İnsan Mı Dürüst Olmalı, Siyasetçi Mi?
13 Aralık, 2013İnsan mı dürüst olmalı, Siyasetçi mi?
Neden net olamıyoruz.
Siyaset yapıyoruz ve ‘halk için varız’ diyoruz! Dürüst olmamız gerekirken, ama önce kendimizi aldatıyoruz.
2014 Yerel Seçimleri Belediye Başkanlığı A.Adaylarının resmi kişisel verilerini uzun zamandır takip ediyorum. Bunların geçmiş zamanda art niyetsiz olarak verdikleri samimi “veri itirafları” olduğunu düşünüyorum.
O zamandan bu zamanın hesabını belli ki yapamamışlar…
O zamanlar Belediye Başkanlığına A.Adayı olabileceklerini planlamamışlar!
Çünkü veriler geçmişleriyle uyuşmuyor!
Yerel seçim için kolları sıvamak, Başkanlık yarışına girmek için kişisel verilerini değiştirmiş olduklarını tespit ediyorum. Sosyal Medya ortamında kişisel sayfalarındaki bilgilerin “daha önceki unuttukları” bilgiler olduğunu düşünüyorum.
Doğum tarihini küçültenler mi dersiniz, Bir anda Üniversite mezunu olanlar mı dersiniz! O okulu, bu okulu terk edenler mi dersiniz! Neler, neler…
Seçmeni daha başında yanıltan atraksiyonlar! Sonunda neler mi olur! Maazallah diyelim…
Herkesin görebileceği bir örnek olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesinin resmi web sitesinde “İBB Meclis Üyeleri” sayfasına bakıyorum. Nedense bazı meclis üyeleri “öğrenim durumu” bölümünde son bitirdikleri okulun derecesini söyleme cesaretinde olamamışlar!
Öğrenim Durumu ne demek?
Son bitirdiğin ve bitirdiğine dair diploma belgesini (mezun olmuştur) aldığın okul demek!
Diplomasını almadığın okulu bitirmiş sayılmazsın değil mi?
Hatta transkript(!) bile seni kurtaramaz!
Üniversiteden terk! Ön Lisans mezunu, Üniversite mezunuyum diyor! İşletme Fakültesi öğrencisi, ne demekse! Ortaokul terk, Lise terk, Üniversite terk vb…
Kimi meclis üyeleri de yürekli! Net ve sonuç odaklı…
İlkokul, Ortaokul, Lise mezunuyum diyerek son öğrenim durumlarını belirtmekte bir sakınca görmüyorlar!
Burada kimseyle ilgili öğrenim kıyaslaması yapmıyoruz! Siyasetin içinde halk için mücadele edenlere önce kendilerine karşı samimi olmalarını ve hiçbir şeyin gizli kalmadığını ifade etmek istiyorum! Tıpkı yanlış ilişkiler ve nemalı bağlantılar peşinde bazılarının oldukları gibi!
CHP Parti Merkezi Aday seçimlerinde A.Adaylarının yaşam biçimlerini, söylemleri ile ilgili davranış hassasiyetlerini ve halk arasındaki duruşlarını göz önünde bulundurmalıdır.
Özellikle A.Adayı belirleme kriterleri konusunda nitelik ve nicelik açısından siyasilerin öğrenim ve siyasi süreçlerini de değerlendirmeye almak zorundayız.
Çünkü; Eğitim ile Seçmen davranışı ilişkisi önemlidir. Siyasetin temel nitelikleri bakımından da aydınlatıcı olacaktır. Belli kültürlerde genellikle eğitim ile seçmen davranışı arasında bir ilişki vardır. Eğitim seviyesinin yükselmesi ile birlikte siyasal davranış ortaya koyma seviyesi de yükselme eğilimi göstermektedir.
Acaba eğitimli siyasetçi ile seçmen davranışı arasındaki ilişki ne yöndedir?
Eğitim seviyesinin artışı seçmeni belli bir davranış tipine doğru mu götürmektedir? Eğitim seviyesi bireyin toplum içindeki sosyal statüsüne etki etmekte midir? Tercihlerini belirlemede nasıl bir yönde etkide bulunmaktadır?
