
Kaygılarımızdan nasıl kurtuluruz?
“Yaşamın bir parçası olan kaygı, hafif şiddette olduğunda bir sorun yaratmaz. Ancak dozu arttığında ruhsal sorunlara yol açıp hayatı zehir edebilir” diyen Prof. Dr. Uludüz, toplumumuzda yaygın görülen kaygı bozukluğuyla ilgili farkındalığın önemine dikkat çekti.
Uzmanlar uygun şiddette bir kaygının, yaşadığmız sorunlarla baş edebilmemize yardım ettiğini, genellikle hafif şiddetli ve geçici olduğunu belirtiyor. Aşırı olduğunda ise ruh sağlığımızı bozduğuna dikkat çekiyor. Günlük yaşamda herkesin iş, sınav, sağlık, maddi zorluklar ve ailevi sorunlar gibi nedenlerle kaygı yaşayabileceğini belirten Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, ‘‘Anksiyete günümüzde hayli yaygın bir problem ve çoğu insan bunun farkında değil. Oysa tüm ruhsal rahatsızlıkların çekirdeğini oluşturacak kadar önemli olan bu sorun hafife alınmamalı'' dedi ve çözüm önerilerinde bulundu.
Hangi belirtilere neden olur?
Anksiyete yakınmaları kişiden kişiye farklılık göstermesine rağmen temelde benzerdir. Kişi bazen sebebini bildiği bazen de bilmediği bir tehdit altında kendini sıkışmış hisseder. Örneğin kimi insan işini kaybetme korkusu ile anksiyete atakları yaşarken, diğeri ise her şey yolunda giderken fark etmediği ölüm korkusu nedeniyle aniden anksiyete atağı yaşayabilir. Her ikisinin de sebebi; belirsizliği tolere edemeyişidir. İnsan belirsizlik karşısında huzursuzluk duyar ve olayları mutlak kontrol altına almak ister. Anksiyete bozukluğu şu belirtilerle kendini gösterir: l Kalp atış hızında artış lHızlı nefes alma l Huzursuzluk l Tükenmişlik duygusu l Kontrolünü kaybetme hissi lUyku bozuklukları, uykuya dalma güçlüğü, gece ani uyanma atakları l Aşırı iştah ya da iştahsızlık.
İŞTE BU SORUNLA BAŞA ÇIKMA YOLLARI
1- Tetikçileri tanıyın
Herkesin çevresindeki olaylara duyarlılığı farklıdır, bu yüzden kendinizi ve bu dönemde sizi bunaltan faktörleri tanımalısınız. Eğer sizi strese sokan ve kaygılandıran evin içindeki sorumluluksa diğer aile üyeleriyle bu durumu ve yükü paylaşmayı deneyin; ekonomik kaygılarsa üzülmenin buna yardımcı olmadığının farkına varın. Kendinize ve hobilerinize daha fazla vakit ayırmayı, sevdiklerinizle daha çok konuşmayı deneyin. Tüm bu ufak değişiklikler, bu süreci daha kolay atlatmanıza yardımcı olabilir.
2-Hareket edin
Düzenli egzersizler yaparak hareket etme hem fiziksel hem de ruhsal sağlığınızı korumanıza yardım edecektir. Kendinizi anksiyeteli endişeli hissettiğinizde ilk iş hemen spor ayakkabılarınızı g iyin ve dışarı açık havaya çıkın. Derin nefes egzersizleri ile hızlı tempo bir 20 dakika yürümek bile anksiyetenizi azaltacaktır. Egzersiz, dikkatinizi sizi endişelendiren şeylerden uzaklaştırabilir. Mümkün olduğunca kalp atış hızınızı yükseltecek egzersizler yapmayı tercih edin, ancak biraz daha düşük etkili bir egzersizle başlamak istiyorsanız, pilates ve yoga gibi egzersizler de ruh sağlığınız için aynı derecede faydalı olabilir.
