Gezi Parkı Perde Arkası...
13 Haziran, 2013“Boğaza 3.Köprü intihardır” ifadesi mazi oldu sandı. Köprüye verilen Yavuz Sultan Selim adının anlam boyutunun! Halk varamadan farkına, konuyu değiştirdi… Üzeri örtüldü! Sandı…
Her şey bundan sonra başladı! Hızını alamadı! Planlar başkaydı!
Gezi parkı senaryosu yazıldı! Oyunun gizli bir parçası… Köşeye sıkıştırma operasyonu! Nabız yoklama… “Kim var kim yok görelim” dedi!
Olaylar tırmanırken köprünün altından başka sular akmaya başlarken, aldı başını gitti, nedense?
Maksat, Anayasal düzenlemeler aşaması dediği aşamanın Öcalan’ın ikinci aşama olarak tanımladığı konudan, kamuoyunun dikkatini uzaklaştırmak!
Gezi parkı üzerine kurulan sahneler iktidar ve muhalefetin yapılanma senaryosu…
Çatışma /tırmandırma stratejisi ile perde arkasından yürütülen gizli senaryoyu farklı bir zemine kaydırarak gizli gizli ilerlemektedirler.
Nasıl mı?
Gezi parkı olayları sonucunda oluşan kentli-laik bloğunu kendisini destekleyen liberal çevreleri de karşısına almak adına girdiği sürtüşme sürecini PKK ile müzakerelerden gizli bir Sünni- Alevi, kentli-mağdur zeminine kaydırmak istemektedir.
İngiliz Observer gazetesi: “Atatürk, Başbakan Erdoğan’a meydan okuyan genç Türkler için sembol oldu. Protestocular için Atatürk bir kahramandır. 75 yıl önce öldü ancak öğrencilerin sürüklediği, Erdoğan karşıtı bu hareketin yeniden doğan sembolü haline geldi.” Şeklinde ifade etti. Observer gazetesinin bile anladığı gerçeği hala bu çevreler görememektedir.
Başbakan Erdoğan medya destekli mitingleri ile yarattığı/yaratacağı gerilim üzerinden bloklaşma ile kaybettiği oyları toplamaya çalışacaktır. Bunun içinde göstericileri şiddet kullanarak dağıtmak yerine zaman içinde yalnızlaştıracak, marjinalleştirecek ve bu zaman süresinde halkın gözünde haksızlaştıracak bir strateji izleyecektir.
Göstericilerin içine çekilmek istenilen tuzak, göstericilerin attığı adımlarla bu süreci hissettikleri görülüyor.
Gerilimi politik olarak arttırmasının temelinde yatan iki neden finansal/ekonomik sıkıntılar için bir günah keçisi yaratmak!
Diğeri de Reyhanlı katliamından sonra Suriye politikası ve PKK ile sürdürdüğü müzakere- mütareke-kirli barış politikasından dolayı kaybettiği oyları tekrar toplama çabasıdır!
Oysaki gezi gösterileri Türkiye’de demokrasiyi savunmak için artık ne orduya ve ne de başka bir kurumsal yapıya ihtiyaç olmadığını da ortaya çıkardı.
Türk toplumu ve gençliği, demokratik toplum yapısını korumak konusunda yeterli olgunluğa eriştiklerini ispat etti.
AKP’nin Türkiye’yi milli-üniter ve laik devlet felsefesinden hızla federal-etnikçi ve mezhepçi bir çizgiye çekmesine duyulan ve biriken tepkinin ortaya çıkmasıdır. Kutsallarına yapılan saldırılara tepkidir.
Anti-demokratik bir korku rejimi kurgusuyla yabancılaştırma/dışlama politikalarının gerçekleştirildiği süreçte kitlelerin tepki gösteremeyecek şekilde esir alındığını sananlar yanıldılar!
Sürecin önemli sonuçlarından biri de, polis ile halk arasında yaşanan duygusal kopmadır. Türk polisi “halkı koruma” görevinin dışında sert uygulamalarıyla retoriği ve emirlere uygun şekilde yasanın/vicdanın sınırlarını aşarak şiddet uygulamıştır. Şiddet politik olarak da taşınamadığı anda hükümet, “benim polisim” dediği polisini de ortada bıraktı! “Şiddet konusunda soruşturma açılacaktır” diyerek de toplumsal tansiyonu düşürebilmenin mücadelesine girdiler.
Oysa millet Parti polisini değil, Türk polisini istiyor! Halkın, hakkın ve adaletin muhafızlarını istiyor.
Perdenin arkasındaki oyunlar artık görülüyor. Teknoloji ve insan zekâsı her şeyi görünür kılan şeffaflığı üreterek zihinlere yerleştirdi. Bu millet artık uyumaz!
Ne yazık ki Millet/Dünya artık her şeyi görüyor ve biliyor… Çünkü her şey FİBER!
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Gülseren Budayıcıoğlu'ndan 'Kral Kaybederse' itirafı
Star TV’nin çok izlenen dizisi Kral Kaybederse, ikinci sezon onayını alarak yoluna devam etmeye hazırlanırken, dizinin uyarlandığı kitabın yazarı Gülseren Budayıcıoğlu’ndan çarpıcı bir aç...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Her 5 çocuktan biri büyüyemiyor!
Türk Pediatri Kongresi, bu yıl 60. kez pediatri camiasını bir araya getirdi. 2 binden fazla çocuk hekiminin katıldığı kongrede, farklı başlıklardaki oturumlarda 300’ün üzerinde konuşmacı ve başkan görev alarak kongreye doğrudan destek verdi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.