Hangisisiniz?

Siz hiç seçmenleri arasında fark edilmeyen bir lider gördünüz mü?

Siz hiç yoksulların arasına karışıp giden ve fark edilmek istemeyen bir zengin gördünüz mü?

Siz hiç yaptığı hayırlardan söz etmeyen hayırsever gördünüz mü?

Siz hiç halkın içine halktan biri gibi karışıp dert dinleyen siyasetçi gördünüz mü?

İnsan şehvetli Şan – Şöhret tutkunudur!

Kimi insanlar halkla (yoksullarla, seçmenleriyle, seyircileriyle, okurlarıyla, işçileriyle) eşit hale gelmekten, onlardan birisi gibi olmaktan, onların içine karışıp tanınamaz hale gelmekten ödleri kopar.

Rütbelerle, kisvelerle, servetlerle, şanla, şöhretle konuşanlar bu soru karşısında utanç içinde kalır mı?

Hiyerarşileri yerle bir olacak diye endişe mi duyarlar?

Rütbeleri sökülürse, kibirleri, kasıntıları acaba iflas mı eder?

Efendi-kul ilişkileri kerpiçten örülmüş duvarlarında yer ile yeksan mı olur?

Ben hangisiyim?

Düşünün bakalım!

Hangimiz içindeki topluma kendi haliyle karışıp gitmiş?

Hangimiz derin ahlak ve karakter sahibi?

Hangimiz imanlı?

Şer ve nifak mihraklarının işbirliği yaptığı zamanları yaşıyoruz.

Enerjimizi birbirimizi hırpalamakta kullanıyoruz.

Akla ziyan aymazlıklarla, gafletin içinde insanlığımıza ihanet ediyoruz!

Olumsuz haberler yayarak, fitne merkezinin ürettiği dedikodulardan krizler yaratıyoruz…

Bazılarımız çok şeye sahibiz, ama mutlu değiliz!

Müspet mertebelerde birleştirici, moral yükseltici, nifaka karşı uyanık olmak yerine mezhep savaşlarını tetikliyoruz!

Oysaki bizim için övünülecek, İslam âlemi içinde örnek alınacak çağdaş Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşlarıyız…

Dünyada eşine zor rastlanır bu dengeli inkılâp ve gelişmeyle beraber bağlı kaldığımız İslamiyet’in kıymetleri, İslam âlemi için de örnek alınacak bir başarıdır.

Farkında mısınız?

*****

İzmir’in derdi hiç bitmiyor!

Yağmur yağar göl olur, sel olur.

Kaldırımlar – yollar deşilir halka eziyet olur.

Hizmet hiç bitmez(!) ömür biter biz mefta oluruz!

Trafik keşmekeşinde yayası, sürücüsü çile çeker!

Umurunda olmaz, ama zam olur.

Sudan kazanır, kayıp kaçak vatandaşa kol olur!

İzmir’in dağlarında çöpler pis kokular saçar!

Çevre sorunlarıyla olduk sarmaş dolaş…

Öf deriz, pöf deriz, şikâyet ederiz,

Tehlike kapımızdaysa(!) sus-pus olmayı iyi biliriz!

İzmir bir mega köy olarak kalır…

Her seçimde “Hayal Satılır” “Dokunmayın yaşamıma korkusu” ancak slogan olur!

Kutuplaşma üzerine siyaset inşa eden bir yönetim anlayışı yüzünden, İzmir’in geleceğinde sağlıklı, yaşanabilir kentleşme ve kentsel dönüşüm alanında ve ulaşım gibi altyapılarda örnek gelişmeleri kent halkına yaşatamıyor.

Çünkü İzmir 3 metre kumaş!

Kumaşı kesiyorlar, biçiyorlar, yamıyorlar, aynı kumaş üzerinde oynayıp duruyorlar!

İzmir’i bu kadar mı sanıyorlar…