Yukarı
199629

Yorgunluğunuzun nedeni AİDS olabilir

17 Ocak 2018 11:07
Sabahları yorgun uyanmak, gün içinde yaşanan halsizlik, günlük işleri yaparken yaşanan isteksizlik ve genel bir bitkinlik hali…

Çoğu zaman yüksek iş temposu ve şehir yaşamının hızından kaynaklandığı düşünülen bu belirtiler aslında ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Tiroitten kansere birçok hastalığın işareti olabilen yorgunluğunuz geçmiyorsa altında yatan nedenlerin mutlaka araştırılması gerekir. Memorial Ataşehir Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Prof. Dr. Birsel Kavaklı, yorgunluğun en sık görülen nedenleri ve dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi.

Yorgunluk, normalde bir insanın günlük işlerini yaparken kendini yorgun hissetmesi, yetersiz hissetmesi olarak tanımlanabilir. Kimi insanlar yaşından hiç beklenmedik bir şekilde atak olabilir ya da genç yaşta kişi yemek yemeye, yatmaya hatta dinlenmeye bile üşenir halde olabilir. Bu durum bir üşengeçlik mi, enerji düşüklüğü mü ya da hastalıktan mı kaynaklanıyor bunun belirlenmesi çok önemlidir.

1. Kansızlık: Yorgunluğun en sık görüldüğü hastalık grubu anemidir. Çünkü oksijen taşıyan hemoglobinin eksikliği kişinin kendini yorgun ve halsiz hissetmesine neden olur. Bu durumda kişiye* mutlaka bir uzman doktor muayenesi ve gerekli tetkikler yaptırılmalıdır. Gerekli tedavi planlaması kansızlık giderildikten sonra yorgunluk hissinin de kaybolduğu görülecektir.

2. Depresyon ve stres: Yorgunluğa yol açan hastalıklardan ikinci sırada depresyon gibi psikosomotik hastalıklar gelir. Depresyon da kişilerin kendisini yorgun hissetmesine neden olabilir.

3. Tiroit hastalıkları: Hipotiroidi başta olmak üzere endokrin hastalıklar da kişinin kendisini çok yorgun hissetmesine neden olur. Hatta hipotiroidi* hastalarının etraflarında tembel olarak tanımlanan kişiler olduğu söylenir. İş yapmak istemeyen, yerinden kalkmakta zorlanan, iş yapma gücünü kendinde hissetmeyen insanlardır bunlar genelde. Yine endokrin hastalıklarından şeker hastaları da sürekli yorgundurlar. Bu insanlar kendilerini yorgun, bezgin ve güçsüz hissederler. Şeker seviyeleri yüksek olduğu zaman günlük yaşamları bile kesintiye uğrayabilir.

4. Kanser: Yorgunluk, bir takım erken onkolojik hastalıkların belirtisi de olabilir. Kanser hücreleri hastanın tüm vücut sistemlerini bozarak yorgunluğa neden olabilir. Örneğin kansızlık yapmışsa, beslenmeyi bozuyorsa yorgunluk yaratabilir. Bir de tümörler insan organizmasına göre çok hızlı metabolik aktiviteye sahiptir. Yani şekeri daha hızlı tüketir, kişinin kan şekerini düşürür ve oksijeni daha çok harcarlar. Çünkü tümörler hızlı büyüyen dokulardır. Gereksinimleri de çok fazladır ve kişinin aleyhine alıp bunları harcadıkları için de kişi kendini yorgun hissedebilir.

5. Kalp hastalıkları: Kalp yetmezliklerinin de en önemli belirtilerinden birisidir yorgunluk. Hatta kalp hastalıklarının en erken bulgularından birisidir. İster kapak lezyonu olsun, ister kalp damar hastalıkları olsun, bunlar kalbin oksijen ihtiyacını karşılamasına engel oldukları için yorgunluk yaratırlar. Kişi bir kat merdiven bile çıksa yorulur, bacakları kesilir, nefessiz kalır.

6. Enfeksiyon hastalıkları: Vücutta çeşitli nedenlerle ortaya çıkan enfeksiyon hastalıkları da yorgunluğun sık görülen nedenlerini oluşturmaktadır. Bunlar;

7. Metabolik hastalıklar: Böbrek yetmezliği, karaciğer yetersizliği, kalsiyum yüksekliği ve potasyum düşüklüğü gibi durumlarda da vücuttaki kan tuzları ve minerallerdeki azalmalar yorgunluğun ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu hastalık ve durumların erken dönemde tedavisi çok önemlidir.

8. Uyku apnesi: Yaşam kalitesini bozan en önemli sorunlardan olan uyku apnesi de yorgunluğun önemli sebeplerinden birisidir. Yeterli sürede, kaliteli bir uyku uyuyamayan kişiler kendisini ertesi gün aşırı yorgun hissedecektir. Bu durum gün içerisindeki tüm faaliyetlere yansır.

9. Fiziksel güçsüzlük: Yorgunluk, fiziksel güç ve kondisyonla da çok ilgilidir. Kondisyonlu ve güçlü bir kişi daha geç yorulur. Yaşa göre sağlıklı beslenerek ve düzenli fiziksel aktivite ile kas kuvvetini artırmak ve korumak yorgunluğun önüne geçebilir.

Hepatit yani karaciğer iltihaplanması
Kalbin iç yüzünün iltihabı
Kalp zar iltihapları
Verem (tüberküloz)
Parazit hastalıkları
AIDS şeklinde sıralanabilir.

Ne zaman doktora başvurulmalıdır?

Kişi, daha önce yorulmadan rahatlıkla yapabildiği işleri artık yorularak yapıyorsa bir doktora başvurmalı, yorgunluğun sebebi araştırılmalıdır. Hatta kişinin özgüveninin azalması, kendine eskisi kadar iyi bakmaması da bir soruna işaret olabilir. Geçici yorgunluklar çok önemli sayılmamaktadır ancak kronik yorgunluk olduğunda bu durum mutlaka önemsenmelidir.

Enerjinizi doğru kullanmayı öğrenin

Çalışma ve dinlenme periyotları doğru ayarlanmalıdır. Kısa ve sık dinlenme aralıkları verilerek yorgunluğun ortaya çıkması önlenebilir. Çalışma ortamının iyi havalandığından emin olunmalıdır. Çok sıcak veya çok soğuk ortamlar vücudumuzda ekstra bir stres yaratır. Vücudun çok hafif düzeyde susuz kalması dahi metabolizmayı yavaşlatır. Bu nedenle günde en az 8-10 bardak su içilmesi, kahve ve çayın mümkün olduğunca az tüketilmesi gerekir. Düzenli uyku ile yeterli ve dengeli beslenme, bağışıklık sisteminin güçlü olması için gereklidir.

Düzenli yapılan 30 dakikalık yürüyüş, vücut ağırlığının dengelenmesine, kemik sağlığının korunması ve geliştirilmesine yardımcı olmaktadır. Düzenli egzersiz ile metabolizma hızlanır, daha fazla enerji oluşumu sağlanır. Kalp damar sisteminin ve solunumun düzenlenmesini, dokulara yeterli düzeyle oksijen taşınmasını sağlar.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Gençsin ama risk altındasın, bu belirtiye dikkat!

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Onur Yıldırım, hipertansiyonun yalnızca yaşlıları değil, genç bireyleri de tehdit ettiğini vurguladı. 40 yaş altındaki bireylerde hipertansiyon oranının yüzde 9 ila...

Hep yorgun, kızarık gözleriniz mi var?

Kuru göz hastalığı, gözde batma, yanma, kızarıklık ve bulanık görme gibi belirtilerle yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yaygın bir sağlık sorunudur. Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Uğur Tunç...


Sıcak havalarda gazlı içecek tüketmek susuzluğu artırıyor

Sıcak havalarda özellikle bilinçsiz gazlı içecek tüketmenin sağlığı tehlikeye attığını belirten Diyetisyen Mısra Beste Köleoğlu, “Gazlı içeceklerdeki kafein idrar söktürücü etki yapar, bu...

Kemik Erimesi: Kırılgan Yaşlılık

Her 3 kadından 1’i, her 5 erkekten 1’i yaşamı boyunca osteoporoz kaynaklı kırık riskiyle karşı karşıya. Kemikler, yaşla birlikte kütle ve yoğunluk kaybeder. Kalça kırığı sonrası ilk 1 yıl...


Yaz aylarında vücut ısısındaki ani yükseliş ölümcül olabilir

İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Esra Demir, özellikle yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalıkları olan bireylerin güneş çarpmalarına karşı risk altında olduğunu ve vücut ısısının ani ve kon...

Uyurken ortaya çıkan 2 belirti löseminin ilk sinyali olabilir!

Uykuda yaşanan bazı belirtiler, yalnızca bir yorgunluk ya da geçici rahatsızlık olarak görülse de, bazen ciddi hastalıkların ilk uyarısı olabilir. Uzmanlara göre özellikle yoğun gece terl...


Alzheimer hastalığının ilk belirtisi tatilde ortaya çıkıyor

Tatil genellikle dinlenme, eğlenme ve yenilenme ile ilişkilendirilir. Ancak uzmanlara göre, özellikle Alzheimer ve demansın erken belirtileri tatil dönemlerinde kendini gösterebilir. Alzh...

Her gün acı yiyenler dikkat: Bilimsel olarak kanıtlandı

Acı yiyeceklerin kilo verme üzerindeki potansiyel etkisi, uzmanların ve araştırmacıların dikkatini çekmeye devam ediyor. Pensilvanya Eyalet Üniversitesi'nden doktora sonrası araştırmacı D...


Maden suyunu sakın bardağa dökmeyin!

Maden suyunun tüketimi ile ilgili uzmanlardan kritik uyarı geldi. Bardağa dökerek içenler mineralleri yok ediyor. Yemek sonrası sindirime yardımcı olduğu düşünülen maden suyu, yanlış tüke...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Harbiye’de Selda Bağcan coşkusu

Selda Bağcan, 2025 yaz turnesi kapsamında dün gece İstanbul Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu sahnesindeydi. Bayhan Müzik organizasyonuyla gerçekleşen konser, sanatçının sanat yaşa...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Gençsin ama risk altındasın, bu belirtiye dikkat!

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Onur Yıldırım, hipertansiyonun yalnızca yaşlıları değil, genç bireyleri de tehdit ettiğini vurguladı. 40 yaş altındaki bireylerde hipertansiyon oranının yüzde 9 ila 22 arasında değiştiğini belirtti. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Onur Yıldırım, hipertansiyon ile ilgili açıklamada bulundu.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR