Parti İçi Demokrasinin Ruhuna El- Fatiha!

Ülkeye demokrasiyi getirecek kim?

Siyasi partiler…

Önce kendi içlerinde demokrasiyi uygulamıyorlar ki, ülkeye demokrasiyi getirsinler.

Örnek mi;

İzmir’deki üç büyük partinin İl Kongreleri.

Her üç partide delege figüran olarak kullanılıyor.

Güya dostlar alışverişte görsün misali seçim yapılıyor.

Aslında seçilecek aday önceden belli.

“Bööyyükklerimiz” kendilerine göre makbul olan İl Başkanını atamışlar ( pardon seçmişler!) delegelere de “biz sizin için araştırdık, soruşturduk en iyi olanı bulduk, siz zahmet etmeyin bizim dediğimizi yapın yeter” diyorlar.

Allah aşkına bunun neresi demokrasi?

Bunun neresi seçim?

Bunun neresi milli iradeye saygı?

Madem en iyisini siz bilirsiniz, en doğrusunu siz seçersiniz, en güzelini siz tespit edersiniz, neden delege seçimi yapıyorsunuz?

Onları da atayın olsun bitsin!

İşin enteresan tarafı bütün partilerin “aynı tas, aynı hamam” oluşu!

Hepsi ağızlarını açtığında demokrasi nimetlerinden dem vurular ama iş kendi içlerinde demokrasiyi uygulamaya geldiğinde hemen çark ederler.

Neymiş efendim “ kızı kendi haline bırakırsanız, ya davulcuya, ya zurnacıya varırmış”…

Neymiş efendim, delege yönlendirilebilirmiş.

Neymiş efendim, parti içinde kamplaşmalar, kırgınlık ve dargınlıklar olurmuş.

O zaman teşkilatları da kaldırın, olsun bitsin.

Vatandaş da boşu boşuna koşup, yorulmasın.

Zamanını, parasını boşa harcamasın.

İşine, gücüne baksın.

Parti içi demokrasi diye ahkâm kesmeyi bıraksınlar.

Parti içi demokrasi masallarını anlatmaktan vazgeçsinler.

Bu masallar kongre sürecinde partilere zarar veriyor ve leke sürüyor.

Tabanı kucaklamak yerine, ayak oyunları ile tabandan uzaklaşmanın tohumlarını ekiyorlar.

Parti içi demokrasi neden yok? Diye sorulduğunda;

“Demokrasi bir trendir, gerektiği istasyonda inilir” diyen “Demokrat liderler!” sözlerini yerine getiremedikleri içindir…

Ortak aklı askıda bıraktıkları içindir.

Ve İzmir’e verilen zararlar.

Kimin umurunda?

İzmir Kentinin sorumluğunu üstlenmeyenler yüzünden, vebalini biz vatandaşlar çekiyoruz.

Demokrasi dersini bir gün gelecek halk, siyasi diye geçinenlere verecek…

Milli iradeyi temsil edemeyenlere, milletin milli inancıyla sandıkta cevabı verilecektir.

Uyuma halkım, uyuma… Demokrasi kılıcını esaretle taşıma!