Yukarı
     SON DAKİKA     

Galatasaray Atina’da tarih yazma peşinde!

4

Aydan Tuncayengin

Bir huzur ver!

01 Ağustos, 2015

“Yurtta Sulh, Cihanda Sulh”

Atatürk’ün dile getirdiği bir paroladır, bir politika düsturudur. 1961 ve 1982 Türk Anayasalarında yer alan üstün bir hukuk kuralıdır.

Atatürk “Yurtta Sulh” ile insanın huzur ve güven içinde, insan kişiliğine yakışır şekilde yaşamasını ifade eder.

 “Yurtta Sulh” her şeyden önce ülkede o insanın insanca yaşaması insanlığının gereği olduğunu anlatır.

Toplum hayatındaki düzenini vatandaşın devlete güvenini devletin de ülkede asayiş ve otoriteyi sağlamasını öngörür. Ülkede kanun hâkimiyeti ve hukuk hükümranlığı, “Yurtta Sulh” ilkesinin sonucudur.

Aynı zamanda Devletin vatandaşlarına karşı huzur ve güven içerisinde yaşama imkânına kavuşması için yükümlülükler yükler.

Atatürk barış içinde Türk insanını mutlu kılmanın yolunu, güven ve huzur ortamı olan Cumhuriyet’te bulmuştur. Atatürk’e göre Cumhuriyet yeni ve sağlam esasları ile Türk milletini emin ve sağlam bir istikbal yolunda yeni bir hayatla buluşturmuştur.

Atatürk  “Cihanda Sulh” ile milletlerarası barış ve güvenliğin korunmasını ve sağlanmasını milletlerarası barışın bölünmezliğini insanlığın da hepsini bir vücut ve her milleti de onu bir uzvu addetmeyi amaç bilir.

Milletlerarası ilişkilerde kuvvete ve kuvvet tehdidine başvurmamayı, milletlerarası uyuşmazlıkların barışçı yollarla çözümlenmesini öngörür.

Bütün milletleri barış içinde refaha, saadete ve daha ileri uygarlık çağına yöneltmeyi ifade eder.

“Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesinin temelinde yatan insan sevgisi ve insanlık anlayışıdır.

 Atatürk, “Biz kimsenin düşmanı değiliz, yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız.” derken eşsiz bir insan sevgisinden, insan saygısından bahsetmiştir. “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesi kolektif güvenliği, milletlerarası barışın korunmasını ve devamlılığını da ifade eder.

“Yurtta Sulh, Cihanda Sulh”, öncelikle özgürlüğün ve bağımsızlığın sağlandığı ortamda oluşur ve gelişir.

Tıpkı HUZUR gibi…

Şimdi ise “Türkiye huzurunu arıyor!”

Türkiye yıllardır huzursuz; didişmeler, ağız dalaşları, Meclis’teki uçan tekmeleriyle, savrulan tokmakları ve ana avrat küfürleri, adaletsizliği, ölen gençleri, işçileri, bitiremediği terörüyle…
Türkiye yıllarca huzuru aradı bulamadı!

Sükûnet, Huzur ve Güven istiyoruz…
İnsanlarımızın ekmek-su kadar huzura ve güvene ihtiyacı var…
Korkutma, yıldırma, sindirme, susturma ve baskıyla geçen ve devam eden yıllara eklenen istediği oyuncağı alamayan çocuğun intikamcı savaşı çığlıkları!

7 Haziran seçim sonucu halkın kendi geleceği ile ilgili verdiği “ Türkiye'nin barış, huzur, kardeşlik, birlik ve beraberlik içinde yaşaması gerekliliği” kararını görmezden gelenler, çocukları ölen halkın acılarına kuru nutuklarıyla şov yapıyorlar!

İktidar olamayınca seçim sonucunun senaryosunu ‘biz olmaz isek, sizde yoksunuz!’ intikamıyla “Yurtta savaş, Cihanda savaşa” dönüştürerek, “HUZUR ve DEMOKRASİ” adını verdiği operasyonla aklı sıra kendini masum bir kılıfa sokuyor!

Çocuklarımız ölüyor. Ruhunda vicdanın kırıntısı kalmamış bu insanlar sayesinde yürekler acıdıkça, acıyor’

İsyan ediyorum bu kâfirlere!
Yumruklarımı sıkıyorum şiddeti geçerli görenlere... Katliamlarını seçim malzemesine oy çıkarları için kullanışlı hale getirmeye çalışanlar,  siz insan evladı değilsiniz.

İnsanlarımızı koruyamadığınız gibi, BARIŞI da koruyamadınız.

****
Pusular yollara döşeniyor canlar yanıyor. 
Kalleşçe vuruyorlar. Günaydınlar eskilerde kalıyor artık…
Can pazarı hesabına bedenler tutsaksa,
Her güne bir yas bir ağıt yakıyorsa yanan yürekler,
Dün ve bugün umutsuzluklarla yolumuzu kirletiyorsa, 
Acılar bitmiyorsa, 
Sabırlar yetmiyorsa...
Kaosun adı iktidarsa,
Ben yoksam, sende yoksun diyorsa,
Uyan halkım uyan kaldır o şanlı başını…

Analar kaldırın başınızı gökyüzüne gecenin karanlığında parlayan yıldızlarda evlatlarımızı bir bir saymadan!

HUZUR İÇİN SULH İÇİN!

Atatürk (1936), “İnsanlıkta mutluluk, insanoğullarının birbirine yaklaşması, insanların birbirini sevmesi, hepimizin temiz duygu ve düşüncelerini birleştirmesiyle olacaktır” demiştir.

Ya siz ne yaptınız, yıllardır 40 bin civarında yurttaşın canını alan, ülkeyi yıllar boyu kana bulayan terörü bitirmek için BARIŞAMADINIZ!

Şehit aileleri, yetim çocuklar, dul anneler, evlat acısıyla bağrına taş basanlara son vermek, toplumsal uzlaşı ile ülkeyi huzura kavuşturmak için BARIŞI KUCAKLAYAMADINIZ!

Kısaca, TÜRKİYENİN HUZURUNU, TADINI KAÇIRDINIZ…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Zeynep Bastık ve Serkay Tütüncü ilişkilerinin birinci yılını kutladı

Şarkıcı Zeynep Bastık ile oyuncu Serkay Tütüncü'nün aşkı dolu dizgin devam ediyor. İkili, ilişkilerinin birinci yıl dönümünü kutladı. 31 yaşındaki Bastık, Tütüncü ile romantik pozlarını "...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Her 5 çocuktan biri büyüyemiyor!

Türk Pediatri Kongresi, bu yıl 60. kez pediatri camiasını bir araya getirdi. 2 binden fazla çocuk hekiminin katıldığı kongrede, farklı başlıklardaki oturumlarda 300’ün üzerinde konuşmacı ve başkan görev alarak kongreye doğrudan destek verdi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR