Yukarı
     SON DAKİKA     

Üç Fidan’ın Adı Karabağlar'da Yaşayacak!

4

Aydan Tuncayengin

Devlet başa, kuzgun leşe!

01 Kasım, 2014

Yönetim (yani devlet işi, emanet/vekâlet) sadece adaletli, faziletli, namuslu, dürüst, akil, âlim ve salim (sağlam karakterli ve sağduyulu) insanların hakkı; görev ve hizmet yeri olup; Devlette rüşvet, iltimas, yalan-talan erbabı hırsız, yolsuz, soysuz mazarratlar istihdam edilemez.

Bir şekilde devlete duhul etmiş bütün leş kargaları, iblis, kene, kuzgun ve kriptolar; Milletin selâmeti, hidayeti, devletin bekası ve kamu yararı için acilen ve derhal tasfiye edilmek zorundadır. İşte buna “Devlet (namuslu, dürüst ve demokrat olanlar) Başa; Kuzgun (bilumum leşçi, hortumcu, hırsız ve haramzadeler) Leşe demektir.

Büyük bir zafer için her tehlikenin, hatta ölümün bile göze alındığını belirtir. Başımızda kuzgun sürüleri varken devlet bunun neresinde?

Parti politikaları, Devlet politikalarının önündeyken,bu anlayış ve uygulamalarla devlet idamesi mümkün mü?

Hükümet, bekasını nedense(!) dış odaklı baskıcı dayatmalara mecburiyette bulmaktadır. Bunun sebebi emperyalizmin parçala böl ve yönet politikalarının amacını gerçekleştirecek; vahşi kapitalizmin kuralsızlıklarını oluşturmaya uygun, yolsuzluk ekonomisi politikalarının benimsenmesidir sanırım.

Türkiye, demokratikleşmenin sıkıntılarını yaşıyor.

Oysa kanuni olmayan yollarla devlet başına geçmek isteyen herkesin şu atasözünü hiç aklından çıkarmaması lazım: "Ya devlet başa ya da kuzgun leşe…''

Bugün kuzgun leşin yerini hukukun hesap sorması alsa da, hesap soranlar kimlerdir?

Kemal Tahir'in de değindiği şekliyle bu atasözü Türk devlet-siyaset anlayışının deyimleşmiş-taşlaşmış ifadesidir. Kemal Tahir'e göre batı toplumlarında devlet toplumsal düzenin tamamlayıcısı-denetleyicisidir, oysa örneğin Türk toplumunda bizzat devlet bir yasa-koyucu, düzen yaratıcıdır ve bu anlamda vazgeçilmez niteliktedir (devleti şu veya bu şekilde karşısına almış muhalifler için bile ki Kemal Tahir'in kendisi -yıllarca hapis yatmıştır- de bu çizgide görülebilir! ).

Binlerce yıllık devlet geleneğimizde bu durum, "Ya devlet başa ya kuzgun leşe'' sözüyle ifade edilmiştir.

Devletin yerini hiç bir şey tutmaz.

Aslında meselenin özü şudur; Hukuken iktidar olmuş bir hükümetin, gün geçtikçe halktan aldığı meşruluk gücüyle siyaseten iktidar olmaya başlaması, bu ağzı salyalı güruhun menfaatine gelmemiştir. Meşruluğunu ve iktidarını halktan değil, dış güçlerden alması gelenek haline gelmiş Türkiye’nin bu kabuk değişimi ve tam bağımsız olma yolunda ilerleyişi, dünya siyasetini yönlendirenlerin, senaryo ve oyunlarına uymamıştır. Halkın akıl tutulması yaşadığının veya senaryonun en önemli ayağının başarılı olduğunun görünümünden başka bir şey değildir. PKK, cemaat, dershane, paralel yapılanma, yolsuzluk vs. kozlarının sadece ulusal bir durum olmasından ziyade uluslararası kurgunun Türkiye’ye düşen payı olduğudur. Arap baharıyla devam eden dönüştürme ve yeniden yapılandırma hedefli yenidünya düzeni.

Yani perşembenin gelişini, çarşambadaki durumdan belliydi.

Birinci Dünya Savaşı, emperyalizmi bütün yönleriyle deşifre etmişti.

İşte bu şifreleri gören Atatürk, gençliğe hitabesinde; “Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.” öngörüsünde bulunmuştu.

Buna rağmen bu güzel vatanı; Demokrasi, Lâiklik, Adalet ve Huzur İkliminde, hırsızlık, rüşvet, gasp-irtikâp, iltimas, ayırma-kayırma, anarşi, terör-tedhiş, haksızlık, görevi ihmal, suiistimal, sahtecilik, namussuzluk ve kanunsuzluklara karşı koruyamadılar!

Yeni anlayış 'Ya devlet başa ya emekliliğini yaşa ” dönüştürülse  de, kuzgunlar giderek çoğalmaktadır.

 Bu ülkenin kuzgunlara değil, içinde insan sevgisi olan, demokrat, hukukun üstünlüğüne inanan ve başkaları da zor durumdayken yüreği yanan insanlara ihtiyacı vardır…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Justin Timberlake Türkiye'de konser verecek

Grammy ve Emmy ödüllü dünyaca ünlü şarkıcı Justin Timberlake, dünya turnesi kapsamında 30 Temmuz’da İstanbul’da sahne alacak. Sanatçının dikkat çeken kulis istekleri de ortaya çıktı.Dünya...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Aort damarı neden yırtılır?

Aortun vücuttaki en hayati damar olduğunu belirten Prof. Dr. Bingür Sönmez ‘‘Aort damarı yırtılması en basit ifadeyle bu damarın içten yırtılmasıyla meydana gelir. En yaygın nedeni ise yüksek tansiyondur’’ dedi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR