
Günde ne kadar tuz tüketmeliyiz?
Günlük alınması gereken tuz miktarının 5 gram yani bir çay kaşığı kadar olması gerekiyor. Ancak ülkemizde bu ölçünün 3 katı kadar tuz tüketildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Erk, ‘’Çünkü özellikle hazır ve paketli gıda tüketimi arttıkça tuz alımı da artıyor. Bu durum da hastalıklara davetiye çıkarıyor’’ dedi.
Dünya Sağlık Örgütü, günlük tuz tüketimini 5 gramla sınırlarken, araştırmalar ülkemizde bu miktarın 18-20 grama kadar yükseldiğini gösteriyor. Aşırı tuz tüketiminin sağlığı her açıdan olumsuz etkilediğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, bu alışkanlığın yol açtığı tehlikeli sonuçları ve tuzu azaltma yollarını şöyle açıkladı:
En çok hangi gıdalarda bulunur?
Dünyadaki tuz üretiminin yüzde 93 kadarı endüstride yani plastik, soda ve temizlik sektöründe (deterjanlar, yumuşatıcılar, cilalar) kullanılmaktadır. Endüstri dışında işlenmiş gıdalarda da bol miktarda tuz bulunur. Ülkemizde tuz tüketimi çok fazladır. Çünkü yiyeceklere eklediğimiz tuz dışında başta ekmek olmak üzere konserve, bulyon, peynir, hazır ayran, domates suyu, sos, işlenmiş et ürünleri, işlenmiş kuruyemiş, cips, kraker, asitli içecek ve restoran yemeği gibi pek çok hazır gıda çok fazla tuz içerir. Fast food olarak tabir edilen hazır gıdalar da tuz deposudur. Bu tür beslenme tarzı da farkında olmadan vücudumuzun aşırı tuz yüklenmesine neden olur.
Hangi hastalıklara yol açar?
Fazla tuz tüketimi hipertansiyon, böbrek yetmezliği, şişmanlık, eklem ağrısı, kalp yetmezliği, inme (felç), mide kanseri, kemik erimesi, Multiple Skleroz aktivasyonu ve katarakt gibi hastalıklara yol açar. Birçok çalışmada mide ve böbrek kanseriyle aşırı tuz tüketimi arasında pozitif bir ilişki saptanmıştır. Midede özellikle Helicobacter Pylori’nin (mide mikrobu) neden olduğu mide kanserlerinde tuz tüketiminin önemli rolü bulunmaktadır. Aşırı tuz tüketimi kemik erimesinin önemli nedenleri arasındadır. Tüketilen tuz miktarı ile obezite arasında da paralel bir ilişki vardır. Günde 10 gramdan fazla tuz tüketenler, az tüketenlere göre daha kiloludur. Fazla tuz tüketildiğinde vücut sıvı tutar. Bu durum da eklem ağrılarına neden olur. Bebeklik ve çocuk çağında tuzun sınırlandırılması erişkin dönem hipertansiyon riskini azaltır. Dolayısıyla 8-18 gram olan tuz tüketiminin 5-6 grama düşürülmesiyle en az 5 milyon kişinin hayatının kurtarılabileceği hesaplanmaktadır.
Kaynağı ne olursa olsun hepsi aynıdır
Hangi tuz çeşidi olursa olsun, içeriğindeki sodyum miktarı hemen hemen aynıdır. İçerdikleri minerallere bakarak bir tuzu diğerine tercih etmeye gerek yoktur. Tuz çeşitlerinden kaya ve Himalaya tuzlarında çok az mineral bulunur. Tuzlar mineral kaynağı olarak tercih edilecek bir besin değildir. Günümüzde tuz çoğunlukla gıdalarda koruyucu olarak kullanılmaktadır fakat gıdaların saklanması için artık buzdolabı ve derin dondurucular bulunduğundan tuza da fazla gerek kalmamıştır. Tuzsuz hayat düşünülemez fakat ihtiyaç duyduğumuz sodyum doğal gıdalarda günlük ihtiyaca yetecek kadar bulunmaktadır. Günümüzde Brezilya’da yaşayan Yanomamo yerlileri günde 100 mg’dan daha az tuz tüketir, kan basınçları 100/60 mmHg civarındadır ve bu toplulukta hipertansiyon görülmemektedir.
Kimler uzak durmalı?
Herkesin tuz tüketimini azaltmasında yarar var. Özellikle hipertansiyon hastalarının tuz tüketimini azaltmaları gerekir. Kronik böbrek hastalığı olanların bir kısmında idrarla tuz kaybı olabilir; doktora danışmalarında yarar var.
Rafine tuzun tek olumlu etkisi
Günlük yaşamda kullandığımız tuz, tıpkı rafine karbonhidratlar gibi rafine edilmiş, sağlığa zararlı bir besindir. Rafine tuz belirli işlemlerle deniz ve kaya tuzlarının yapısının bozularak yeni bir maddenin ortaya çıkmasıyla elde edilir. Sodyum ve klor hariç tuz kaynağında bulunan diğer mineral ve elementler ortadan kaldırılır, beyazlatılır, kimyasallarla yıkanır, çok yüksek derecelerde ısıtılır ve birtakım kimyasallar, iyot ve flor eklenerek elde edilir. Öte yandan yapılan araştırmalarda deniz tuzunda mikroplastiklere de rastlanmıştır. Bu hali ile rafine tuz, hızla kana karışarak kısa sürede bütün organlarda kaosa yol açar. Vücutta su tutan, insülin direnci yaratan rafine tuz tansiyon yüksekliğine neden olur. Rafine tuzun tek olumlu etkisi ise iyottan zengin bir gıda olmasıdır. Tuza iyot eklenmesi özellikle tuz eksiklikleri olan bölgelerde tiroit sorunlarını azaltmıştır. Fazla tuz tüketimiyle birlikte aşırı iyot alındığında başta hipertiroit, hipotiroit, guatr ve otoimmün tiroit hastalıklarına yol açabilir. Bebek anne karnında 13-19 haftalıkken yetersiz iyot alınırsa beyin gelişimi olumsuz etkilenir.
Sofradan tuzluğu kaldırmak yetmez
Günlük tuz alımı 5 gram olmalıdır (bir çay kaşığı). Ülkemizde normal beslenmeyle günde 15-20 gram kadar tuz alındığı hesaplanmaktadır. Dolayısıyla tükettiğimiz tuz miktarını dörtte bire indirmemiz gerekir. Sadece sofradan tuzluğu kaldırmak yetmez. Hazır ve paketli gıda tüketimini minimuma indirmeye çalışmalıyız. Bu ürünleri alırken de etiketlerindeki sodyum oranlarını kontrol etmeliyiz. Yemeklerimizi tuz yerine pul biber, nane, kekik gibi baharatlarla tatlandırmalı, yemeğin tadına bakmadan tuz eklememeli, zeytin-peynir gibi gıdaları suda bekletmeli ya da tuzsuz olanını tercih etmeliyiz. Fazla tuz tükettiğimizde ise bol su içmeliyiz.
Sözcü
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Yazın cilt bakımı yaparken en sık düşülen hatalar!
Artan sıcaklık ve nem ciltte yağlanma, hassasiyet ve parlama gibi sorunlara neden olabiliyor. Dermatolog Dr. Merve Oflaz Gider, yaz aylarında cilt sağlığını korumanın yollarını anlattı. İ...
Tehlike çanları çalıyor: Türkiye Avrupa birincisi oldu
Türkiye’nin, obezite oranı açısından dünyada 17’nci sırada, Avrupa’da ise birinci sırada yer aldı. Prof. Dr. M. Emel Alphan ise bu durumun, aşırı yağlı ve yüksek enerjili fast-food tarzı ...
Kolesterol ilaçları bunamaya yol açar mı?
Kalp krizi felç ve alzheimer riskini artıran kötü kolesterolü (LDL) düşürmek için kullanılan statinlerle ilgili tartışmalar sürüyor. Prof. Dr. Kaynak Selekler, bu ilaçların demansa (bunam...
Karın ağrısını hafife almayın!
Pankreas kanseri genellikle belirti vermeden ilerliyor. Prof. Dr. Burak Işık, karın ağrısı ve mide bulantısı gibi şikayetlerin ciddiye alınması gerektiğini vurguladı. Genel Cerrahi Uzmanı...
Aşılanmamış her 10 çocuktan 9'u kızamık oluyor
Son yıllarda dünya genelinde kızamık vakalarının artış gösterdiğini söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Güzel, bu durumun aşısız çocuklar için büyük risk oluştur...
Aralıklı oruca elveda!
İngiltere’nin Surrey Üniversitesi’nden araştırmacılar, uzun açlık periyotları yerine karbonhidratlı ve karbonhidratsız günlerin dönüşümlü uygulanmasının kilo verme sürecini daha etkin kıl...
Bel ağrısı nasıl geçer?
‘’Araştırmalar toplumun en az yüzde 80’inin yaşamlarının bir döneminde bel ağrısından şikayetçi olduğunu gösteriyor’’ diyen Op. Dr. Akkor bu yaygın sorunun nedenlerini ve tedavi yollarını...
Felçte altın saatleri kaçırmayın
Felç belirtileri başladığında ilk 4,5 saat içinde acil tedavinin çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Derya Uludüz ‘‘Bu durumda dakikalar hatta saniyeler çok kıymetli. Hastanın en hız...
Her 5 çocuktan biri büyüyemiyor!
Türk Pediatri Kongresi, bu yıl 60. kez pediatri camiasını bir araya getirdi. 2 binden fazla çocuk hekiminin katıldığı kongrede, farklı başlıklardaki oturumlarda 300’ün üzerinde konuşmacı ...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Gurur Aydoğan'ın anne özlemi
Türk sinemasının ünlü oyuncularından Oya Aydoğan'ın ölümünün dokuzuncu yılında, oğlu Gurur Aydoğan sosyal medya hesabından duygusal bir paylaşım yaptı. Yeşilçam'ın usta isimlerinden Oya A...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Yazın cilt bakımı yaparken en sık düşülen hatalar!
Artan sıcaklık ve nem ciltte yağlanma, hassasiyet ve parlama gibi sorunlara neden olabiliyor. Dermatolog Dr. Merve Oflaz Gider, yaz aylarında cilt sağlığını korumanın yollarını anlattı. İşte güneşli günlerde cildinizi korumanız için yapmanız gerekenler...
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.