3-Alkolden uzak durun
Başlangıçta endişeniz nedeniyle alkol almak sizi rahatlatıyor gibi görünebilir. Ancak yapılan çalışmalar anksiyete ve alkol tüketimi arasında ters bir ilişki saptadı. 2017 yılında yapılan ve 63 farklı çalışmayı değerlendiren bir inceleme, alkol alımını azaltmanın hem anksiyeteyi hem de depresyonu iyileştirebileceğini göstermiştir. Alkol kullanımı ayrıca vücudunuzun doğal uyku düzenini de bozabilir. Oysa iyi bir gece uykusu almak anksiyeteyle mücadelede inanılmaz derecede faydalıdır.
4-Sigarayı bırakın
Genellikle stresli hissettiğimizde sigarayı daha çok tüketme eğiliminde oluruz. Sigara içtiğimizde anksiyetemizin azalacağını iyi geleceğini düşünürüz. Aslında zamanla tam tersi olur ve anksiyete daha da kötüleşebilir. Araştırmalar ayrıca nikotin ve sigara dumanındaki diğer kimyasalların beyinde anksiyeteyle bağlantılı yolları değiştirdiğini göstermektedir.
5-İyi uyuyun
Uyku iyi bir ruh sağlığının önemli bir parçasıdır. Sağlıklı uyku her gün 7 ila 9 saat uyumamız anlamına geliyor. Sağlıklı ve düzenli bir uyku için de şunlara dikkat edin: Bir fincan papatya çayı, sinirleri yatıştırmak ve uykuyu teşvik etmek için doğal bir yöntemdir. Papatya çayı içen kişilerin anksiyete belirtilerinde azalma olduğu ve daha rahat uykuya dalabildikleri artık bilinmektedir. Yatakta televizyon izlemeyin. Yatakta telefon, tablet veya bilgisayar kullanmayın. Yatmadan önce kafein ve nikotinden kaçının. Odanızı karanlık ve serin tutun. Her gece aynı saatte uyuyun
6-Çay kahve tüketimini kısıtlayın
Kronik anksiyeteniz varsa, kafein arkadaşınız değildir. Kafein sinirlilik ve gerginliğe neden olabilir. Araştırmalar, kafeinin beyin kimyasını değiştirerek anksiyete bozukluklarına neden olabileceğini veya daha da kötüleştirebileceğini göstermiştir. Bazen tek başına kafeini bırakmak bile anksiyete belirtilerini önemli ölçüde iyileştirebilir.
7-Derin nefes egzersizleri yapın
Yüzeysel ve hızlı nefes alma anksiyetede yaygındır. Bunlar hızlı kalp atışına, baş dönmesine veya sersemliğe, hatta panik atağa yol açabilir. Yavaş ve derin nefes egzersizleri ise normal nefes alma düzenini geri kazanmaya ve kaygıyı azaltmaya yardımcı olabilir.
4X8 Tekniği: Gözlerinizi kapatın veya sabit bir noktaya odaklanın. Önce 4 saniye nefes alın, sonra kısa bir süre duraklayıp 8 saniye kadar nefes verin. Bunu en az dört kez tekrarlayın.
8-Aromaterapiden faydalanın
Bu uygulamada zihin, beden ve ruh sağlığını desteklemek için uçucu yağlar kullanılır. Amacı ruhsal sağlığı geliştirmektir. Bergamot, lavanta, misk adaçayı, greyfurt gibi uçucu yağlar doğrudan solunabilir veya ılık bir banyoya eklenebilir. Rahatlamanıza yardımcı olur. Uyumanıza yardımcı olur. Ruh halinizi iyileştirir. Kalp atış hızınızı ve kan basıncınızı düşürür.
9-Tedavi için gecikmeyin
Bunlara rağmen kaygılarınızla başa çıkamıyorsanız profesyonel destek almaktan çekinmeyin. Yaşam kalitenizin ciddi şekilde etkilendiği ve sağlığınızın gözle görülür derecede bozulduğu durumlarda, stres ve kaygı yönetmek için yardım almaktan çekinmemeniz gerekiyor. Aksi takdirde sizi daha da olumsuz etkileyecek psikolojik problemler baş gösterebilir.
Sözcü
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Gençsin ama risk altındasın, bu belirtiye dikkat!
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Onur Yıldırım, hipertansiyonun yalnızca yaşlıları değil, genç bireyleri de tehdit ettiğini vurguladı. 40 yaş altındaki bireylerde hipertansiyon oranının yüzde 9 ila...
Hep yorgun, kızarık gözleriniz mi var?
Kuru göz hastalığı, gözde batma, yanma, kızarıklık ve bulanık görme gibi belirtilerle yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yaygın bir sağlık sorunudur. Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Uğur Tunç...
Sıcak havalarda gazlı içecek tüketmek susuzluğu artırıyor
Sıcak havalarda özellikle bilinçsiz gazlı içecek tüketmenin sağlığı tehlikeye attığını belirten Diyetisyen Mısra Beste Köleoğlu, “Gazlı içeceklerdeki kafein idrar söktürücü etki yapar, bu...
Kemik Erimesi: Kırılgan Yaşlılık
Her 3 kadından 1’i, her 5 erkekten 1’i yaşamı boyunca osteoporoz kaynaklı kırık riskiyle karşı karşıya. Kemikler, yaşla birlikte kütle ve yoğunluk kaybeder. Kalça kırığı sonrası ilk 1 yıl...
Yaz aylarında vücut ısısındaki ani yükseliş ölümcül olabilir
İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Esra Demir, özellikle yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalıkları olan bireylerin güneş çarpmalarına karşı risk altında olduğunu ve vücut ısısının ani ve kon...
Uyurken ortaya çıkan 2 belirti löseminin ilk sinyali olabilir!
Uykuda yaşanan bazı belirtiler, yalnızca bir yorgunluk ya da geçici rahatsızlık olarak görülse de, bazen ciddi hastalıkların ilk uyarısı olabilir. Uzmanlara göre özellikle yoğun gece terl...
Alzheimer hastalığının ilk belirtisi tatilde ortaya çıkıyor
Tatil genellikle dinlenme, eğlenme ve yenilenme ile ilişkilendirilir. Ancak uzmanlara göre, özellikle Alzheimer ve demansın erken belirtileri tatil dönemlerinde kendini gösterebilir. Alzh...
Her gün acı yiyenler dikkat: Bilimsel olarak kanıtlandı
Acı yiyeceklerin kilo verme üzerindeki potansiyel etkisi, uzmanların ve araştırmacıların dikkatini çekmeye devam ediyor. Pensilvanya Eyalet Üniversitesi'nden doktora sonrası araştırmacı D...
Maden suyunu sakın bardağa dökmeyin!
Maden suyunun tüketimi ile ilgili uzmanlardan kritik uyarı geldi. Bardağa dökerek içenler mineralleri yok ediyor. Yemek sonrası sindirime yardımcı olduğu düşünülen maden suyu, yanlış tüke...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Harbiye’de Selda Bağcan coşkusu
Selda Bağcan, 2025 yaz turnesi kapsamında dün gece İstanbul Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu sahnesindeydi. Bayhan Müzik organizasyonuyla gerçekleşen konser, sanatçının sanat yaşa...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Gençsin ama risk altındasın, bu belirtiye dikkat!
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Onur Yıldırım, hipertansiyonun yalnızca yaşlıları değil, genç bireyleri de tehdit ettiğini vurguladı. 40 yaş altındaki bireylerde hipertansiyon oranının yüzde 9 ila 22 arasında değiştiğini belirtti. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Onur Yıldırım, hipertansiyon ile ilgili açıklamada bulundu.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.