturabilir hem de bireyin yaşam kalitesini düşürebilir. Profesyonel yardım gerektirebilir” dedi.

Günümüzde birçok kişinin farkında olmadığı bir sorun olan yeme bağımlılığını ‘bireylerin kendilerini kontrol edemedikleri bir şekilde, sürekli aşırı yemek yeme dürtüsüne kapılmalarına neden olan psikolojik bir durum’ şeklinde tanımlayan Medical Park Ataşehir Hastanesi’nden Diyetisyen Şevval Işıklı, dikkat edilmesi gerekenler hakkında uyarılarda bulundu.

"SADECE AÇLIKLA DEĞİL, PSİKOLOJİK DURUMLARLA DA İLİŞKİLİ"

Yeme bağımlılığı durumunun yemek yeme davranışının sadece açlıkla değil, duygusal ve psikolojik durumlarla da tetiklenmesiyle ortaya çıktığının altını çizen Diyetisyen Şevval Işıklı, “Yeme bağımlılığı, tıpkı diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi, kişinin hem fiziksel sağlığı üzerinde ciddi etkiler yaratabilir hem de bireyin yaşam kalitesini düşürebilir ve profesyonel yardım gerektirebilir” ifadelerini kullandı.

"YÜKSEK TANSİYON, KALP HASTALIKLARI VE DİYABETE YOL AÇABİLİR"

Yeme bağımlılığının hem fiziksel hem de psikolojik açıdan kişileri etkilediğini belirten Diyetisyen Işıklı, bu etkilerin neler olduğu hakkında şu bilgileri paylaştı:

“Fiziksel etkiler: Yeme bağımlılığı obezite, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, diyabet gibi birçok sağlık sorununa yol açabilir. Ayrıca sindirim sistemi ve metabolizma üzerinde de olumsuz etkiler oluşturur.

Psikolojik etkiler: Yeme bağımlılığı, depresyon, kaygı, stres ve düşük benlik saygısı gibi psikolojik sorunlara zemin hazırlayabilir. Bu durumlar, kişilerin yemek yeme davranışlarını daha da artırmasına neden olabilir.”

"GENETİK YATKINLIK DA NEDEN OLABİLİR"

Yeme bağımlılığının genellikle birden fazla faktörün bir araya gelmesi sonucu geliştiğini dile getiren Dyt. Işıklı, “Bu faktörler genetik, çevresel, psikolojik ve biyolojik olabilir. Biyolojik olarak, dopamin gibi beyin kimyasallarındaki dengesizlikler yeme isteğini artırabilir. Psikolojik olarak ise stres, kaygı, depresyon gibi duygusal durumlar yeme bağımlılığını tetikleyebilir. Ayrıca, genetik yatkınlık da bir bireyin yeme bağımlılığına daha meyilli olmasına neden olabilir” dedi.

"BU BELİRTİLERE DİKKAT"

Diyetisyen Işıklı, yeme bağımlılığının belirtilerini şöyle sıraladı:

“Kontrolsüz yemek yeme isteği,

Kendini kötü hissettiğinde yemek yeme (duygusal yeme),

Fazla yemek yedikten sonra suçluluk ve pişmanlık duyguları,

Yemek yeme sırasında zamanın nasıl geçtiğini fark etmemek,

Yemeğin, kişinin hayatındaki en önemli şey haline gelmesi,

Sosyal durumlar nedeniyle yemek yeme davranışını gizleme ihtiyacı.”

"YEME BAĞIMLILIĞINI ARTIRAN DURUMLAR"

Yeme bağımlılığının stresli yaşam olayları, duygusal travmalar, depresyon gibi ruhsal bozukluklar, sosyal baskılar veya genetik yatkınlık gibi durumlar altında artış gösterebileceğinin altını çizen Dyt. Işıklı, “Özellikle duygusal ya da psikolojik stres altındaki

bireylerde, yemek yeme davranışı bir rahatlama ve kaçış yolu olarak görülür. Bunun dışında, düzensiz yaşam tarzı, az uyku, aşırı alkol tüketimi gibi faktörler de bağımlılığı artırabilir” şeklinde konuştu.

"RUHSAL DEPRESYON YEME İSTEĞİNİ ARTIRIR"

Depresyonun da yeme bağımlılığını tetikleyen önemli bir faktör olduğunu dile getiren Dyt. Işıklı, şöyle devam etti:

“Depresyon sırasında bireyler, kendilerini kötü hissettiklerinde yemek yeme ihtiyacı hissedebilirler. Ayrıca, depresyonun neden olduğu beyin kimyasallarındaki değişiklikler, vücudun aşırı yemek istemesine yol açabilir. Bunun yanı sıra, depresyon yorgunluk, motivasyon eksikliğine sebep olabilir ve zevk almayı zorlaştırabilir, bu yüzden yemek yemek geçici bir rahatlama sağlayabilir.

"ÇİKOLATA, CİPS VE FAST FOOD YEME BAĞIMLILIĞI YAPABİLİR"

Dyt. Işıklı, yeme bağımlılığına neden olabilecek bazı besinleri ise şöyle sıraladı:

“Yeme bağımlılığı genellikle yüksek şeker, yüksek yağ ve işlenmiş gıdalarda bulunan katkı maddeleri gibi besinlerin tüketimiyle tetiklenebilir. Bu tür besinler, vücutta dopamin gibi ‘mutluluk’ hormonlarının salınımını artırarak kişiyi bir ödül hissi yaratır ve bağımlılığı güçlendirebilir. Çikolata, cips, fast food gibi besinler, duygusal yemek yemenin tetikleyicisi olabilir.”

YEME BAĞIMLILIĞINDAN KORUYACAK 8 ÖNERİ

Yeme bağımlılığına karşı yaşam tarzında yapılacak birkaç değişiklik bu durumla başa çıkmayı kolay hale getirmenin mümkün olduğunu savunan Dyt. Işıklı, şu önerilerde bulundu:

“Duygusal yeme alışkanlıklarının farkına varın: Yeme bağımlılığı genellikle duygusal sorunlarla bağlantılıdır. Duygusal yeme yerine stresle başa çıkma yöntemleri, egzersiz ve meditasyon önerilebilir.

Dengeli ve düzenli beslenin: Düzenli öğünler ve sağlıklı atıştırmalıklar, aşırı yeme isteğini kontrol altına alır. Kompleks karbonhidratlar ve proteinler tercih edilmelidir.

Mindful eating (farkındalıkla yeme) metodu uygulayın: Yavaş yemek ve her lokmaya odaklanmak, kişilerin doygunluk hissini zamanında algılamalarına yardımcı olur. Mideye ‘yemek ulaştı’ sinyalinin beyindeki ilgili merkeze ulaşması 20 dakikayı bulabilir. Öğünü yavaş tüketmek porsiyon kontrolüne yardımcı olacaktır.

İşlenmiş gıdalardan kaçının: İşlenmiş gıdalardan uzak durarak, doğal ve sağlıklı besinlere odaklanmak, bağımlılığı azaltabilir.

Porsiyon kontrolüne dikkat edin: Küçük porsiyonlar ve yavaş yemek yeme alışkanlıkları benimsenmeli. Ayrıca, küçük tabaklar kullanmak da etkili olabilir.

Su tüketiminizi artırın: Genelde susuzluk hissi açlık hissi ile karıştırıldığından günde yeterli su tüketmeyen bireyler ilk önce yemeğe yönelebilir. Yeterli su içmek, gereksiz yemek yeme isteğini engeller.

Bilinçli atıştırmalıkları tercih edin: Sağlıklı atıştırmalıklar (yoğurt, meyve, sebzeler) tercih edilmeli, işlenmiş ve paketli gıdalardan kaçınılmalıdır.”

Bireysel ve grup terapileri: Psikolojik destek, yeme bağımlılığına yönelik tedavi sürecinde önemli bir yer tutar.

DHA



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Mikrobiyota devrimi: Gelecek bağırsakta mı saklı?

ilim insanları artık bağırsaklarımızın ikinci değil birinci beyin olabileceğini söylüyor. Gelecekte kişiye özel diyetler, akıllı bakteriler ve dışkı bankaları hayatımıza girebilir. İkrobi...

Mide ağrılarının anında kesip atıyor

Her markette bulunan ve kilosu ortalama 40 liradan satılan bu bitki, sindirimi kolaylaştırarak bulantıyı azaltır ve mide ağrılarını kısa sürede hafifletiyor... Mide ağrısı, günün herhangi...


Haşlanmış patatesi her gün yiyin: O sorundan eser kalmıyor

British Medical Journal’da yayımlanan 40 yıllık kapsamlı bir araştırma, patates tüketim şeklinin tip 2 diyabet riski üzerinde belirleyici olduğunu ortaya koydu. ABD’de yaklaşık 200 bin sa...

İşte ekmek yerine tüketilmesi gereken tek besin

Prof. Dr. Canan Karatay, ekmek tüketimine sert çıkıp kahvaltıda ekmek yerine “Maraş cevizi” önerdi. Ancak bu öneri sosyal medyada hem destek hem de tepki gördü. Sağlıklı yaşam konusundaki...


Serinlemek için bile olsa bu 3 içeceği yazın asla içmeyin

Kavurucu sıcaklarda buz gibi bir içeceğin hayalini kurarken, aslında sağlığınıza bir tuzak kuruyor olabilirsiniz. Masum görünen ve serinlemek için ilk tercihiniz olan o çok popüler içecek...

Bu yiyecekler bunamayı tetikliyor, vücudu felç ediyor

Uzmanlar, sağlıklı bir beyin ve vücut için yalnızca şekerli ve doymuş yağ oranı yüksek gıdalardan değil, aynı zamanda beklenmedik bazı yiyeceklerden de uzak durulması gerektiğini belirtti...


Asyalılar asırlardır sütle karıştırıp içiyormuş

Top patlasa, davul çalsa derin uykunuzdan asla uyanmayacaksınız. Rahat ve kolay bir uyku için bu kadim baharat yüzyıllardır kullanılıyor. Ama çoğumuz bunun farkında bile değil. Süt ekleyi...

Geç uyumak unutkanlığa yol açar mı?

Yaşam temposu, geç uyumayı normalleştirdi. Ancak beyin bu tempoya uyum sağlamakta zorlanıyor. Çünkü uykusuz kalmak hafıza üzerinde kalıcı hasarlar bırakabiliyor.


Çörek otunu doğru tüketiyor musunuz?

Araştırmalar, binlerce yıldır şifa kaynağı olan çörek otunun; karaciğer yağlanması, iltihaplı romatizma gibi sağlık sorunlarına iyi geldiğini gösteriyor. Ancak etkilerinden faydalanmak i...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Melek Mosso: En çok annem bekledi

Şarkıcı, “Badem”in hikâyesini şöyle anlattı: “2014 yazında, Marmaris sahilinde yürürken gördüğüm tatlı bir çiftin aşkından çok etkilendim. O an telefonun kayıt tuşuna basıp ‘Badem’i söyle...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Mikrobiyota devrimi: Gelecek bağırsakta mı saklı?

ilim insanları artık bağırsaklarımızın ikinci değil birinci beyin olabileceğini söylüyor. Gelecekte kişiye özel diyetler, akıllı bakteriler ve dışkı bankaları hayatımıza girebilir. İkrobiyom, sadece sindirim değil; kararlarımız, ruh halimiz, bağışıklığımız ve hatta yaşlanma süremiz üzerinde de belirleyici olabilir. Gelecek bağırsakta mı başlıyor?

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR