Kiralıktır!
18 Ekim, 2014Ev arıyorum…
Kiralıktır yazan her tabelayı aramakla günlerim geçiyor.
Kimi sahibinden, kimi emlakçıdan derken karşılaştığım ilginç olaylar ve konular beni bazen isyanlara getirdi, bazen de duygusal hislere kapılmama neden oldu.
Ev sahiplerinin gerek insanlığı gerek farklı düşünce ve sorunlarıyla karşılaşmak, beni “beterin beteri var “duygusundan, “halime çok şükür” düşüncesine kadar etkiledi.
On yıldır oturduğum evi, ev sahibim satmak zorunda kaldı ve bana yeni yaşam alanıma yolculuk göründü…
Ev sahibimle helalleşip, el sıkışarak, vedalaştık.
Balçova da kiralık konut arayışımı gerçekleştirirken, ev sahipleri kiralık ev arayan ihtiyaç sahiplerinin kendilerini üst düzey yüksek gelirli yönetici gibi hissetmelerini sağlıyorlar…
Neden mi?
Ev sahiplerinin kira talepleri, bu ülkede asgari ücretle geçinen vatandaşın cebindeki parayla uyuşmuyor. Evde kaç kişi doğru-dürüst çalışacak, kira ve diğer ihtiyaçlarını giderdikten sonra, kalan gelirle insanca bir yaşam sürdürecek?
“Asgari ücret alanın Balçova da ne işi var, gitsin gecekonduda otursun” diyeceksiniz!
Gelir düzeyi yüksek olanların ev sahibi alma ihtimallerinin olduğunu düşünecek olursak, neden kiracı olarak o yüksek kiraları ödesinler?
Kiracı olarak yaşamını sürdürmek zorunda olan vatandaşın ev almaya yetecek toplu parası olsaydı, her ay 800 ile 1000 TL aralığında bir parayı kira gibi kendi evinin taksidini bankaya öder, ev sahibi olurdu!
Bazı ev sahipleri bu konuda oldukça acımasız… Henüz “gelenin benim eski ev sahibimi aratmayacağı insan gibi bir ev sahibiyle” karşılaşamadım.
Herkesin malı da parası da kıymetli, tabi ki… İyi yaşamak, yemek, içmek, gezmek ve tüketmek istiyorlar. Çocukları “gık demeden” onlara istediklerini almak istiyorlar.
Söz paraya gelince “kolay kazanılmıyor” sözleriyle kiracıdan acımasızca talep ettikleri kira ücretlerinde, bazen tamahkârlıklarının sonucunda anlaştıkları üçkâğıtçılarla ne kiralarını alabiliyorlar, üzerine evleri de zarar görüyor ve sorun yumağının içinde zaman – para ve huzurlarını kaybediyorlar. Kimseden bedava ev istemiyoruz sadece empati yapsınlar yeter!
Ev sahiplerine astarı yüzünden pahallıya mal olan yanlış seçimlerinden dolayı, geçmişte yaşadıkları deneyimlerin acısını tadilat yaptıkları evlerine yeni kiracı olacak vatandaştan fahiş kira talepleriyle çıkarmaya çalışıyorlar.
Türkiye genelinde yeni konut fiyatları kasımda, geçen yıla göre yüzde 9.23 oranında artarken fahiş zamlarla ev sahipleri sanki yarışta.
Kiraların yüksekliğini “bu fiyattan veririz” şeklindeki yaklaşımlarla artışları tetikleyen aynı zamanda bölgede iş yapan bazı emlakçılardır...
Bölgenin standardını kendi alacakları komisyonun payına göre ayarlıyorlar.
Fiyatların şişmesinde emlakçıların da büyük etkisi olmaktadır.
Evin değeri, konut sektörünün durumu ve Türkiye’deki vatandaşın kazancıyla ilgili bir analiz yapıldığında denetimden yoksun bir sistemin içinde yaşadığımız görülüyor.
Özellikle üniversitelerin açılması, tayinlerin başlamasıyla ihtiyaçlı vatandaşın kiralık ev arayışlarını gören ev sahipleri de zam fırsatını kaçırmıyorlar.
Balçova Ekonomi Üniversitesi öğrencilerine 10 yıl önce sıcak bakmayan yerleşik Balçova halkı şimdi öğrencilerin evlerini nasıl kullandıklarına ve apartman sakinlerinin huzurunu bozduklarına, şikâyetlerine bile önem vermiyorlar.
Ev sahiplerinin yaptığı yüzde 36.4 oranındaki zam, fırsatçılık olarak değerlendiriliyor.
Devlet yurtlarının yeterli kapasitede olmaması, öğrencileri özel yurtlara ve evlere yöneltiyor. Ev sahipleri de bu fırsatı kaçırmayıp, fiyatları yükseltiyor.
Öğrenci yolunacak kaz mı? Birkaç öğrencinin evi kiralamasıyla yükselen kira ücreti, Aile olarak kiralayacak vatandaşın boyunu da aşıyor.
Ev sahiplerinin kira gelirlerini denetlemeyen devlet insanların söğüşlenmesine göz yumuyor.
Kira bedellerinin ülkenin enflasyon oranıyla artırılması gerektiğidir. Kira sözleşmesinde enflasyon oranı endeksine göre kira artışı yapılmalıdır. Kiracılar bunun haricinde kendilerinin evden çıkarılacağını zannederek bir bedel ödeyemezler.
Haziran ayında kiralık evlere yönelik taleplerin üniversite kayıt döneminde artmasıyla birlikte, ev sahiplerinin kira bedellerinde yüzde 20 oranında zam yapıyor.
Kiralık evlerin bedellerinde arz talep meselesine göre değil, artışın ülkedeki enflasyon rakamlarına göre yapılması gerekiyor da, kim denetliyor?
Genellikle ev sahipleri, öğrenciye yüksek fiyattan verirken, aile söz konusu olduğunda uzun süreli oturma ve evine daha iyi bakacağının hesabını yapamıyor.
“Evi değerinde gitsin” düşüncesiyle de makul bir indirim yaklaşımı da sergilemiyor. Ancak bu düşünce hiç etik değil.
Bu kafalarla kiracı olmak da zor, ev sahibi olmak da!
Dostça evi terk eden kiracılar ve empati yapabilen ev sahipleri de var mıdır acaba?
Kiraların artışının sınırlandırılıp denetim altına alınmasının nasıl bir adalet anlayışına dayandığı ortaya konulmaya çalışılmalıdır. Piyasa ekonomisinde devlet, mal ve hizmetlerin fiyatlarını eşitsizliklerinin giderilmesine yönelik bir politika geliştirmelidir. En önemlisi de sosyal devlet olarak “Gelir eşitsizliğini” gidermektir.
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Gülseren Budayıcıoğlu'ndan 'Kral Kaybederse' itirafı
Star TV’nin çok izlenen dizisi Kral Kaybederse, ikinci sezon onayını alarak yoluna devam etmeye hazırlanırken, dizinin uyarlandığı kitabın yazarı Gülseren Budayıcıoğlu’ndan çarpıcı bir aç...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Her 5 çocuktan biri büyüyemiyor!
Türk Pediatri Kongresi, bu yıl 60. kez pediatri camiasını bir araya getirdi. 2 binden fazla çocuk hekiminin katıldığı kongrede, farklı başlıklardaki oturumlarda 300’ün üzerinde konuşmacı ve başkan görev alarak kongreye doğrudan destek verdi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.