Zübük olmasın yeter!

Bugün hala geçerliliğini koruyor…

Kendi çıkarları için her yolu mubah sayan, sözünde durmayan, egoist kişilik profillerinden oluşan milletvekillerimiz var.

Aziz Nesinin romanı Zübük, yeteneksizliğin, beceriksizliğin, hırsızlığın, arsızlığın, yalancılığın, ikiyüzlülüğün bu memlekette her daim geçer akçe olarak kalacağını anlatıyor!

Memleketi yeteneksiz ve beceriksiz siyasetçiler istila etmiş durumda…

Neden mi?

Ben değil sen seçtin politikalarıyla…

Orhan Veli şiirinde;”Neler yapmadık bu vatan için, kimimiz nutuk çektik, kimimiz öldük” der ya!

İşte ikilemin başladığı noktadır…

Nutuk çekenler ve ölenler.

Kimse ölmek istemediğine göre, vatanımızda bol bol nutuk çekenlerimiz var…

Milletvekili kimi temsil eder?

Göreve başlarken inançlarını kürsü metrekaresine sığdırdıkları yeminlerinden sonra;

Devletin varlığından,

Ülkenin bağımsızlığından,

Hukukun mu, hukuksuzluğun mu üstünlüğünden,

Vatanın, milletin bütünlüğünden,

Anayasaya sadık kalmaktan,

Demokratik ve Laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve İnkilaplarına bağlı olmaktan,

Ülkenin olağanüstü yaşadığı haline baktığımızda, bu yeminleri yerine getirdiğinizden söz etmek mümkün mü?

Namus ve şeref sözü vermiştiniz!

Bu millet hakkını, hukukunu, vatanını, cumhuriyetini korumak, maddi, manevi yaşam koşullarını düzeltmek için sizi oraya gönderdi. Sizi bunun için kendisine vekil seçti. “Özlük haklarınızı iyileştirin” diye değil…

Şehrinize vizyon kazandırabildiniz mi?

İzmir’in adını yücelterek, prestijini arttırdınız mı?

Kendinizi İzmir’e ait hissediyor musunuz?

İzmir’e sahip çıkarak, yararlı oldunuz mu?

İzmir’e dünyasını veren gerçek İzmirli olabildiniz mi?

Milletvekillerimizden;

Güldal Mumcu; İzmir’in hangi sokağında, mahallesinde, insanında izinizi bıraktınız?

Rıza Türmen; İzmir için ne yaptınız?

Oğuz Oyan; Hatiplikten ve oyunu kurallarına göre oynamaktan başka İzmir’e katkınız oldu mu?

Musa Çam; CHP’de gerçek manada muhalefet yapabilen, geçmiş sosyalist geçmişini devam ettirme peşindesiniz… Ya İzmir?

Mehmet Ali Susam; Gerginliklerinizden sonra İzmir için kazanımlarımız nedir?

Hülya Güven: Şehitlik tanımını öğrenebildiniz mi?

Erdal Aksünger: Mesleki muhalefete devam!

Alaattin Yüksel; Kendinizi temsil ederken, Ya İzmir’i temsil etmek?

Mustafa Balbay; İzmir semalarında bir görünür, bir kaybolur…

Rahmi Aşkın Türeli; İzmir sorunlarının peşini bırakmıyor!

Aytun Çıray; Her devrin renkli adamı!

Birgül Ayman Güler; Çalışkan, cesur, özgür, güçlü, inançlı, halkçı!

Mustafa Moroğlu; İzmir’in Memuru!

Artık dar bölge seçim sistemi uygulanmalı ya da ön seçim gibi parti içi demokrasisinin olmazsa olmaz kurumu işletilmelidir.

Yoksa aynı tas aynı hamam... Tayin, toplantı ve terfilerle yerinde saymaya devam!

100 yıl önce milletvekili seçilme şartlarındaki vasıflarla, günümüz arasında büyük uçurumlar var. Ölçü sizden! Değerlendirme böyle olmalı!

1. Milletvekili adayı, aday olacağı şehirde uzun süreli oturmuş, yaşamış olmalı halkın mizacını iyi bilmeli.
2. Şehre yarayacak her türlü kanunu ve o şehir halkının saadetini icap edecek şeyleri düşünüp beğenmeye ve böyle bir arayan toplamaya muktedir olmalıdır.
3. Devletin şan ve şerefini düşünemeyecek kadar cahil olmamakla beraber, sefih de olmamalıdır.
4. Çünkü kendi malı kendine teslim edilemeyen sefih bir adama bu gibi vazife verilmez.
5. Hükümetin kanunsuz ve haksız işlerini yüzüne beraber söylemek hususunda kimseden korkup çekinmez ve ölmekten bile kaçınmaz dünya için kimseye müdane etmez olmalıdır.
6. Parayı görünce her şeye boyun eğecek kadar bağrı yufkalardan ve parayı çok sevenlerden olmamalıdır. Yoksa milletin menfaati zayii olmak ihtimali ziyadeleşir ve memleketi açık açık uçuruma sürükler.
7. Memuriyetini muhafaza etmek ve başka bir menfaatini korumak içim şuna buna yüzsuyu dökmüş (ağlamış), kendisine haksızlık enlere göz kırpmış, kendisi haksızlık etmiş olmamalıdır.
8. İki sözlü, ikiyüzlü adamlarda milletvekili olamaz.
9. Şunun bunun ayıbını arayan, daima iki kişi arasındaki sırları anlamaya çalışan, hiç yoktan tertip türetenler de aday gösterilmemelidir.
10. Milletvekilliği bittikten sonra kendini idare edecek bir işi veya zenginliği olmayanlar da aday gösterilmemeli. Çünkü bu özellikleri olmayan kişiler hükümetin ayıbını örtüp boyun eğmeye mecbur kalırlar.

Ayan üyeliğine atanan Mehmet Zeynelabidin Efendi, “Meşrık-ı İrfan Gazetesi”nde milletvekili olma vasıflarını sıralamış!

Yüz yıldan bugüne nitelik gelişimi adına bir arpa yol alamamışız!

 “İzmir için Milletvekilleri kim olmalı” öngörüsünde bulunmuyorum. Çünkü önseçime dayalı olarak, artık halkın seçeceği milletvekili adaylarının olması gerekiyor. Bu kişi ben dahi olsam…