Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

İzmir’de Neler Oluyor?

18 Nisan, 2014

   Seçim sonrası CHP’de İl Başkanı, Milletvekilleri, partililerin tansiyonları yükseldi. Birbirlerine karşı “disiplin uyarıları” “cadı avı teorileri” “aba altından sopa gösterme diyalogları” “sen hatalısın” “partilileri ihraç etme planlarının altında yatan gammazlıklar!” şeklindeki verip veriştirmelerine şahit olduk.

   CHP’nin kalesi kaynayan kazan misali.

   Sosyal demokratlığın tarzı bumu olmalı?

   “İzmir’de neler oluyor” sorusunun haber sörfünü yaparken Başkanları değişen ilçelerde, bir önceki başkanlarla ilgili çatışma siyaseti içine girdiklerini gördüm.

   Değişen Başkanlardan bazılarının! nedense sesleri çok çıkıyor.

   Nedense bu başkanlar bir hesaplaşma içinde!

   Başkanlık bayrağı seçimle elinden alınan “eski başkan” da CHP’nin eski bir örgüt emekçisiydi. Bu Başkanlar partileri tarafından aldatıldıklarını, hiçe sayıldıklarını, partilerinin vefasızlığını hissettikleri için başka partiden aday oldular.

   Bir zamanlar omuz omuza verdikleri CHP’li dava arkadaşlarının bir anda karşısına geçmiş oldular. CHP’lilerde onları karşılarına “artık bizden değilsiniz” diyerek acımasızca karşılarına aldılar. Kimse o günkü koşullara göre empati yapmayı beceremedi!

   Benden değilsin ya! Yeterli sebep dedi, eski-meski, vefa – mefa demedi fırlatıp attı…

   Çiçeği burnunda bazı CHP’li yeni Başkanlar, CHP’li eski başkanlardan bayrağı devir aldılar.

   Nedense bu Başkanların Belediyenin geçmişe dayalı sorunları ve hesap işleri ile ilgili sesleri çıkmıyor.

   Onlar  “hesaplaşmadan” sessizce görevlerine devam ederken, bu durumda Belediyenin iç hesapları ve yerel yönetim uygulamaları ile ilgili bir beş yıl daha ne söylerlerse onu biliceğiz, ona inanacağız! Tabi tabi!

   Bendensin ya!

   Hesaplaşmaya çalışan Başkanlar, belediyenin “görünmeyen, bilinmeyen hatalarını ve yanlışlarını su yüzüne çıkarmışlardır.”

   Yanlışlar her zaman açıklanmalı. Başkanların hepsi şeffaf ve samimi olmalı, sırf “benden, aynı partiden” diye yanlışları görmezden gelip, susmak, ayrıcalık yapmak sosyal demokratlığa yakışmaz.

   Siyasette sürekli kişisel hizipleşmelere dayalı söylemleri erkeklerden duyuyoruz. Bıktık artık. Oysaki kadınlar farklılıklarıyla yenilikler katabilir, empati yaparak, sempatik ortamlar ve söylemler ifade edebilirler.

   Yönetimini devir aldıkları belediyenin geçmiş sorunları ile beraber görevi üstlenen Başkanların hedefi  “eksikleri düzelteceğiz, sorunları gidereceğiz” şeklinde olmalıydı.

   Değişimin amacı da buydu zaten!

   Sizlerin daha iyi yöneteceğine, inanan Aziz Başkan hatırlarsanız “ekip ruhu” için çok direnmiş, rest bile çekmişti...

   ****

   Aziz Başkanda bu arada boş durmadı, CHP’nin tatsız çorbasına bir çimdik tuz atayım dedi. Rest çektiği CHP’nin mutfağına da karışmaya başladı.

   “Kelin ilacı olsa kendi başına sürerdi” deyimini çağrıştırdı bana!

   “CHP’nin bana göre en büyük meselesi mutfak meselesidir” diyerek,  ülke ile ilgili bir çok politikaların 25 ile 40 yaş arasında, dünyayı bilen danışmanlarla çalışarak yürütülmesine inanan Aziz Başkan, Kılıçdaroğluna yön gösterirken, on yıldır rehberinin kendi olduğu Büyükşehirde “kılavuzlarınız kargalar mıydı?” diye sorarlar adama!

   Üst düzey bürokratlarından “yaş haddinden dolayı” istifa isteyen Aziz Başkan kendisine gençlik aşısı mı vurduracak?

   Çağa ayak uydurabilen kadroyla İzmir’i özümseyen yönetim anlayışına on yıldır hiç ihtiyaç duymadı mı?

   Alayımız isyandayız…

   CHP’de isyanda!

   Hatta tüm oy verenlerin sesi çıkmalı artık.

   Nasıl bir Türkiye istiyoruz

   Nasıl bir CHP istiyoruz?

   CHP’nin geleceği nasıl şekillenecek?

   Üstleneceği vizyon ve misyon hangi ilke ve prensiplere dayalı olarak değişip, yenilenecek

   CHP’nin projeleri nasıl olmalı?

   Demeniz gerekirken sürekli etrafına bolca laf yetiştirmekle boşa giden vakit tek kazancınız oldu.

   Occupy CHP geldi ve işgal etti.

   Gençlerin ve kadınların işgaline ihtiyaç vardı…

   Gençleri ve kadınları hiç dinlemediniz. Bu gençlere ülke yönetiminde görev alacakları sorumluluklar ve yetkilere karşı motive etmediniz. Bu gençleri geleceğin Türkiye’sine sahip çıkacak olan kişiler olacakları inancıyla besleyip, büyütemediniz. Siyasetin kariyerinde tek başına “ak saçlı” olmak ülkenin aydınlık geleceği için yetmiyor.

   *****

   “İzmirliyiz Yaparız” diyerek yola çıkan Aziz Başkana oyumuzu İzmir için verdik.

   Oy birliğiyle hizmetleri bekliyoruz!

   Unutmayalım ki İzmir kentinin birçok problemi var. Ekonomi gerilerken, şehir geri kalmışlığa teslim olurken, işadamları yatırımlardan kaçarken, en büyük sorunlarından biri olan trafik ve alt yapı hala sorun olurken, deniz ulaşımının işlevselliğini arttırılamamışken,  günlerce inşaatlar nedeniyle insanlar, esnaf perişan olurken, verdiği oylarla ideoloji sarhoşluğu duvarına çarpan İzmir Kentinin, izmirlinin hak etmediği “yaşam kalitesini” “Oybirliği ile” lütfen artık yükseltin, Sayın Aziz Başkan!



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Gülseren Budayıcıoğlu'ndan 'Kral Kaybederse' itirafı

Star TV’nin çok izlenen dizisi Kral Kaybederse, ikinci sezon onayını alarak yoluna devam etmeye hazırlanırken, dizinin uyarlandığı kitabın yazarı Gülseren Budayıcıoğlu’ndan çarpıcı bir aç...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Her 5 çocuktan biri büyüyemiyor!

Türk Pediatri Kongresi, bu yıl 60. kez pediatri camiasını bir araya getirdi. 2 binden fazla çocuk hekiminin katıldığı kongrede, farklı başlıklardaki oturumlarda 300’ün üzerinde konuşmacı ve başkan görev alarak kongreye doğrudan destek verdi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR