Yurttaş mıyız, neyiz? Fransız kaldım!

Ah şu köprüler!

Ayının dayı hali…

Geçene kadar attan inemediği sabır hali…

Köprüleri kaldırsak, ama bir hayli!

Kralın çıplak olduğunu anlar ahali…

Köprüyü geçene kadar ayıya-dayı…

At da değiştirilmez” anlarsın sen olayı!

İşine gelene eyvallah, gelmez ise yallah, sonu ne olur bilemem maazallah…

Bu faturalar kime kesilir?

Yurttaşa…

Sağlığın faturası, ekonominin faturası, eğitimin faturası vs’nin faturası…

Sağlık dedik, bittik…

Suriyeli komşu sığınmacılara pek imrendik!

İmreniyoruz diyor yurttaş, veryansın ediyor!

Mesleğin erbabı ilaç da yapılan haksızlıkları sınır boyundan, uzaklardan haber veriyor!

“Suriyeli sığınmacılara istedikleri her şeyi, reçetede yazması koşuluyla hiçbir bedel ödemeden eczanelerimizden alabilme imkânlarını...”

Suriyeli sığınmacı anlaşılan pek rahat!

Biz burada kendimizi yırtarken boğazlarımız paralanıyor reçetede yazılan her ilaç bedelinin üstüne ayrıca 1 TL’yi de devlet çaktırmadan bizden tahsil ediyor!

Biz burada üçün - beşin hesabını yaparken saçımızı başımızı yoluyoruz, Bioxcin reçeteyle  –hibe ediliyor-!

Vitaminsiz kalanlara, raporu olmayana uzmanından -bendensin-Devlettensin!

Parasız, SGK’ sız, TC numarasız, katkısız, katılım paysız ne alırsan reçete - bendensin  - Devlettensin!

Muhtaçsan tavuğumu da al git! Komşuyuz ya…

Bedava hayat, oh ne rahat!

Yurttaş sen taş ye!

“Komşuya feda olsun” diyenlere; bedava imkânlara,  sınırın sınırsız haklarına öylece bakakaldık!

Yurttaş alamıyor bu hizmeti… Sorguluyorum çifte standart halleri.

“Kim kime muhtaç?” diyorum?

Amerikalı mıyız neyiz? Fransız kaldım hala anlamadım!