Başkan’dan Yalancı Olur Mu?
13 Nisan, 2013Dün İzmir Büyükşehir Belediyesinde yapılan meclis toplantısı unutamayacağımız hakaretler ve görüntülere neden oldu.
Aziz Kocaoğlu'nun faaliyet raporuyla ilgili kürsüden yapılanları anlatırken kendisine “Yalancı” diye çıkışan AK Parti Grup Başkanvekili Yusuf Kenan Çakar’a “Edepsiz” karşılığını vermesiyle birlikte meclis resmen yol geçen hanına döndü.
Kavganın görüntülerine baktığımızda Aziz Kocaoğlu’nun Bakan Zafer Çağlayan’a ilişkin eleştirilerine Kenan Çakar’ın “Yakıştı mı sayın Başkan sana” sözleri üzerine, Sırrı Aydoğan’ın “Ağır ifadeler” sarf ederek Çakar’a müdahalesi sonucunda fitilin ateşlendiği ortaya çıkıyor.
Yani, yine Sırrı Aydoğan!
Daha önceleri de yazmıştım. Sırrı Aydoğan’ın gerginlik üzerine kurulu politikası yüzünden mecliste, özellikle muhalefetten kimseler ağzını açamaz hale gelmiş durumda. Dünkü olaylara baktığımda, Kocaoğlu pası atıyor, Aydoğan ise o pası kaleye atmak için, bilinen gerginlik üzerine dayalı yöntemleri devreye koyuyor.
Kenan Çakar’ın Başkan’a cevap verdiği sırada Aydoğan’ın “Sen Başkana konuşamazsın” sözleri tam bir komedi. Halkın oylarıyla seçilip Meclise gelen birisinden “Biat” edeceksin yaklaşımı beklemenin demokrasiyle bağdaşmadığını ne Kocaoğlu biliyor ne de Sırrı Aydoğan. Bu iki zat, o mecliste tek tip bir anlayış yaratma çabasının İzmir’e fayda getirmediğinin de farkında değil. Baştan sona olaylara objektif yaklaştığımızda, Kenan Çakar'ın kullandığı üslup doğru, Aydoğan'ın kullandığı üslubun ise "kışkırtıcı" bir tavır içerisinde olduğu gerçeğini görüyoruz.
Mesela CHP'liler bir empati yapmalıdır. TBMM’de oy çoğunluğunu elinde bulunduran AKP’de aynı biçimde, hiç kimseyi kaale almadan farklı bir politika izliyor. Doğal olarak CHP’liler de bu durumdan yakınıyor. İzmir’in TBMM’si olan Büyükşehir’e baktığımızda aynı tür politikayı da CHP’nin AKP’lilere karşı yaptığını görüyoruz.
Doğru mu?
Elbette değil. Çünkü bu tür yöntemlerin çevrede oluşturduğu toplumsal zararları yadsınamaz bir gerçektir. Oraya o meclis üyesi seçilmiş gelmişse, susmak, biat etmek için değil konuşmak için oradadır.
Haliyle, dünkü kavganın hazırlayıcısı Aziz Kocaoğlu ve kavgaya tuz ekenlerden Sırrı Aydoğan’ın yarattığı gerginlik, meclisin saygınlığına da gölge düşürmüştür.
Aydoğan’ın neredeyse alışkanlık haline getirdiği uygulamaları da insanı hayretler içerisinde bırakıyor.
Örneğin dün meclis üyelerinin birbirine karşı hakaretler ve küfürler eder kavganın önünü açan aynı Sırrı Aydoğan’ın, kavganın bitimine doğru güya herkesi sakinleştirmeye çalışması da bize o bilindik politikayı hatırlattı; Karıştır ve barıştır…
Görüntüler de en çok dikkatimi çeken başka bir husus, CHP’li bir meclis üyesinin “Ya, Belediye Başkanımıza yalancı diyor. Belediye Başkanı yalancı olur mu. Belediye Başkanı yalancı olmaz” sözleriydi.
Resmen şaka gibiydi. Sanki Belediye Başkanı, insani özellikleri olmayan, mekanik bir sistemle çalışan farklı bir aygıt cihazı özelliğine sahipmiş gibi. Bu anlamda aklıma Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Yalancıdan Başbakan olur mu, Olmaz!” sözleri aklıma geldi.
Eğer Kılıçdaroğlu’na göre “Yalancıdan Başbakan olmaz” ise, O CHP’li meclis üyesinin “Belediye Başkanı yalancı olmaz” sözlerini nereye koymak gerekir?
Öyle ki “Büyük Başkan”ın doğru söylemediği bir sürü söz var ve bunların çetelesini tutmaya kalkışırsak zamanımızın yetmeyeceği de su götürmez bir gerçektir. Öte yandan dünkü meclis toplantısından Başkan Kocaoğlu'nun söylemleri ve çelişkileriyle ilgili başka tespitlerim de var. Önümüzdeki yazı da oları da sizlerle paylaşacağım...
Süper Savcı Murat Gök
Bir dönem İzmir’de düzenlenen operasyonlara damgasını vuran ve adı “Süper Savcı”ya çıkan Murat Gök, genç yaşında yakalandığı karaciğer ve böbrek rahatsızlığı yüzünden hayatını kaybetti.
Murat Gök’ün İzmir’de bıraktığı iz küçümsenemeyecek ve unutulmayacak boyutlarda olmuştur. Çok değil dört yıl önce İzmir’de özellikle belediye başkanlarının operasyon yeme korkusunu bugün gibi hatırlıyorum. Ta ki iş AKP’nin çıkarlarına gelip dayanıncaya kadar!
Murat Gök’ün son operasyon listesi İzmir’de çok tartışıldı. Bunun İzmir Valisine hatta bazı işadamlarına kadar uzanacağı iddiaları ortaya atıldı. Valinin bu iddialara karşı açtığı tazminat davasını kazandığını da hatırlatalım.
Neyse…
İyi veya olumsuzluklarıyla bu dünyadan bir Murat Gök geldi ve geçti. Bize düşen, onu rahmetle anmaktır. Gerisi de lafı güzaftır…
Polat Manduz'dan yanıt
Önceki gün kaleme aldığım “Karabağlar’da gruplaşma mı var?” yazım üzerine CHP Karabağlar İlçe Başkanı Polat Manduz arayarak yazdıklarıma cevap verdi.
Manduz şunları anlattı:
Biz Belediye Başkanımızın hizmetlerini her yerde anlatıyoruz. Aramızda bir kavga yok. Gece gündüz örgütle birlikte Belediyemiz tarafından yapılanları sokak, sokak halka anlatıyoruz. Kendisiyle sorunumuz yok. Ama altında çalışan bazı isimlerle sorun yaşıyoruz. Bunun ötesinde ilk günden beri üzerimize düşenleri büyük bir azimle yerine getiriyoruz. Çünkü burada amacımız önce partimizin çıkarlarıdır. Yaptıklarımız partimizi yüceltmektedir.
Polat Manduz’un açıklaması özetle böyle.
Kendince haklı nedenleri olan Manduz’un dile getirdiğim iddialara, parti terbiyesi ve disiplini, yani parti temayülleri açısından yaklaştığını görüyorum. Ancak ben Kürüm ile Manduz arasında sorunlar yaşandığını, sağlamlığına fazlaca güvendiğim kaynaklardan teyit etmiş durumdayım. Elbette ki temennim bunların bir an evvel son bulmasıdır. Netice de kazanan ben değil CHP, dolayısıyla da kendileri olacaktır.
Bu konuda çok telefon aldığımı da belirtmek istiyorum. Mesela Karabağlar’da CHP’nin “en önde” gelen isimlerinden birisi aynen şunu paylaştı:
Karabağlar’da tam da örgütün hareketlendiği şu günlerde ortada kanayan bir yara vardı ve o yaraya parmak basarak, doğruları dile getirdin. Ve bunları yazman, oradaki birlikteliğe sekte değil aksine güç kattı. Çünkü ayrışmalar vardı. Bu ayrışmalar gittikçe derinleşmek üzereydi. Yazığınız yazıyla bir bakıma bunun önüne geçilmiş oldu.
Dediğim gibi bilgiler vardı ve bunların doğruluklarını teyit ederek kaleme aldım. Bundan sonrası da gerek Sıtkı Kürüm gerekse Polat Manduz cephesinin, yani bütünüyle CHP’nin bileceği iştir. Konuyla ilgili “sağlam”lığına inandığım bilgiler geldikçe irdelemeye de elbette devam edeceğim. Şimdilik bu kadar…
Not: Yazar kadromuzu güçlendirmeye devam ediyoruz. Demokrat düşünce yapısı olan, yazacaklarındaki doğruluk ve cesaretine inandığım, Aslı Morsünbül İgit aramıza katıldı. Kendisine hoş geldin diyorum. O’nu dikkatle izlemenizi öneriyorum…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Kılıçdaroğlu’nu CHP’den atmak için; Ne olması gerekiyor?
- Cemil Tugay’ın haklı isyanı
- TANSAŞ modeli İZMAR can suyu olacak
- İzmir’de böyle bir İl Başkanı olduğu için AKP çok şanslı…
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Romantik Asansör Pozları Olay Oldu
Uzak Şehir’in Alya’sı Sinem Ünsal, sevgilisi Berk Cankat ile hasret giderdi. Dizi çekimleri nedeniyle sevgilisinden uzak kalan güzel oyuncu, romantik asansör pozuyla hayranlarından tam no...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Vücudunuzdaki bu sinyaller ele veriyor...
Vücut, metabolizmanın sağlıklı şekilde çalışması için yalnızca besinlere değil, aynı zamanda temel vitamin ve minerallere ihtiyaç duyar. Özellikle kış aylarında yetersiz vitamin alımı, hem fiziksel hem de duygusal değişimlere yol açabilir.





Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.