Hak ettiğini yaşarsın!
29 Nisan, 2012
Ne verdik ki ne alıyoruz…
Sevgileri erteleyerek ilerledik. Bir kin, bir inatlaşma, bir nefret, öfke almış başını gidiyor, hayatın ta ucuna. Acımasızca tüketilen, kemirilen zamanlar aslında hep yanı başındadır yaşanılan gerçeğin. Farkına vardığında da bu maceranın sonu, hüsrandır adı. İnatları ve intikamları yakan top oyunu gibi savrulurlar. Hop onun kucağına, hop havaya sonunda küt diye çarparsın taş zeminin acımasızlığına...
Sahte dünyanın gerçek insanı olmaya çalışıyoruz. Farklı kimliklere boyanıyoruz. Olduğumuzdan fazla mıyız? Yoksa olmadığımız gibi mi davranıyoruz!
Hata yapanlara saldırıyoruz. Kendi hatalarımızı görmeden… En büyük hatayı cevabını bilmediğimiz soruları kendimize soramadığımız için yapıyoruz.
Savaş içinde yenilgiyi kabullenmeden, gerçekle yüz yüze gelemiyoruz.
Korkaklık ve kararsızlık hastalığı içindeyiz!
Ne verdik ne alacağız. Ne gördük ki birlik ve beraberlikten yana… Kendi kontrollerimizi bile yitirdik en büyük sevgileri gömerek! Hatıraları silindi dava insanlarının. Kaypak ruhlara teslim ettik ideolojilerimizi. Kolumuzu kaldıramadık ne sola ne de sağa. Domuz bağına tutturdular ellerimizi! Kısık seslerimiz demir parmaklıkların arasında boğuldu kaldı. Davalarımızın oyuncağı olduk, aydınlığı karartanlara.
Ve hala sorgulamadan devam ediyoruz, kimin kucağına düşeceğimizi… Memleket sevdamızı pazarlıyoruz laf olsun diye söylemlerimizin arasında kalan ‘başka İzmir yok’lara…
Başka Türkiye var mı? Başka Ankara, başka Kars, başka Rize, başka Adana! Başka İzmir olsun.
Başka Aydan, başka Mehmet, başka Ayşe ve diğerlerinden başka hiç olmadığı gibi…
Bizi biz yapan seçimlerimiz. Bizi biz olmaktan çıkaran da gene bizim seçimlerimiz.
Sevgi, başarı, mutluluk da bir seçimdir. İnsan seçmek ve seçtiğiniz insanın seçimlerine boyun eğmek de bir seçimdir!
İnsanın ömrü boyunca seçmesi ve ayırt etmesi için önüne çok çeşitli fırsat ve ortamlar çıkmaktadır. Doğru bir tercihte bulunup ebediyen veya dünyalık olarak kazanması kadar, yanlış tercihlerde bulunup yine dünyalık olarak veya sonsuza kadar kaybetmesi de her insan için mümkündür.
Bu seçim ve tercihlerimiz çıkılan yol ve yolculuğun kulluk ve itaat mi yoksa isyan mı içerdiğini göstermesi açısından oldukça önemlidir. Hatta birçok seçim kokusunu ve rengini de beraberinde getirir. İnsan için akli ve iradi olabilmenin doğal bir sonucu olan seçmek ve seçilebilmek tercihini, rengini ve kokusunu da aklıyla belirleyip yapmaktır.
Seçimler, seçimler hiç bitmeyen kavgaların, iktidar hırslarının, bal tutmak için parmaklarını başkalarının gözlerine sokanların ekmeklerinin üzerine sürdükleri tereyağı gibi!
Geçmişe şöyle bir geri gidip, geleceğin elinden tutmak istesem de, geleceğe dair “kim seçilmeye değer” diye düşünüyorum. Yok ki! Türkiye seçmeninin 21 milyon 442 binin seçimlerinden hepimiz sorumlu oluyoruz.
Aydan diyorum sen ne kadar, eski ayak izlerine basmak istemesen de, yeni ayak izlerin eskileri aratacaktır.
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Popüler tedaviyi yaptıran fenomen hayatını kaybetti
34 yaşındaki sosyal medya fenomeni Katie May, boyun ağrıları nedeniyle başvurduğu son dönemlerin popüler yöntemi kayropraktik tedavi sırasında yapılan hatalı bir müdahale sonucu yaşamını ...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Yemekle mutlu oluyorsanız dikkat!
Yeme bağımlılığının fiziksel ve psikolojik etkileri hakkında bilinçli olunması gerektiğine işaret eden Diyetisyen Şevval Işıklı, “Yeme bağımlılığı, tıpkı diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi kişinin hem fiziksel sağlığı üzerinde ciddi etkiler oluşturabilir hem de bireyin yaşam kalitesini düşürebilir. Profesyonel yardım gerektirebilir” dedi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.