Eğitimin belli bir siyasal davranış tipini gerektirdiğini söylemek imkânı yoktur. Çünkü siyasal hayata katılıp katılmama bir siyasal tercih sorunudur ve bir siyasal karara bağlıdır. Bu bakımdan, eğitim ile siyasal katılma arasında kurulan ilişkiden, eğitimin, siyasal seçimin özünü de etkilediği sonucu çıkarılmak istenebilir.
Eğitim hangi yönü ile siyasal davranışı etkiler?
Bilindiği gibi eğitim, sadece bilginin iletilme aracı değildir. Aynı zamanda her kültürün kendine özgü değerlerinin, davranış biçimlerinin yeni kuşaklara geçirilmesi de geniş ölçüde eğitim yolu ile sağlanır. Bu yönü önemli siyasal sonuçlar yaratacak niteliktedir.
Eğitimin siyasal davranışa ilişkin birçok işlevi vardır.
1. Eğitim düzeyi arttıkça, birey için siyasal davranışını ortaya koyma bir yurttaşlık görevine dönüşür. Yapılan hemen her araştırma göstermiştir ki, eğitime sahip olanlar, olmayanlara oranla siyasal yaşama katılma konusunda daha derin bir görev duygusu geliştirmektedirler.
2. Eğitim, bireye çevresini değiştirme becerisi kazandırır. Böylece, birey çıkar için toplumun kendisine tanıdığı olanakları, sahip olduğu siyasal kaynakları seferber ederek değerlendirebileceğini ve hatta bunu nasıl yapabileceğini, eğitim kurumlarına devam ederken öğrenebilecektir.
3.Eğitimin sağladığı kaynaklarla ilgilidir. Eğitimin birey açısından yarattığı en önemli sonuç, belki de, ona sağlamış olduğu gelir ve toplumsal statüdür.
4.Eğitim bireyin soyut ve genel kavramlarla düşünmesini kolaylaştırır. Eğitimin en önemli niteliklerinden birisi de bireyin soyut ve genel kavramları düşünce faaliyeti sırasında kullanılmasını kolaylaştırmasıdır. Karmaşık toplumların bireyden uzak unsuru olan bürokrasiyle haberleşme, yazılı olarak kendisini daha kolay ifade edebilenler, kendi çıkar ve dileklerini açıkça belirtebilecek şekilde soyut düşünebilenler için daha büyük bir kolaylık ve etkinlikle başarılabilir.
5.Eğitimli bireylerin çevreleriyle ve dış dünyayla ilgili bilgileri, onlara kozmopolit yaşam alanlarıyla daha kolay iletişim kurma olanağı sağlar. Eğitimli bir insan siyasal haberleşme kanallarından daha çok yararlanır ve dolayısıyla siyasal bilgilenme düzeyi yüksektir. Siyasal sistemden beklentileri artar ve çeşitlenir, siyasal sistemi etkileme yollarını daha iyi bilir ve böylece siyasal organları etkilemede kendini daha yeterli görür.
Sonuç olara; Eğitim bireyin toplumsal statüsünü yükseltmek, toplumsal-siyasal örgüt üyeliği için gerekli olan beceri ve yetenekleri temin etmek, soyut düşünmek ve siyasal sisteme ilişkin karmaşık ilişkiler düzenini algılayabilecek ve anlayabilecek bilişsel becerilerle donanmasını sağlamak suretiyle siyasal yaşama katılmasını yoğunlaştıran bir etkendir. Ayrıca, eğitim bireyde yurttaşlık duygusu uyandırmak, siyasal otoritenin aldığı kararlara katılmanın gerekliliğini vurgulamak yoluyla siyasal katılmaya doğrudan doğruya etkide bulunmaktadır.
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Gülseren Budayıcıoğlu'ndan 'Kral Kaybederse' itirafı
Star TV’nin çok izlenen dizisi Kral Kaybederse, ikinci sezon onayını alarak yoluna devam etmeye hazırlanırken, dizinin uyarlandığı kitabın yazarı Gülseren Budayıcıoğlu’ndan çarpıcı bir aç...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Her 5 çocuktan biri büyüyemiyor!
Türk Pediatri Kongresi, bu yıl 60. kez pediatri camiasını bir araya getirdi. 2 binden fazla çocuk hekiminin katıldığı kongrede, farklı başlıklardaki oturumlarda 300’ün üzerinde konuşmacı ve başkan görev alarak kongreye doğrudan destek verdi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.