Bakayım Valla Geri Zekâlı…
15 Eylül, 2012Başbakan ilkokula başlama yaşıyla ilgili olarak, "Gidip rapor alanlar var. Bunları evlatlarına ihanetle vasıflandırıyorum. Bu çocuklar geri zekâlı mı?" dedi!
Bir çocuğun ileri veya geri zekâlı olduğu ancak uzman tarafından yapılan kontroller sonucunda kanıtlanabilir.
Birileri çocuklarımıza kendi inancı doğrultusunda işine geldiği için “geri zekâlı” dese de, bizim çocuklarımız geri zekâlı değildir.
Unutmayın ki “Demir tavında dövülür!”
Kardeşimden dolayı yaşadıklarım bu “ geri zekâlı “ diyenler ders olsun…
Van yıl 1977. Karayolları lojmanlarında oturuyoruz. Lojmanda oturan Öğretmen Birsen abla ve Mühendis eşi Nazım amcalarla sürekli ev gezmesi halindeyiz…
Birsen abla Van’ın beldelerinden birindeki ilkokulda sınıf öğretmenliği yapıyor. Ev ziyaretine geldikleri akşamlar her zamanki gibi babam ve annem klişeleşmiş sohbetlerine bizleri de sokarlar övgülerle ya da serzenişlerle bizden de bahsederlerdi. Erkek evlat sahibi olmak da ayrı bir gururdu. Evin en küçüğü erkek kardeşim kaymaklı kadayıf hesabı konuşulurdu!
Erkek kardeşim 4 yaşındaydı. Babamın sürekli kitap okuması bizimde bu yönde okumaya karşı olan ilgimizi arttırmıştı. Kardeş de her türlü kitabı ansiklopedilere varıncaya kadar karıştırıyor ve o ne bu ne diye her şeyi sorguluyordu. Babamda onun çok zeki olduğunu düşünüyordu.
Babam misafirlere kardeşimin bu yönlerini ballandırarak, övünç duyguları ile anlatırken;
Birsen öğretmen erkek kardeşim için “her sabah benle okula gelsin o zaman” dedi.
Babam tereddütsüz kabul etti.
Kardeş okula gitmeye başladı.
Kısa sürede okumayı yazmayı öğrendi. Birsen abla ikinci sınıfları okutuyordu.
Babama bu çocuk çok ilgili ve zeki sınava sokalım İlkokul biri okumadan ikinci sınıftan başlasın dedi…
Babamın göğsü kabardı. Hayır der mi?
Kardeş sınava girdi A B C’yi öğrenince hop ikinci sınıfa atlamış oldu.
Kardeş ilkokulu başarıyla bitirdi…
Kardeş Ortaokul’a gelince sanırım artık derslerden ve okuldan canı sıkılmaya başladı. Derslere ve okula olan ilgisi zayıfladı. Doldurduğu bilgi çanağı ile idare edeceğini sanıp oynayamadığı içinde kalan oyunlara daldı!
Kardeş ite – kaka okula giderken ciddi bir gerileme içine girdi.
O bizim zeki çocuğumuz tembel çocuk haline dönüştü.
Okulla ve derslerle alakası kesildi. Çift dikişe düştü!
Ve böylece kardeşin eğitim hayatı lise sona kadar sınıfta kalarak – bütünlemeye kalarak kavga dövüş zorla tamamlandı.
Büyükler ah bu büyükler…
Kendi egolarına yenik düşenler.
Çocuklarını kendi istedikleri yerde görmek isterler…
Baskılarla hayatlarını mahvederler.
Evet çocuğunu göz göre göre yükün altına sokmak, eğitim uzmanlarının da dediği gibi “çocuğun geleceğine (kardeşimin örneğinde de olduğu gibi) ihanettir. Fazla söze gerek var mı?
Okulların açılmasına 6 ay kala ani bir kararla 66 aylık çocuklar için haydi okula deniyor… Sonrada “çocuğun zihnen ve bedenen” gelişmemesi ifadesi ile velilerin hassas kilit noktasına vurgu yapılıyor.
Türkiye’de yaşayan tüm çocuklar yaşadıkları sosyal hayatın durumuna göre şekillenirler. Hiçbir çocuğun gelişimi eşit değildir.
Aile ve çevre yapısı çocuğun hem zekâ hem de beden gelişimini etkiler. 5.5 yaşındaki çocuklar oyun çocuklarıdır.
Kızımı ve oğlumu 4 yaşında yarım gün kreşe gönderdim. 5 yaşında tam gün kreşe göndererek oyun ve eğitim süreçlerini dengeli tesis etmeye çalıştım. Çok şükür eğitim yaşamlarında hiçbir problem yaşamadım. Hatta eğitim ve okul başarıları artarak devam ediyor.
Çocuklarının okula gittiğinde sıkıntı yaşayacağına inanan, onu kendi gözlemleriyle bu kanaate varan anne babalar çocuğunu ömür boyu etkileyecek başlangıçlardan kaçınmalıdır. Çocukların çıkarlarını ön plana alan ve eğitim politikalarını akılcı, veri temelli, rasyonel ve uzun vadede değerlendiren hiçbir ülke okulların açılmasına 6 ay kala çocukların okula başlama yaşında önemli değişiklikler yapmaz. Ama ne yazık ki Türkiye Büyük Millet Meclisi ya da hükümetimiz anlaşıldığı üzere çocuk odaklı değil.
Bu zamansız sistem velileri, çocukları ve eğitimcileri sıkıntıya sokmuştur. Velileri tereddüde sokmak yanlıştır. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde okulların açılmasına 6 ay kala çocukların okula başlama yaşı gibi önemli değişiklikler yapılmaz. Çocuğunu 5,5 yaşında okula göndermek istemeyen ailelerin tercihlerine de saygı duyulmalıdır. Bu yasayı destekleyen bakan, vekil, bürokrat ya da uzmanlardan kaç tanesi MEB’in fiziksel altyapı, öğretim programları ve öğretmenler açısından bu değişikliğe hazır olmadığını bile bile çocuğunu bir devlet okulunda birinci sınıfa yazdırdı- yazdırır mıydı acaba?
“Bak benimki okula başladı geri zekâlı değil, senin çocuğun okula başlamıyor ise geri zekalı mı oluyor şimdi?” Polemiklerine velileri sokmak doğru mu?
Dayatmalarla, yasanın yaptırımlarıyla veliler karşı karşıya getirilmemeli. Çocuğunun pedagojik olarak gelişim safhasına müdahale edilemez. Sistem aceleye getiriliyor her zamanki gibi mağduru çocuklar oluyor. Tıpkı kredili sistemde lise öğrencilerinin yaşadıkları eğitim travması gibi.
Bunu diyenlere bakalım bence!
Bak bakayım valla geri zekâlı!
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Gülseren Budayıcıoğlu'ndan 'Kral Kaybederse' itirafı
Star TV’nin çok izlenen dizisi Kral Kaybederse, ikinci sezon onayını alarak yoluna devam etmeye hazırlanırken, dizinin uyarlandığı kitabın yazarı Gülseren Budayıcıoğlu’ndan çarpıcı bir aç...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Her 5 çocuktan biri büyüyemiyor!
Türk Pediatri Kongresi, bu yıl 60. kez pediatri camiasını bir araya getirdi. 2 binden fazla çocuk hekiminin katıldığı kongrede, farklı başlıklardaki oturumlarda 300’ün üzerinde konuşmacı ve başkan görev alarak kongreye doğrudan destek verdi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.