İmdat Evde YANGIN var!

Mutfak yangın yeri,

Pazar yangın yeri,

Piyasalar yangın yeri,

Sokaklar yangın yeri,

Cüzdanlar yangın yeri,

Siyasetçilerin ekonomi yönetimine yönelik düşünce ve eleştirilerini dinlediğimde, “Saraydaki hesapla bizim evin hesabı bir birine uymuyor” canım(!) dedim…

Basit bir hesap yapalım mı?

2002 yılında net asgari ücretle 920 adet simit alıyordum…

 2015 de net asgari ücretle aldığım simit 594 adet ise,

920 simitten, 594 simit çıkınca kalan 326 adet simidimi on üç yılda kim yedi?

Bana 326 adet simidimi kimin yediğinin cevabını verin!

Benim hesabım budur! Ben simidim artmış mı, azalmış mı diye bakarım.

Simidim azaldıysa “simidimi kim yemiş/götürmüş” derim!

O zaman “Büyüyen Türkiye” diyemem!

Memur on iki yıl önce 4,5 cumhuriyet altını alırken, şimdi 3,5 cumhuriyet altını alıyor... Altınlar nerede?

Hesap nasıl çok basit değil mi?

Kuruyemişler bile altın gramında!

“Badem, ceviz ithalmiş, hadi leyn” dedim…

“O kadar çağla badem ağacımız, ceviz ağacımız varken”

• Abla bizim cevizler kara kara Ukrayna cevizi bembeyaz bunlar…
• Oğlum Ukraynalı kadınlarla karıştırmayasın sen?
• Yok, abla pırıl pırıl cevizler…
• Allaaaaa ne diyorsun oğlum sen, bereketli topraklar kurudu da bizim mi haberimiz yok. O senin dediğin bizim karacevizlerimiz(!) ancak karalama operasyonuna uğramıştır.

Attı tepem artık. İthal yiyoruz yerli malı yurdun malı diyemiyoruz haaaa…

Tüüüü yazıklar olsun!

On yılın büyüyen Türkiye’sinin gelişen ekonomisiymiş de falan filan…

Anlat anlat heyecanlı oluyor kimine, benim aklım almıyor senin dediğini…

Yahu kış boyunca cebimiz yandı. Bahar geçti, yaz geldi yakmayı sürdüren sebze ve meyve fiyatları, bahar geçti yaz geldi düştü-düşecek(!) derken artıyor.

Enflasyonu yukarı itmeyi sürdüren “sebze-meyvedeki yangın” son bir haftada iyice alevlendi.

Fakirin can simidi patates zenginlere cips oldu!

Yiyin gari!

Merkez Bankası raporuna göre 1 ayda yüzde 21 artarak, patatessiz kalan vatandaşın cebine enflasyon canavarı dadandı…

Gıdada ki fahiş artışlarla evimizin ekonomisi yangın yerine döndü.

Semt pazarına gidiyorum, her saat hınca hınç dolu olan pazar yeri bomboştu.

Herkes akşam pazarına fiyatlar düşer umudu ile gelmişti ama nafile, pazarcı fiyatlarıyla burnundan kıl aldırmıyor, ne yazık ki…

Pazar yerinde karşılaştığım birkaç vatandaş, “Bakın Aydan Hanım, işte halimizi görüyorsunuz, her yer bomboş, rakamlar cep yakıyor” şeklinde serzenişte bulundular. Pazarcı esnafı ise; “Haftalardır, pazara malı getirip geri götürüyoruz, mal ziyan olmasın sürümden kazanalım diye ucuza versek de alıcı bulamıyoruz” dedi.

Vatandaş dertli, pazarcı dertli, çarliston biberin kilosu 14 liralık fiyatıyla pazarın zam şampiyonu!

Gıdaya harcanan sürekli artıyor

 TUİK verilerinde ki %10luk artışın, gıda fiyatlarında ki gerçeği yansıtmadığını söyleyen siyasetçilerin ekonomi yönetimi gerçekten yok!

Ekonomiden anladıkları da yok…

Sarayın hesap işlerine talibim! Bir kadın eli değmeli… Kesin hesap bilmiyorsunuz!

Türkiye’de ekonomi kötü gidiyor. Suçu dünya ekonomilerine atıyorlar ancak Türkiye çoğunluktan çoktan ayrıldı. Ekonomik durgunluğa girdik. Enflasyon artmaya devam ediyor.

Emekli ayda bin küsur lira maaşla geçinmeye çalışıyor.

Gençlerin yüzde 20’den fazlası resmi, yüzde 30’unun gerçekten işi yok.

Ekonominin iyi gittiğini iddia eden AKP iyi giden ekonomide şu anda 3 milyon 100 bin ev, yani yaklaşık 13.5 milyon kişi düzenli nakdi yardım alıyor.

Kim kimin hakkını yiyor acaba!

Bu hikâyeler bitmez. Çünkü iş halkın hesabına/ekonomisine geldiğinde anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az…

YANGIN VAR YANGIN!