CHP adayı Osman Özgüven…

   Cumhuriyet Halk Partisi önseçiminde son viraja girildi. CHP'nin toplumun önüne koyacağı adayları iki ayrı bölgede üyeleri oylayacak. Bu listelerde üyeler görmek istedikleri isimleri sıralayacak.

   Bu yarıştan kimlerin çıkacağını bizler de merak ediyoruz. Ancak,  en önemli konu seçilecek isimlerin daha sonra toplumun beğenisine sunulacağı sorunu. Bu nedenle de CHP'nin adayları önem taşıyor.  İşte İzmir 2. bölgedeki seçimde aday adaylarından Osman Özgüven'in konumuna dikkat çekmek istiyorum. "Bu partinin onuru" sayılacak işlere imzasını atan Osman Özgüven'in en büyük özelliği sonu nereye gidecek olursa olsun, halkının çıkarlarını gözetmesi, çevresel değerlerin korunması, ülkesi ve insanı.

   Dikili'de doğan, Ege Üniversitesi'nde İnşaat Mühendisliği eğitimi alan Osman Özgüven'in tüm yaşamı mücadelelerle geçti. 1967 yılında CHP çatısı altında politikaya başladı. 12 Eylül döneminde Dikili Kefalet Kooperatifi Başkanlığı yaptı. 1984 yılında SODEP’ ten Belediye Başkanı seçildi. 1986 yılında 12 Eylül`ün baskıcı ve zorba kalıntıları arasında daha sonra tüm Ülke ve Dünya çapında bilinecek olan `Dikili Barış, Demokrasi ve Emek Şenliklerini` başlattı. O yıllarda Türkiye`de ilk defa Türk - Yunan dostluğu ile tanıştı. Tüm kaymakamların, devlet güçlerinin hedefi haline gelen Osman Özgüven, neredeyse vatan haini ilan edildi. 1992 yılında Abdi İpekçi Barış Ödülüne layık görülen Özgüven yine aynı yıllarda kirleticilere karşı başlattığı savaş bugünlerde kendisinin dünya çapında çevreci kişiliğiyle tanımasını sağladı. 25 yıl önce Aliağa`da yapılmak istenilen termik santrallerine karşı başlatılan çevre mücadelesinin öncülerinden oldu.

   1989 yılında CHP’den Belediye Başkanı seçilen Özgüven, 95 yılında CHP İl Başkanlığı görevine seçildi. 2004 yılında ise bu kez SHP ile girdiği yerel seçimlerini kazanarak tekrar Dikili Belediye Başkanı seçildi. Bütünleşme sonrasında CHP`de politik hayatını sürdüren Özgüven 2009 seçimlerinde tekrar belediye başkanı seçildi. Bu yıllarda kentte uyguladığı sosyal belediyecilik uygulamaları, suyu, ulaşımı, sağlık hizmetlerini ücretsiz yapması tüm ülkede gündem oldu. Suyu ücretsiz verdiği için yargılandı, ancak halkın ve basının desteğinin de etkisiyle beraat etti. `Sosyal Belediyecilik` anlayışında da Türkiye`de bir çığır açtı. Evli ve 4 çocuk sahibi olan Özgüven; “Ben Barış, Demokrasi, Sosyal Adalet, Eşitlik, Dayanışma İlkeleri ışığında mücadeleme devam ediyorum" diyor…

   Ülke çapında bir değer

   Osman Özgüven Bakırçay Havzası'nın çevresel değerleri için savaşırken, Dikili'de belediye otobüslerini ücretsiz yaptı, otobüse binen öğrencileri evlerinin önüne kadar bıraktırdı, belediyeye ait sağlık merkezinde 1 liraya muayene, 6 liraya  röntgen çektirdi, parası olmayandan bu ücretleri almadı, belediyeye ait ekmek fırınında ekmeği ucuza sattı, ayda 10 tona kadar su kullanan tüketiciden de para almadı. Özgüven'in sosyal belediyecilik adına yaptığı bu hizmetler, soruşturmaya uğramasına neden oldu. Sayıştay denetçisi, Özgüven hakkında suyu halka parasız dağıttığı gerekçesiyle görevini kötüye kullanmaktan Danıştay'a suç duyurusunda bulundu.

   Onun için yorum yapan halk, "Belediye başkanlığının nasıl yapılacağı konusunda herkese ders veren yürekli adamdır. Sosyal demokratlığı sadece lafta kalanların verilen bu dersi almaları kendi menfaatlerinedir. " diyor.

   Bir yurttaşın Özgüven için yaptığı yorum ise tüm CHP'lilerin onur duyacağı türden. Yurttaşımız diyor ki: " Suçlarına ortak olmak istediğim adam. Yardımı paravan derneklerle verip minnettarlık yaratmak yerine eşit ve adalete dayalı bir sistem yaratmak istediği için suçlanıyormuş. Varsın suçlansın bu memlekette Terzi Fikri'lerin bitmediğine dair bir umuttur Osman Özgüven. "

   Şimdi söz CHP üyesinde. TBMM çatısı altında onur duyacağı bir üye göndermek istiyorsa işte fırsat. Birçok değerli CHP adayı var o bölgede. Ancak, yaşamını halka adamış, bu yolda  Bülent Arınç'ın bile açık saldırısına maruz kalmış bir CHP'liyi Arınç'ın olmadığı bir TBMM'ye göndermeye ne dersiniz?