Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

Halksız ve Haksız Siyaset!

22 Şubat, 2014

   Siyasetin tek kaynağı ve amacı insandır.

   İnsan tarafından diğer insanların her türlü yaşam biçimini belirlemeyi görev edinen siyasetin doğru, kullanılabilir ve amaca uygun yapılması uygulayıcı olan siyasetçilere ve algılayıcı olan toplumu oluşturan bireylere bağlıdır. Yani tek başına “siyaset”, “siyasiler”, “siyaset kurumu” diyerek ve bunları insandan bağımsız kavramlar gibi algılayarak sonuca ulaşamayız.

   Yapılan tanımlarla, pratik uygulamalar arasındaki kapatılamayan mesafeler nedeniyle ne yazık ki siyaset kurumu sürekli uçurumun kenarında kalmıştır.

   Zaman zaman da uçuruma yuvarlanmıştır! 

   “Halk için” diyenlerin Türk siyasetinde günlük hesaplardan sıyrılıp seviyeli, birikimli olanların siyaset sahnesinde cesurca yer almasının önündeki engelleri “hakim” olanlar tarafından engellendiği sürece çözüme nasıl ulaşabiliriz?

   Gölgeleri kendilerinden büyük olanların yönettiği, yön verdiği ve sürekli dalgalanan siyaseti vicdansız ve duyarsız siyasetçilerin elinde oyuncak olmasına izin mi vereceğiz?

   Kandırılan halk ise, elindeki tek seçmen hakkıyla, kendisine dikte ettirilen ve planlanan ideolojinin “tek çare” umuduyla çaresizliğinin tercihini kullanmaya mahkum edilecek?

   Kısır döngü siyasetin yenilenmesini, kendi içindeki problemleri görmesini engelleyen, Genel başkan ve genel merkez yönetimlerinin siyasette tek yetkili oldukları ve onlardan başka yorum ve fikirlerinin olmadığı anlayışı partilerin yeni düşünce üretememesinin ve kendini güncelleyememesinin en önemli nedenidir.

   Halk olarak, bu ülkeye, kentine ve yereline hizmet etmekten öte adeta ihanet eden, akıl ve vicdan muhasebesinden uzak, hakkaniyet duygusu gelişmemiş ve taassubun keskin çerçevesi içinde yapılan değerlendirmeler sonucu toplumu ve siyaseti çıkmaza/ kaosa sürükleyen bu akıl dışı tercihlere mecbur bırakılan kararlarla karşı karşıya kaldık!

   Halk bunun neresinde?

   Seçmeni sadece, “Sandık eylemi” ile sınırlandıran Halkçılar! seçmenin kıymetini ve varlığını reddediyor!

   Böyle bir anlayış içinde siyaset yalnızca politikacılar tarafından kullanılan yönetme ve hitabet sanatı, toplum ise yönetilmeye ve yönlendirmeye muhtaç kitle olarak kalmaya mahkûmdur.

   Biz konuşmaz, müdahale etmez isek bu devran böyle devam edecektir.

   Halk da hak da bitecektir.

   Türk siyasal kültüründe süregelen ilişkilerin, kavramların ve çatışmaların beslediği bugünün politik alanında yaşanan kutuplaşmalarda halkın, kendi değerlerini, fikriyatını ve özgür iradesini kullanamadığı gün gibi ortadadır. 

   1 Nisan da şaka gibi hezimete uğrayacaklar bugünün “yanlış hesap badattan döner” mantığını çözemeyenler olacaktır.

   Türkiye gündemin baş aktörlerini yerel seçim sonuçlarında hep beraber içimiz kan ağlayarak! göreceğiz.

   Halkı ve örgüt emeğini görmezden gelerek, haksız sonuçlarla kendini bayram yerinden sananların, adaletsizce verdikleri kararlarındaki bedelin cezasını hepimiz çekeceğiz.

   Sonuç olarak, bu kavgaların, bu küskünlüklerin, bu bölünmelerin hedefinde yatan “Başkanlık” beklentilerine, Kibariye’nin şarkısında da söylediği gibi “kim bilir bu gidişin, dönüşü olacak mı?” diyerek noktayı koymak istiyorum…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Gülseren Budayıcıoğlu'ndan 'Kral Kaybederse' itirafı

Star TV’nin çok izlenen dizisi Kral Kaybederse, ikinci sezon onayını alarak yoluna devam etmeye hazırlanırken, dizinin uyarlandığı kitabın yazarı Gülseren Budayıcıoğlu’ndan çarpıcı bir aç...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Her 5 çocuktan biri büyüyemiyor!

Türk Pediatri Kongresi, bu yıl 60. kez pediatri camiasını bir araya getirdi. 2 binden fazla çocuk hekiminin katıldığı kongrede, farklı başlıklardaki oturumlarda 300’ün üzerinde konuşmacı ve başkan görev alarak kongreye doğrudan destek verdi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR