Muhafazakârlık; İki Bilinmeyenli Denklem Mi?

   Muhafazakârlık Demokratlık mı?

   Muhafazakârlık kaba devletçilik mi?

   Muhafazakârlık her şeye müdahil olmak mı?

   Muhafazakârlık zihinde üreyen pragmatist düşünce mi?

   Muhafazakârlık, şahsi iktidarına güvence arayan ve kamuoyu üzerine oynayarak böl- parçala- yönet mantığıyla kendi altını sağlamlaştırmak isteyenlerin ali-cengiz oyunları mı?

   Muhafazakârlık, sertleşen iç ve dış politikalarla demokratikleşme fırsatını kaçırma endişesinde olanların endişelerinden doğan ayrıştırıcı ve otoriter yaklaşımlarının halk üzerine uyguladığı şiddet içeren yönetim şekli mi?

   Muhafazakârlık, keyfileşen, söz dinlemez yaramaz çocuk olma hali mi?

   Muhafazakârlık akla şüpheyle yaklaşmak mı?

   Muhafazakârlık, sadece kendi aklının sesini dinleyerek başka insanların hayatları üzerinde kalıcı bir etki yaratmaya çalışanları eleştiren ve baskı kuran despot ilişkiler yumağı mı?

   Muhafazakârlık, şahsi bakış açısını ve yaklaşımını ‘devlet gücü’yle yürürlüğe koyma eğilimi mi?

   Muhafazakârlık, ‘devlet’i kendisine ‘hasım bellediği’ herkese ve her şeye karşı kullanma eğilimindeki bir Lider tarafından evrilmek mi?

   Muhafazakârlık, bireyin toplum üzerinde keyfi değişiklikler yaratma isteklerine araç olmamaktan korkmak mı?

   Muhafazakârlık, karşıt Devrimcilik mi?

   Muhafazakârlık, Aydınlanma ile gelen insan anlayışına duyulan tepki mi?

   Muhafazakârlık, gelenek gibi “zamanın testinden geçmiş ve kalımlılığını ispatlamış” sağlıklı bir toplumun yapı taşlarını başta din olmak üzere değer-sembol hatta dogmalarla bir arada tutmaya çalışan paternalist ( devlet baba anlayışı!) bir anlayış mıdır?

   Muhafazakârlık, ekonomik bakımdan toplumda bir gelir uçurumunun ortaya çıkmasını sağlayarak, Benjamin Disraeli’nin ifadesiyle “iki millet” haline gelmesine neden olan halkı ayrıştırıcı sistemin düşüncesi midir?

   Muhafazakarlık “küçük müfrezeleri” (cemaat yapılarının, hayır amaçlı geleneksel kurumların ve ekonomik dayanışma amaçlı mesleki kurumlara kadar, bireyin içinde yer aldığı bütün bu ara kurumların siyasi bakımdan çok özel anlamı vardır.) beslemek midir?

   Muhafazakârlık, siyasete sınırlı bir etkinlik alanı olarak bakmak mıdır?

   Muhafazakârlık, otorite ve hiyerarşiye sempatiyle bakmakla birlikte, siyasi otoritenin bu değer ve kurumlara müdahale etmesine veya yukarıdan aşağıya onları yeniden biçimlendirmeye kalkışmasına karşıdır. Amacı yeni bir toplum yaratmak olmasa da ideolojik siyasetle sorunları çözmeye çalışan tedrici (aşama aşama, kabullendire kabullendire!) değişimin ve üç büyük siyasi doktrinden biri olarak görülen “tutuculuğun!” tabanı mıdır?

   Muhafazakârlık, insanı mükemmel olarak görmeyen ve hiçbir zamanda olamayacağına inananların savunduğu bir düşünce midir?

   Muhafazakârlık, insan tasarımını  “GELENEK” ve “DİN” üzerinden kurgulayan kaynaklarıyla, dünyayı anlayabilecek, dönüştürebilecek kurucu özne gözüyle insana bakmayan mütevazı bir insan tahayyülünden uzak olma hali midir?

   Kısaca; Muhafazakârlık kılıfı içene sığınanlar, Muhafazakârlık ölçüsünü kaçıranlar olmuştur.

   Mevlana’nın dediği gibi: Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol.