Yukarı
12

Mehmet Atak

27 Mayıs 1960'a Nasıl Gelindi?

27 Mayıs, 2014

(Aşağıdaki yazı; eleştiri veya övgü yazısı değildir. Sadece, dünya üzerindeki örneklerine hiç benzemeyen demokrasi yolculuğumuzun bir döneminin, 1950-1960 yılları arasındaki olaylarının hatırlatılmasıdır. Kişisel yorumlarımı bir sonraki yazımda paylaşacağım.)

Demokrat Parti (DP), Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) ayrılan Celal Bayar, Fuat Köprülü, Refik Koraltan ve Adnan Menderes tarafından 7 Ocak 1946'da kuruldu. DP'nin iktidara gelişinden (Mayıs 1950), 27 Mayıs 1960'a kadar Bayar Cumhurbaşkanlığı, Menderes ise Başbakanlık görevlerini aralıksız sürdürdüler.

Başbakan A. Menderes 29 Mayıs 1950'de, yani iktidarlarının henüz 15. gününde yaptığı bir konuşmada, "... sadece millete mal olmuş inkılâpları saklı tutacağız..."  demesiyle icraatlarının istikametini ilan ediyor gibiydi.

DP iktidarının ilk işi, darbe planladıkları gerekçesiyle, Genel Kurmay Başkanı ve üst komuta kademesi dahil 15 general ve 150 Albay'ı re'sen emekliye sevk ederek, Gn. Kur. Bşk.lığına Orgeneral Nuri Yamut'u atamak oldu (6 Haziran 1950).

Hükümetin ikinci önemli icraatı ise, 1932'den beri Türkçe okunan ezanın Arapça okunması için yasa çıkarmak oldu (16 Haziran 1950).

NATO'ya katılma talebi kabul olmayan Menderes hükümeti, 4500 kişilik bir Tugay'ı, TBMM kararı olmaksızın ve tüm masrafları bize ait olmak üzere Kore savaşına gönderdi (25 Eylül 1950). Bu birlik; 1953 Temmuz'unda 721 şehit, 2147 yaralı, 346 hasta, 234 esir ve 175 kayıpla ülkeye geri dönecekti.

Bizim için anlamsız bu savaş için Nazım Hikmet şu şiiri yazmıştı:

Beni, üniversiteli yedek subayı

Kore'de harcadınız Adnan Bey.

Elleriniz itti beni ölüme,

vıcık vıcık terli, tombul elleriniz...

Gözleriniz bir baktı arkamdan

ve ben al kan içinde ölürken

çığlığımı duymamanız için

kaçırdı sizi bacaklarınız arabanıza bindirip...

Hükümet 6. ayını doldururken, kaçak veya aleni, Arap harfleriyle tedrisat (öğrenim) yapan Kur'an kursları hakkındaki yasağı kaldırıdı (3 Aralık 1950).

Menderes'in başlattığı bu bilinçli ve tavizkâr yaklaşım meyvelerini vermekte gecikmedi. Başta Kırşehir olmak üzere yurdun bir çok yerinde Atatürk büstlerine saldırılar düzenlendi (24 Şubat 1950).

"Halkevleri; faşist anlayış ve düşüncelerin ürünüdür. Bunlar sosyal yapımız içindeki  tümüyle gereksiz, boş, geri ve yabancı unsurlardır.."  diyen Menderes, 8 Ağustos 1951'de Halkevleri'ni kapattı.

Lozan anlaşmasına göre, Fener Rum Patriği'nin T.C. vatandaşı olması zorunluydu. Bu ilke ilk kez, 5 Haziran 1952'de Athenagoras'ın  ABD'den getirilip Patrik yapılmasıyla ihlal edildi. Başbakan, Patrik ilan edilen Athenagoras'ı ziyaret edip elini öptü.

Türkiye, 20 Eylül 1952 tarihinde NATO'ya kabul edildi.

Kullanılan Türkçe kelimeler kaldırılarak, Osmanlıca seferberliği başlatıldı. Anayasa'nın ismi 'Teşkilat-ı Esasiye Kanunu', bakanlıklar 'vekalet', Gn. Kur. Bşk.lığı ise  'Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği'  şeklinde değiştirildi (24 Aralık 1952).

Menderes Hükümetinin yönetiminde 1954 yılında genel seçimler yapıldı. Seçim sistemine göre bir oy bile fazla alan parti, o ildeki tüm vekillikleri kazanıyordu. Yüzde 57 oy alan DP 503, yüzde 34 oy alan CHP ise 31 milletvekili elde edebildi.

Seçimlerde Millet Partisi lideri Osman Bölükbaşı'nı seçen Kırşehir halkı Menderes'i çok kızdırdı. Kırşehir, yasayla ilçe yapıldı. İlçelerinin bir kısmı ile Nevşehir ili kuruldu. Adnan Menderes konuyla ilgili mecliste;

 'Türkiye’nin hiçbir vilayetinde yüzde 3’ten fazla oy almayan bir partiye mensup milletvekilini iki seçimde de seçen Kırşehir’in, içtimai ve siyasi bünye itibariyle anormallik göstermekte olduğunu inkâr etmek mümkün değildir, evet biz açık konuşuruz’ şeklinde konuştu.

Osman Bölükbaşı da cevaben; "Vilayeti kaldırdınız, bizi de kaldırın da zulmünüz tamam olsun" dedi.

Ayrıca CHP'ye oy veren İnönü'nün memleketi Malatya bölünerek Adıyaman ili kuruldu.

1954 yılı boyunca, başta 80 yaşındaki Hüseyin Cahit Yalçın olmak üzere, pek çok gazeteci uzun süreli hapis cezaları aldılar.

Adalet Bakanı Esat Budakoğlu, TBMM'de muhalefetin soru önergesi üzerine 1954-1958 yılları arasında 238 gazetecinin iktidara karşı yazılar yazmak suçundan mahkûm olduğunu açıkladı.

Zamanında  Adnan Menderes'in de okuduğu İzmir Amerikan Koleji binası, 1940 yılında kamulaştırılarak Kızılçullu Köy Enstitüsü yapılmıştı. Menderes 1954 yılında Köy Enstitülerini tamamen kapatarak bu binayı NATO'ya tahsis etti. Marshall yardımlarının en önemli şartı da bu okulların kapatılmasıydı zaten.

6 Eylül 1955 günü bir gazetenin Atatürk'ün Selanik'teki evine bomba atıldığı şeklindeki asparagas haberi büyük olaylara neden oldu. Sonradan uydurma olduğu anlaşılan haber üzerine çıkan olaylar, kısa zamanda ne yazık ki gayrimüslim vatandaşlarımızın ev işyerlerine yönelik yağmaya dönüştü. Olaylar üzerine İstanbul, Ankara ve İzmir'de sıkıyönetim ilan edildi.

1956 yılında artan ekonomik sıkıntılar yüzünden, kahve hane başına aylık 100 gr olmak üzere karneye bağlandı. Kağıt sıkıntısı yüzünden gazetelerin sayfa sayısı 6'ya düşürüldü. Maliye İstanbul'daki hazineye ait 10 bin arsa ve 500 binayı satışa çıkardı.

17 Nisan 1957'de Ankara Atatürk Orman Çiftliği'nden arazi satılabilmesine olanak tanıyan kanun kabul edildi. 6 Mayıs'ta İstanbul, Ankara, Eskişehir, Adana ve Bursa'daki işçi sendikaları kapatıldı.

2 Temmuz 1957'de CMP Gn. Bşk.nı ve Kırşehir milletvekili Osman Bölükbaşı meclise hakaret iddiasıyla tutuklandı.

Araba lastiğinden çiviye, gazdan şekere, çaydan kahveye bir çok mal bulunmaz olmuş, büyük ekonomik sıkıntı başlamıştı. Hükümet işler daha da kötüleşmeden 1958 yılında yapılması gereken genel seçimleri 1957 Ekim'ine aldı.

CHP ve Hürriyet Partisi'nin birleşme çabası karşısında, DP'liler 1957 seçimlerinden önce seçim yasasına partilerin ittifak yapmasının önleyen maddeler ekledi. DP'den istifa eden Fuad Köprülü'nün başka bir partiden milletvekili seçilmesini engellemek için seçim yasasına, 'partisinden istifa eden bir kişinin 6 ay geçmeden bir başka partiden milletvekili olamayacağı' şeklinde bir hüküm kondu. Bu yasa, siyasi tarihimize 'Köprülü Yasası' olarak geçti.

Arşivde rastladığım 1957 seçimlerine ait bazı seçim afişlerinin mesajları bana ilginç geldi. İşte bazı sloganlar:

CHP: "Ne yazık ki, traktörü öküzle çekiyoruz"

         "Nal mıhı, et, peynir, kalsiyum, mürekkep, penisilin, gözlük camı, yay, kanaviçe ve Demokrasi YOK!"

         "Hırsıza hırsız diyemiyoruz çünkü ispat hakkı yok"

Hürriyet Partisi: "Öküzünü 3 liraya nallıyordun, şimdi 15 liraya nallıyorsun"

           "6-7 Eylül'e karşı insan hakları"

DP:     "Dağlar yol, viraneler bağ oldu"

          "1950'de geri kalmış bir devlettik, 1957'de ileri bir dünya milleti olduk"

Adnan Menderes, seçim meydanlarında verdiği mesajlarda ekonomiyi ve insan haklarını ağzına almıyor, demeçlerinde daha çok dini temalar kullanıyordu:

          "DP iktidarında 15 bin yeni cami inşa edildi" (19 Mayıs 1957, Kayseri).

          "İstanbul'u ikinci bir Mekke, Eyüp Sultan Camii'ni de ikinci bir Kâbe yapacağız" (20 Ekim 1957, Adana).

27 Ekim 1957'de seçimler yapıldı. 1946 seçimiyle birlikte tarihimizin en şaibeli seçimi oldu. İktidarın tertip, baskı ve sandık hileleri yurt çapında tepkilere hatta kan akmasına neden oldu.  

DP %48 oy alarak 424 milletvekili çıkardı. CHP % 41 oy oranı ile 178, HP ve CKMP ise %11 oy toplamı ile 4'er milletvekili kazanabildi. Seçim ittifaklarını yasayla engelleyen DP amacına ulaşmıştı. Muhalefet partileri %52 oy oranı ile 186 sandalye, DP ise %48 oy oranı ile 424 sandalye almıştı. Bu yüzden muhalefet hükümet için, 'azınlık iktidarı' deyimini kullanmaya başladı.

12 Ekim 1958'de Vatan Cephesi kuruldu. Cepheye kaydını yaptıranlar radyodan ilan edilmeye başlandı.

1959 yılı Nisan sonlarında partisinin il kongresi için Uşak'ta bulunan İnönü, Kurtuluş Savaşı'nda karargah olarak kullandığı evi ziyaret etmek istedi. Vali ziyaretin önlenmesi emrini verdi. Bu yasadışı emri uygulamayan Emniyet Müdürü ve Jandarma Komutanı ertesi gün görevden alındı. İnönü bir grup DP taraftarı tarafından taşlandı.

2 Mayıs'ta, İzmir'de İnönü'yü karşılamaya gelenleri jandarma dağıttı. 10 kişi yaralandı. Olayların haber yapılması yasaklandı.

12 Nisan 1960'da DP grubu CHP'ni, "silahlı ve tertipli ayaklanmalar hazırlamakla" ve bir takım basını da, "bunu yalan haberlerle desteklemekle" suçladı. Bu suçlamaları araştırmak için her türlü kanun üzerinde yetkilere sahip, 'Tahkikat Komisyonu' kurulmasına karar verildi.

Tahkikat Komisyonu'nun ilk icraatı, tahkikat sonuna kadar tüm siyasal etkinlikleri yasaklamak ve Meclis görüşmelerinin basında ve radyoda yayımlanmasını yasaklamak oldu. Komisyon ayrıca İnönü'ye, 12 oturum meclisten çıkarılma cezası verdi.

28 Nisan 1960'da öğrenci Turan Emeksiz İstanbul Üniversite'sinde çıkan olaylarda polis tarafından öldürüldü. Rektör Sıddık Sami Onar, polis tarafından tartaklanarak ve neredeyse sürüklenerek göz altına alındı.

İstanbul'un ardından Ankara Siyasal ve Hukuk'ta olaylar başladı. İstanbul ve Ankara üniversiteleri bir ay süreyle kapatıldı ve sıkıyönetim ilan edildi.

21 Mayıs'ta ise Harp Okulu öğrencileri ve subaylardan oluşan yaklaşık 1000 kişi Ankara'da hükümet aleyhinde sessiz bir yürüyüş yaptı.

....

Sonunda 27 Mayıs 1960 sabaha karşı saat 4'te, radyoda Kurmay Albay Alparslan Türkeş TSK olarak yönetime el koyduklarını ilan etti ve askeri darbenin sebeplerini bir radyo bildirisi ile halka duyurdu.

Adnan Menderes ise 27 Mayıs 1960 günü Kütahya'da Albay Muhsin Batur tarafından gözaltına alınarak Ankara'ya götürüldü. Daha sonra da ve diğer tutuklu Demokrat Parti üyeleri ile birlikte Yassıada'ya hapsedildi.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Popüler tedaviyi yaptıran fenomen hayatını kaybetti

34 yaşındaki sosyal medya fenomeni Katie May, boyun ağrıları nedeniyle başvurduğu son dönemlerin popüler yöntemi kayropraktik tedavi sırasında yapılan hatalı bir müdahale sonucu yaşamını ...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Yemekle mutlu oluyorsanız dikkat!

Yeme bağımlılığının fiziksel ve psikolojik etkileri hakkında bilinçli olunması gerektiğine işaret eden Diyetisyen Şevval Işıklı, “Yeme bağımlılığı, tıpkı diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi kişinin hem fiziksel sağlığı üzerinde ciddi etkiler oluşturabilir hem de bireyin yaşam kalitesini düşürebilir. Profesyonel yardım gerektirebilir” dedi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR