Siz Nasıl İnsanlarsınız?

   “Biz gelmeseydik, fareler gibi aç kalacaktınız” diyen Burhan Kuzuya nasıl bir medeniyetten geldiğini sormak lazım!

   “Allahın şeytanları bunlar” dedirttiler insana!

   Çünkü “şeytandır sizi fakirlikle korkutan ve size çirkin işleri emreden”

   Bakınız; Bakara – 268

   Kıssadan hisse bugünlere ders niteliğinde...

   Arif olan anlar desek de, Arif adam(!) kaldı mı? Sorusu gelir düşünceye…

   O halde çırpınır gider bu ülke!

   ****

   Hz. Ömer Humusa Vali atıyor.

   Humusta fakir-fukara halkın listesini istiyor.

   Listenin 3.sırasında valiyi görür ve şaşırır.

   - Said bin Âmir'i niçin listeye yazdınız?

   - Valimiz fakirdir, "Rüşvet alan da veren de Cehennemdedir" hadisi okur ve küçük bir hediyeyi dahi kabul etmez.

   Hz. Ömer Valiye 1000 Dirhem gönderir.

   Vali 1000 Dirhemi görünce telaşlanır.

   Hanımına "Başımıza çok kötü bir şey geldi. İslam kalesi mi düştü yoksa" der. Hanımı; “Ondan bir miktar parayla yiyecek ve katık alıp, kalanını saklayalım, ileride lâzım olur” derse de Hanımına: Ben bundan çok daha iyisini sana söyleyeyim mi? Biz bu malı çok iyi işletecek birine ortaklığa verelim. Onun gelirinden de yeriz der ve hanımı, razı olur.

   Said r.a. bu parayla yiyecekler, iki deve, iki köle satın alır. Köleleri azat ederek hürriyetine kavuşturur. Aldıklarını Humus'taki fakirlere ve ihtiyaç sahiplerine dağıtır. Bir müddet sonra hanımı; “Malı ortaklığa verdiğin kimseden paranın kârını al da şunları satın alalım.”der. Vali susar. Ertesi gün hanımı aynı istekleri tekrarlar. Yine susar. Sonraki günlerde hanımı onu çok üzer. Bu tavırlar üzerine Vali eve gelmez.

   Akrabalarından birisi hanımına gelerek “ Kocana eziyet ediyorsun. Oysaki o malının tamamını fakirlere dağıttı.” Deyince hanımı ağlar!

   Vali dirhemleri fakir – fukara halka dağıtır.

   Bunun üzerine Hz. Ömer Humusa bir müfettiş gönderir ve Valinin o gümüşleri ne yaptığını öğrenmek ister.

   Hz. Ömer müfettişe sorar "Vali o 1000 Dirhemi ne yaptı?”

   "Valiniz gönderdiğiniz dirhemleri fakir halkına dağıttı ve yine o Humusun en fakiri kaldı.”

   Hz. Ömer "benim Valim budur" der.

   Başbakanın ve "BENİM" dediği "ADAMLARININ" halka ve DEVLET yönetimine karşı uygulamalarını görüyor ve yaşıyoruz…

   Bu ülkeye halkına kendi menfaatlerini feda edecek LİDERLER, VALİLER, YÖNETİCİLER gelir mi?

   İktidar ülkenin sebze, meyve her türlü baharatlarından faydalanırken, bu rüyadan uyanmak ister mi, görünen o ki istemez!

   Türkiye ve halk uyanmadığı sürece!

   Uyan Türkiye!

   Ne utançtır ki, ağaç baltaya demiş ki “ben senin beni kestiğine değil, sapının benden olmasına üzülüyorum.”
Hamurumuz aynı olunca, hamurumdan utanır oldum! “Sen nasıl bir insansın” deyip duruyorum.  Biz aynı Tanrının çocukları olamayız mümkün değil, Başka tanrının çocuklarıyız!

   Hani derler ya “insanı dinden imandan çıkarır bunlar” o dereceyim yani!

   Hz. Mevlana şöyle der: “Ağzı kapalı testi, denizde yüzer. Fakat su içine girmeye başlayınca, onu dibe batırır.”

   Cehenneme doğru batıyorsunuz!