
Aile hekimlerine izin müjdesi
AHEF Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Gürsel Özer, aile hekimliğinin yıllardır bir yasaya bağlı değil, Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği ile yürütüldüğüne dikkat çekerek artık hekimlerin de hakkını gözeten bir yasa çıkartılması gerektiğini vurguluyor. İzinlerle ilgili açılan davada Danıştay’dan sevindirici haber aldığını ve aile hekimlerinin izinlerini kullanmalarını engelleyen maddenin yürütmesini durdurduğunu duyuran Özer, şu açıklamayı yaptı.

12 YILDIR VARIZ HÂLÂ YASADA YOKUZ
“Türkiye'de aile hekimliği 12. yılını geride bırakırken hala bir yasası bulunmuyor. 80 milyonu yakından ilgilendiren bu meslek grubu bir yönetmelikle, “Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği” ile yürütülüyor. O yönetmelikteki bazı maddelerde yapılan değişiklik, aile hekimlerinin görevlerini yerine getirirken insani şartlarda çalışmalarını engelliyordu. Aile hekimlerinin en büyük çatı örgütü AHEF olarak konuyu mahkemeye taşıdık ve yanlıştan dönülmesini sağladık.
İZİNLER BİR SONRAKİ YILA AKTARILABİLECEK
2015 yılında yönetmelikte yapılan değişiklikle, aile hekimlerinin ve aile sağlığı çalışanlarının kullanmadıkları izinlerin bir sonraki sözleşme dönemine aktarılması engellenmişti. Anayasanın 50. maddesiyle koruma altına alınan, dinlenme hakkını ihlal eden bu keyfi kararın, aile hekimlerinin verimini de olumsuz anlamda etkileyeceği gerçeğinden yola çıkarak bu duruma itiraz ettik. Danıştay da 5 Nisan 2017’de verdiği hükümle, 2015 yılındaki değişikliğin hukuksuz olduğuna hükmetti. Yani bundan böyle aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları kullanılmayan izin sürelerinin bir sonraki döneme aktarılmasını talep edebilecekler.
AİLE HEKİMLİĞİ 5 MADDELİK KANUNLA YÜRÜTÜLÜYOR
Bu son yaşanan gelişme bir kez daha göstermiştir ki, aile hekimliği sisteminin derhal kendi yasasına kavuşması şarttır. Her şeyden önce aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları kamu görevlisidir ve diğer tüm kamu görevlileri gibi izinleri kanunla düzenlenmelidir. 23 bin aile hekimi, 23 bin aile sağlığı çalışanı yani birinci basamak ve dolayısıyla koruyucu sağlık hizmetleri, yıllardır 5 maddelik kanunla yürütülmeye çalışılmaktadır. Toplum sağlığı için bu denli önemli bir basamak olan ve 80 milyona direkt erişebilen aile hekimliği sisteminin kendi yasasının olmaması, hukuk devleti olmanın gerekleriyle örtüşmemektedir.
Önce bir kanun olmalı, bürokratlar da kanun çerçevesinde yönetmelikler hazırlayarak sistemin devamını sağlamalıdır. Aile hekimlerinin özverili çalışmalarıyla başarılı bir şekilde işleyişini sürdüren birinci basamak sağlık hizmetleri, kanunuyla da koruma altına alınmalıdır. Böylece sadece bedenen sağlıklı bir toplumun temelini atmakla kalınmayacak, hukuk sistemiyle de dünyada örnek gösterilen bir aile hekimliği sistemi oluşturulmuş olacaktır.
Aile Hekimliği uygulamasında var olan 5 maddelik kanun, keyfiyet ile hazırlanan yönetmeliklerin önünü açmıştır. Defalarca değiştirilen yönetmeliklerle aile hekimliği sistemi adeta bir yapboz tahtasına dönüştürülmüştür. Sağlık çalışanlarının ve hastaların haklarını gözeten, uluslararası hukuk normlarında kanuni düzenlemelerin yapılması şarttır. Söz konusu kanunun hazırlanmasında, sistemin temeli olan aile hekimleri ve onların oluşturduğu sivil toplum kuruluşları da söz sahibi olmalıdır. Kurulduğu ilk günden bu yana aile hekimliğinin gelişmesi için elini taşın altına koymaktan çekinmeyen AHEF, kanun hazırlığında da yer almaya, hazırlamış olduğu öneri ve raporları bakanlığa ve kanun koyuculara sunmaya hazırdır.
Sağlıklı bir toplum ve maliyet etkin bir sağlık sistemi için, sistemin tüm bileşenlerini kapsayan kanun şarttır.”
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Tehlike çanları çalıyor: Türkiye Avrupa birincisi oldu
Türkiye’nin, obezite oranı açısından dünyada 17’nci sırada, Avrupa’da ise birinci sırada yer aldı. Prof. Dr. M. Emel Alphan ise bu durumun, aşırı yağlı ve yüksek enerjili fast-food tarzı ...
Kolesterol ilaçları bunamaya yol açar mı?
Kalp krizi felç ve alzheimer riskini artıran kötü kolesterolü (LDL) düşürmek için kullanılan statinlerle ilgili tartışmalar sürüyor. Prof. Dr. Kaynak Selekler, bu ilaçların demansa (bunam...
Karın ağrısını hafife almayın!
Pankreas kanseri genellikle belirti vermeden ilerliyor. Prof. Dr. Burak Işık, karın ağrısı ve mide bulantısı gibi şikayetlerin ciddiye alınması gerektiğini vurguladı. Genel Cerrahi Uzmanı...
Aşılanmamış her 10 çocuktan 9'u kızamık oluyor
Son yıllarda dünya genelinde kızamık vakalarının artış gösterdiğini söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Güzel, bu durumun aşısız çocuklar için büyük risk oluştur...
Aralıklı oruca elveda!
İngiltere’nin Surrey Üniversitesi’nden araştırmacılar, uzun açlık periyotları yerine karbonhidratlı ve karbonhidratsız günlerin dönüşümlü uygulanmasının kilo verme sürecini daha etkin kıl...
Bel ağrısı nasıl geçer?
‘’Araştırmalar toplumun en az yüzde 80’inin yaşamlarının bir döneminde bel ağrısından şikayetçi olduğunu gösteriyor’’ diyen Op. Dr. Akkor bu yaygın sorunun nedenlerini ve tedavi yollarını...
Felçte altın saatleri kaçırmayın
Felç belirtileri başladığında ilk 4,5 saat içinde acil tedavinin çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Derya Uludüz ‘‘Bu durumda dakikalar hatta saniyeler çok kıymetli. Hastanın en hız...
Her 5 çocuktan biri büyüyemiyor!
Türk Pediatri Kongresi, bu yıl 60. kez pediatri camiasını bir araya getirdi. 2 binden fazla çocuk hekiminin katıldığı kongrede, farklı başlıklardaki oturumlarda 300’ün üzerinde konuşmacı ...
Her gün tüketiyorsanız fark etmeden karaciğerinizi bitiriyorsunuz!
Protein tozu kullanımı son yıllarda gençler arasında büyük bir hızla yayılıyor. Ancak uzmanlar, bilinçsiz tüketimin karaciğer yetmezliğinden böbrek hasarına, hatta ölüme kadar varan ciddi...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Bergüzar Korel gözlerden uzakta büyüttüğü kızını paylaştı: Ne kadar büyümüş
Halit Ergenç ile mutlu bir evliliği olan Bergüzar Korel, 2021'de kızı Leyla'yı kucağına almıştı. 4 yaşındaki Leyla'yı gözlerden uzak büyüten oyuncu çiftten Korel, zaman zaman kızının yüzü...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Tehlike çanları çalıyor: Türkiye Avrupa birincisi oldu
Türkiye’nin, obezite oranı açısından dünyada 17’nci sırada, Avrupa’da ise birinci sırada yer aldı. Prof. Dr. M. Emel Alphan ise bu durumun, aşırı yağlı ve yüksek enerjili fast-food tarzı beslenme, ev dışında yemek yeme alışkanlığının artması, şeker yerine fruktoz bazlı şekerlerin içeceklerde kullanılmasının artması, porsiyonların büyümesi ve internetteki moda diyetlerin kullanılması olarak sıraladı.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.