12 Eylül'ü anlamak: Unuttuklarımız...

Aşağıdaki yazı; sabit fikirlilerin, sabitlenmiş fikirlerini değiştirme amacı gütmemektedir. Onlar zaten sabittir.  Bu yazı; yaşı 50'den az olup, şu meşhur 12 Eylül Darbesi-İhtilali-Kurtuluşu-Yıkılışı-Yeniden Varoluşu-Yok Oluşu vb. hakkında kafası karışanlar için kaleme alınmıştır:

18 Haziran 2014, gazetelerden:

"Ankara 10. ağır Ceza Mahkemesi, 12 Eylül davasında tarihi kararını açıkladı. Mahkeme, sanıklar 7. Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral Kenan Evren ile eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya'yı ... suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı. Eğer ceza Yargıtay'ca onanırsa, Evren ve Şahinkaya'nın rütbeleri de sökülecek."

Ne güzel, hepimizin bayramı olsun! Gelsin kınalar!

Yaşı 50'den az olanların ve o günleri hatırlamayanların, 'Kim bu adamlar? Bu olay da ne ki?' diye sorduklarını duyar gibiyim. O zaman şöyle açıklayayım:

12 Eylül 1980 günlerden Cuma; ülkem harika ve huzurlu bir sonbahar sabahına uyandığında bir de ne görsün? 5 tane general (üçü öldüğünden ikisi yargılanabildi); sabah kalkıp (büyük bir ihtimalle gece hiç yatmadan) TRT'ye (o zaman radyo ve TV'de tekeldi) el koyup, siyasileri göz altına almışlar ve parlamentoyu lağvedip ülkeyi geçirmişler.

"Vay be! Bu ceza az bile, o zaman onlara."

Yaşı benim gibi 50'yi aşmış olanların büyük çoğunluğunun itirazı gelir hemen:

"O kadar basit değil arkadaşım. Biz o günlerde neler gördük geçirdik, ülke elden gidiyordu."

"Aaah oğul ah! Sokaklarda kardeş kardeşi öldürürdü. Allah Kenan Paşa'dan razı olsun, ülkeyi ve gençleri kurtardı."

"Halk Devrimini tamamlamaya çok az kalmıştı fakat faşist Ordu bizi ezdi."

"Bu ülkede komünistlerin kökünün kazınmasına ve Büyük Turan'ın kurulmasına ramak kalmıştı ki, Ordu asıl bizi ezdi."

"Ülkeyi bölme, Kürdistan'ı kurma planlarımızı 40 yıl ertelemek zorunda kaldık."

Ne oldu, kafanız mı karıştı? O zaman şöyle yapalım: 12 Eylül sabahında radyoda çalan kahramanlık türküleri dışında gerçekte ne olduğunu anlayabilmek için 11 Eylül'ü bilmek, anlamak gerek diye düşünüyorum.

Milliyet Gazetesi'nin harika bir uygulaması var: Milliyet Arşiv. Geçmiş tarihli gazeteleri satır satır ayrıntılarıyla okuyabiliyorsunuz. Yani, kişiler unutsa da, arşiv unutmuyor!

Ben sizi şimdilik zahmetten kurtardım ve Milliyet gazetesinin 11 Eylül 1980 Perşembe günkü sayısının başlıklarını sizin için derledim (sadece açık kişi isimlerini kodladım, isteyenler Milliyet arşivden bulabilir):

-  Siirt'in Batman ilçesinden, Gercüş ilçesine bağlı Suçeken köyüne H.K. adına gönderilen bir çuvaldaki bombanın patlaması sonucu 5 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.

- Mersin'de Tarık Akan'ın başrolünde oynadığı 'Adak' filmine bilet almak için kuyrukta bekleyenlerin üzerine bir otomobilden ateş açıldı. 4 kişi öldü, 11 kişi yaralandı. Olayda kullanılan otomobilin şoförü olduğu belirtilen bir kişi iki saat sonra öldürülmüş olarak bulundu.

- Eskişehir'de sağ görüşlülerin gittiği bir kahve tarandı: 1 ölü, 1 ağır yaralı.

- Ankara'da bir evi basan silahlı teröristler, sağ görüşlü 2 kişiyi öldürürken, Gaziosmanpaşa'da kurşunlanarak öldürülmüş bir kişinin cesedi bulundu.

- Gaziantep'te bir memur, Malatya'da bir işçi uğradıkları silahlı saldırılarda öldürüldü.

- Bursa Yediselviler mahallesinde bir evi basan iki terörist, evde oturan B.O. adlı kişiyi ağır şekilde yaralayarak kaçtılar.

- Malatya'da H.H.D. adlı öğretmen, kimlikleri belirsiz kişilerin silahlı saldırısı sonucu ağır şekilde yaralandı.

- Gaziantep DİSK Tekstil Sendikası Şube Başkanı M.S. ile plastik imalatçısı A.B. iki motosikletli kişinin açtıkları çapraz ateş sonucu ağır şekilde yaralandılar.

-  Eskişehir Sivrihisar caddesindeki G. Bankası şubesine molotof kokteyl atılmış, Sakarya'daki A. Bankası şubesi de tabancayla taranmıştır. Ayrıca İstanbul Fikirtepe'de O.Y.'a ait bakkala patlayıcı madde atılmıştır.

- İstanbul Gedikpaşa'da Tekel'e ait bir kamyonu soyan silahlı iki terörist, yaklaşık 1 milyon lira alarak kaçmışlardır.

İçiniz daraldı, ruhunuz sıkıldı değil mi? Bu haber başlıklarını Milliyet gazetesinin o günkü 'Terör-Anarşi' sayfasından aldım. 'Nasıl yani?' diye sormayın. O yıllarda gazeteler (en azından Milliyet) spor gibi veya magazin gibi, 'Terör-Anarşi' sayfası yapıp yukarıdaki benzer haberleri aynı sayfada topluyormuş.

34 yıl sonra Kenan Evren (97) ve Tahsin Şahinkaya'ya (89) müebbet verilmiş. Eğer ceza Yargıtay'ca onanırsa, rütbeleri de sökülecekmiş.

Az bile, olmayan dişlerini de sökelim!

sökelim de.

11 Eylül 1980'i ne yapalım?

26 Mayıs'ı bilmeden, 27 Mayıs'ı yorumlamak,

11 Eylül'ü bilmeden, araştırmadan, okumadan,

12 Eylül için kına yakmak?

Tam bize göre değil mi?

Biraz önce TV'de bir tartışmacı; 'ama o hırsız, hak-hukuk tanımaz  ve bir de diktatör olmak istiyor' deyince,

diğeri dedi ki,

'Yok canım o kadar da değil. Baksana adam Evren'i bile yargıladı'

Algı yönetimi/mühendisliği sen nelere kadirsin!

(Devam edecek...)

İZMİR, 28 Haziran 2014.

Not: Ramazan'ınız mübarek, bereketli ve adaletli olsun.