Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

İsraf TAVAN Tasarruf YALAN!

27 Temmuz, 2024

   İktidar bir “tasarruf hikâyesi” yazdı!

   Kendileri tasarruf yapıyor mu, HAYIR…

   Bu durumda tasarruf, halka dayatılan bir hikâyeden ibarettir!

   İktidar israflarını görmezden gelerek, bilinçli yükselttikleri enflasyonu(!) tarihimizin en ağır ekonomik kriziymiş gibi gösteriyor. Kasıtlı yürütülen, halkı yoksullaştırma hedefli politikalarını sürekli zam ve vergi icat ederek, “tasarruf hikâyesini” halkın sırtına yüklemeye çalışıyor! Saltanatından ödün vermeyenlerin, bedelini halka biçmeye çalışması ekonomik krizin gerçekliği konusu inandırıcı geliyor mu?

   Zamlar, vergiler halkın yoksullaştırılması için planlanmış bir zulüm senaryosudur! Ürünlerin satış fiyatlarını serbest piyasanın vicdanına bırakmak, denetlememek, satıcıyla, tüketiciyi birbirine düşürmek, kira artışlarını açık uçlu bırakarak, ev sahibi ile kiracıyı düşman etmek, paranın değerini pert etmek, vb. gibi ülke değerleri üzerinden kaoslar yaratarak, vatandaşın konforunu bozup, yaşam huzurunu kaçırmak, bütün bunlar programlı yapılan kötülükler değil de nedir?

   #gecimyoksasecimvar

   İktidar israflarını, aşırı harcamalarını yıllarca işin itibarı gibi göstermeye çalıştı! Dini kullanarak siyaset yapan AKP “Yiyiniz ve içiniz, israf etmeyiniz. Şüphe yok ki ALLAH, israf edenleri sevmez” (A'raf, 7/31) sözüne uymuyorsa, firavun gibi yiyip, savuruyorsa inandığı şeyin sadece para ve zenginlik sahibi olduğunu düşünüyorum…

   İktidara geldiği günden beri devlet olanaklarını kendi şahsi menfaati için har vurup harman savuran, yandaşlarını besleyip, bütün devlet olanaklarını kullandıran, zengin yandaşlarının vergilerini sıfırlayan, israfı itibar sayandan, devlet insanı/yönetici olur mu?

   Bize büyüklerimiz önce idareli olmayı, elimizdeki harçlığın bir kısmını harcamayıp dar günlere ayırıp, biriktirmeyi en önemlisi tasarrufu öğrettiler.

   Tabağımızda kalan son pirinç tanesi arkamızdan ağlamasın endişesiyle büyüdük. Tutumlu olduk ve ayağımızı yorganımıza göre uzattık. Ne evimizin ortak parasını, ne de çalışarak kazandığımız parayı çarçur ettik. Bereketliydi her şey o zamanlar…

   Milletin parasını, kamu kaynaklarını yıllarca çarçur ederek harcayan, ekonomik türbülans dönemini yaratan israfçı iktidar değil mi?
Kamu kaynaklarının etkili ve verimli biçimde kullanılması kuralını alt üst edenler, devlet terbiyesini de bilmiyor demektir.

    “İtibardan tasarruftan olmaz diyerek” aşırı israfı seçenler, biran önce tasarruf etmeye başlamaları vatandaşa boyunlarının borcudur.

   Yıllarca halkın hakkından, gelirinden alıp, kendi kasasına aktaranların, krizmiş, enflasyon artmışmış, tasarrufmuş hikâyelerine artık halk da inanmıyor! Tasarruf halka mal edilemez, bedeli halka ödetilemez! Nasıl ülkenin varlıklarını eksilttiyseniz, yerine koyun…

   Zahmetle, çabayla, yorgunlukla çalışıp evinize ve çocuklarınıza bir lokma ekmek götürmek için mücadele ettiğimiz; kazandığımızın bir kısmını başımızı sokacak bir ev almak için, bir kısmını da eğer tasarruf yapabilme imkânımız var ise zor günler için biriktiririz. Bizler devletin parasını harcamayız… Tam tersine çalışma karşılığı kesilen vergilerimizle devletimize para kazandırırız… Hepimiz çalıştığımız görevin hak edişini yıllarca maaş olarak aldık. Maaşlarımızı alırken kesintilerle emeklilik yıllarımızın maaşlarını ödedik. Aldığımız emekli maaşı hedeflediğimiz yaşam standardımızın, emeğimizin karşılığı olmadı! Emeklinin maaşını her yıl içinden eksilterek, enflasyon ve kriz hikâyeleriyle alım gücünü düşürdü.

   Her maaş artış döneminde emekliye Ali-Cengiz oyunu sahneleniyor! Önce maaşlara zam veriyor-muş gibi yüzdelik oranı açıklıyor, sonra son dakika açıklamasıyla çok çalışmış, az çalışmış demeden adaletsizlikle en düşük emekli aylığını herkesi yoksullukla eşitliyor. Hani yüzdelik artışlar?

   Siz kim oluyorsunuz da kendi paranız gibi devletin parasını harcıyorsunuz? Devlet mülkiyeti üzerinden kimse devletin masraflarını kişisel harcamaları için görevlendirme(Mesai/harcırah vb.gibi) nedenleri dışında kullanamaz! İsraf ve savurganlık yapamaz.

   Rahmetli babam üst düzey bürokrat olmasına rağmen, ofisten eve gelmiş ne kâğıdı, ne kalemi, ne de makam şoförünü gördük! Okula tepe, yol aşa aşa, karda kışta buz tutmuş yerlerde kayarak, ellerimiz soğuktan donmuş halde yürüyerek gider-gelirdik. Gıkımız çıkmazdı! Çünkü babamız bizim güçlü, mücadeleci, üretken ve sabırlı olmamızı ister, o yönde bizimle konuşurdu. Torpilini de görmedik... Hepimiz iş hayatımızdaki başarılarımızı çalışarak, emeğimizle edindik.

   İsraf ve savurganlık yolsuzluklara yol açar; bunu denetim ya da tasarruf tedbirleri ile tamamen kontrol etmek gerekiyor. Hele ki yönetim iş bilmez aymazların elinde ise mülkiyet hâkimiyetini yitirir. Her şey hakimiyetini bitirmiş durumda…

   Oradan tasarruf diyor; dolar garantili ödemelere devam ediliyor! Politika faizleri kimlere yarıyor acaba? Özel uçaklarla yolculuklara devam, özel bölgelere kurulan saray inşaatlarına devam! Koruma ordusuna devam! Ama tasarruf halka düşsün, onlar israfa devam etsin!

   Kamunun keşmekeşe dönmesini sağlayanlar, kamuya yeni personel alımını kısıtlarken, hizmetleri dışarıdan satın alma yoluyla yürütmek israf değil mi?

   Kamu hizmetini özelleştirmek, halkın hizmeti daha pahallıya almasını sağlamak, halka yapılan kötülük değil de nedir? Kamuda en büyük giderler taşeronlaşma sistemiyle ortaya çıkıyor. Yandaş besleme formülüyle de israf yükseliyor…
Kamuda ciddi olarak, tasarruf bilincini artırmak istiyorsanız israfa neden olan Beştepe'den başlayabilirsiniz!

   Ataol Behramoğlu “Emeksiz zengin olanın/Kitapsız bilgin olanın/Sermayesi din olanın/Rehberi şeytan olmuştur” sözüyle emek vermeden mal-mülk sahibi olan mevcudu ne güzel ifade etmiş…
   Her gün yalan, dolan yazıp, konuşuyorlar. Yok, öyle üç köfte bonkörlüğü, al-gülüm ver gülüm hesabı! Korkunç kötüler! Halktan nefret ediyorlar, yoksullaştırma politikaları ile kirli ideolojilerini dayatıp, enflasyon, zamlarla halkı bunaltmaya ve yoksullaştırmaya çalışıyorlar.

   #İsrafTavanTasarrufYalan
   Hanginiz kamu kaynaklarınızdan tasarruf yapıyorsunuz? Hanginiz maaş artışlarınızdan fedakârlık ettiniz. Hangi harcamalarınızı kıstınız? Almadığınız(!) hangi vergileri tahsil ettiniz?

   Bir şiirle başladı her şey ve karardı hayatımız! Başımıza gelecek tüm kötülükleri biliyordum oysa ki… Öngörüsüz siyasetçiler tamahkarlıklarıyla ülkeyi altın tepside sundular. Bu kahredici sonuçlardan kurtuluş ancak halkın dirayetli kararları ve mücadelesiyle olacaktır!

   Yalancının mumu da yatsıya kadar yanar, gerçeklerin her zaman ortaya çıkma huyu vardır.

   Ülke gündemi; adaletsiz gelir dağılımı problemini ve insanca yaşam haklarından uzaklaşan ülkemizin sorunlarını biran önce nasıl çözeriz olmalıdır!

   #HemenSeçim
   Öncelikle devletin israf ve savurganlıklara niçin açık bir organizasyon olduğunu anlamak gerekiyor! Devletin doğasını anlamadan, tanımadan kamuda tasarruf tedbiri yaklaşımıyla sorunun çözüleceğine inanmak gerçekten cahilce! Devletin görev ve fonksiyonları iyi tanımlanmalıdır!

   Müsrif Devlet!
   İsraf, sosyal dengeyi altüst eden manevi bir hastalıktır. İsrafın gerek fert gerekse toplum üzerinde olumsuz tesirleri vardır. İsraf, insanlar arasındaki ekonomik dengeyi de bozar.
   Bilgisizliğin, görgüsüzlüğün ve bencilliğin yarattığı sonuçlar yüzünden hepimiz acı çekiyoruz.

   İhtiyacımız olan önce "Saygı ve İnsanlaşma Eğitimidir!"
   #ErkenSeçimŞart



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

'Türkiye'nin en seksi kadını' seçilen Zeynep Bastık'tan açıklama

Şarkıcı Zeynep Bastık, bir ankette 'Türkiye'nin en seksi kadını' seçilmesini garipsediğini söyledi. Bastık "Birileri ortaya bir şey atıyor, birileri de altını olduruyor. Ben de evde oturu...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Göz sağlığınız tehlikede!

Ekran karşısında uzun saatler geçirmek, hem yetişkinlerde hem de çocuklarda göz sağlığını tehdit ediyor. Türk Oftalmoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Huban Atilla, küçük yaştaki çocuklarda giderek artan göz kuruluğu ve şaşılık riskine dikkat çekti.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR