Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

Kadınlar - Spor ve Memeleri!

18 Ağustos, 2012

Bayram günü biraz geyik yapalım…

Kadın ruhu, kadın zarafeti, spor ve kadınların memeleri üzerine…

Olimpiyatlara damgasını vuran tahta memelere!

Spor sayesinde budanan kadın memeleri konusunda sosyal medyada yaşanan tartışmalar özürle sona erdi mi bilmiyorum!

Ben konunun algılamada yarattığı hasarlar konusuna değineceğim…

Kadınlar spor yapar!

Yapmalı da…

Altın, gümüş bronz madalya alır…

Almalı da!

Kadının spor yaşamında zarafet de vardır, ruhunda estetik de…

Kadınlık sporla ölmüyor!

Kadınlar sporla gelişiyor.

Kadınlar erkeklerin elinde ölüyor…

Eski Yunan’da kadınların Olimpiyat Oyunlarına katılmaları ve hatta izlemeleri bile yasaktı. Bu politika ilk Modern Olimpiyatların yapıldığı 1896 Atina Oyunlarında Baron De COUBERTIN tarafından tekrar yaşama geçirilmiştir. Dünya sporunun gelişmesinde ve yaygınlaşmasında önemli bir yeri olan COUBERTIN yapmış olduğu konuşmalarda “kadınların rolü, erkeklerin galibiyetini takdir etmektir”, “Kadın sporları, doğanın kurallarına aykırıdır” ve “Olimpiyat oyunları erkeklere ayrılmalı ve kadın sporcu görünüşlerinin korkutucu olduğu düşüncesi vurgulanmalıdır” demiştir. Ancak sonraki olimpiyat oyunlarından başlamak üzere kadınlar da sportif karşılaşmalara katılmaya başlamışlardır.

Çünkü İkinci Dünya savaşının tüm insanlığın yaşamını etkilediği 1940lı yıllarda kadınlar savaşa katılan erkeklerin yerine ağır fiziksel aktivite gerektiren işlerde çalışmaya başlamıştır. Erkeklerin yaptıkları tüm işleri yapabilmeleri, kadınların spor aktivitelerine de katılabilme düşüncelerinin bir miktar değişmesine neden olmuştur. İkinci Dünya Savaşının bitmesiyle birlikte erkeklerin kendiişlerine dönmeleriyle kadınlar iş bulmada güçlükler çekmişlerdir ve daha fazla boş zaman bulmaya başlamışlardır. Bu dönemde golf ve tenis kadınlar arasında yaygınlaşmaya başlamıştır ve kadınların her türlü sportif aktiviteye katılması olanaklı hale gelmiştir.

Kadının zayıflığına ve biyolojik farklılığına dayanan söylemlerde, Kadının bedeninin yaralanabilir, hassas bir varlık olarak yaşamayı tercih etmesine de dayanan, dayanıklılık ve kuvvet gerektiren fiziksel etkinlikleri yapmaktan alıkonulması yoluyla da gerçekleştiği yer almaktadır.

19.yüzyılda itibaren geç de olsa kadınların spora aktif katılma tarihi olarak kabul edildiğinden ülkelerin gelişmişlikleri ile doğru orantılı olarak kadınlar sportif faaliyetler içinde daha fazla yer aldığı görülmektedir. Gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerde kadınların spor aktiviteleri içerisinde yer alma oranı ise daha düşüktür. Çünkü bu toplumlarda kadın, hala dişi cinsin yalnızca doğurganlık için yaratıldığı, aktif yaşam yerine pasif yaşamı seçmesi düşünülmektedir.

Çevresel ve toplumsal koşulların değişmesine paralel olarak dünya genelinde kadınlar için yeni olanakların oluşması, kadınlar için yeni yasal düzenlemelerin yapılması, kadın hareketinin etkisi, sağlık ve fiziksel uygunluk hareketlerinin artması ile birlikte kadınların spora katılımında ve kadınlar için düzenlenen araştırmalarda da artış olmuştur. Fakat bu artış her toplumda ve her kültürde aynı düzeyde değildir. Çünkü bazı ülkelerde toplum baskısı, din ya da aile faktörlerinin etkisiyle kadınlar sportif etkinliklere katılamamaktadır.

Kadınların yarışmalara katılmaları her geçen gün artmakta aldıkları sonuçlar yükselmekte ve hatta bazı spor dallarında erkeklerden daha iyi performans göstermektedirler. Buna paralel olarak spor ve kadın ile ilgili fizyolojik, endokrinolojik ve psikolojik araştırmalar son yıllarda artmıştır. Bu nedenle Avrupa Konseyi, üye memleketlerdeki kadınların daha fazla spor yapmaları için gerekli bütün önlemlerin alınması hususunda önerilerde bulunmuştur.

Kadınların değişik spor branşlarına eğilimleri, kadınların hakkında bilinmeyen birçok verileri de beraberinde getirmiştir. Daha önceleri kadınlar hakkında olumsuz olarak öne sürülen tezler, kadınların sportif faaliyetlerdeki başarıları ile çürütülmüştür.

Kası olmayan biri(kadın ya da erkek) ne sporcu olabilir, ne de Olimpiyatlarda boy gösterebilir.  Sporcu kadınlarımız başarılarıyla gelişirken, biz kalırız bu akılla yaya…

Spor ve kadınların memeleri ile olan ilişkisine ne alaka diyecek olur isek, kadınlık olimpiyatlarda değil yorumlarda ölüyor…

Artık kadın vücudu veya savunuculuğu üstünden prim toplamaktan vazgeçelim. Bayan oyuncuların kadınlığını selülitleri ve kilolarıyla değerlendirmeyi; sporcu kadınların dişiliğini de kaslarıyla eleştirmeyi ‘sansasyon yaratma’ malzemesi olarak kullanmayı sınırlar dahilinde yedirsek de elin adamı yemiyor kardeşim…

Ayrıca yüzücülerin özel tasarım mayolarla göğüslerinin toplandığını, böylece yüzüşte engel teşkil etmesinin önüne geçildiğini bas bas bağırırlarken, Spor dünyası performansın kısıtlamaması için alabildiğine hafif kumaştan mayolarla çalışmanın, özel ayakkabılar üretmenin peşindeyken hala kadınların memeleri ile uğraşmak akla mantığa sığmıyor.

Londra Olimpiyat oyunlarından erkeklerden daha fazla madalya ile Türkiye’ye dönen kadın sporcularımız, spordaki başarılarını “yumruğu masaya tahta memeleri ve kaslı kolları ile” vurarak göstermişlerdir!

 

Bol Şekerli Bayramlar…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Ünlü Şarkıcı Şimal Herkesten Dua İstedi!

Uzun süredir meme kanseri tedavisi gören ve kanseri yenen ünlü şarkıcı Şimal Tebessüm Eden, yeniden hastaneye kaldırılmasının ardından sevenlerinden dua istedi. Ünlü şarkıcı, son halini p...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Felçte altın saatleri kaçırmayın

Felç belirtileri başladığında ilk 4,5 saat içinde acil tedavinin çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Derya Uludüz ‘‘Bu durumda dakikalar hatta saniyeler çok kıymetli. Hastanın en hızlı şekilde bir inme merkezine yönlendirilmesi gerekir’’ uyarısında bulundu.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR