- Özgür Özel'den Avrupalı Lidere Sitem: 'Bize 5 Dakika Ayırmadı'
- Büyükşehir’den Uzundere’de kentsel dönüşüm açıklaması: İnşaat yeniden başlıyor
- Gülşah Durbay'ın vefatının ardından... Şehzadeler Belediyesi'nin yeni başkanı belli oldu
- Ömer Çelik'ten Çarpıcı ‘Suriye’ Mesajı, ‘Önemli Bir Gelişme’
- Alperen Şengün takas iddialarına cevap verdi!
Şifa ararken kanser olmayın!
İstanbul’da özel bir üniversitede fitoterapi eğitimi veren Doğal Tıp Doktoru Şaduman Karaca, ‘Bitki Drogları Hazırlama Teknikleri’ dersinde kullanmak için 20 öğrencisini aktarlara göndererek tıbbi bitki getirmelerini istedi. Laboratuarda bitki yağları elde etmek ve tentür hazırlamak için İstanbul’un değişik semtlerinde hizmet veren aktarlardan en az üçer tür bitki satın alan öğrencilerin laboratuara getirdiği bitkilerin içinde ilaç elde etmeye yarayacak tek bitki çıkmadı. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Fitoterapist Şaduman Karaca, “Bunları bilip susarsam kendimi affetmeyeceğim” sözleriyle bu çarpıcı gerçeğe dikkat çekerek ilgililere “Halkı tedavi ediyoruz diye daha fazla hasta etmeyelim!” çağrısında bulundu.
Türkiye’de hızla büyüyen ve denetimsiz bir sektör halini alan bitki şarlatanlığı, sağlıktan güzelliğe, zayıflamadan cinselliğe uzanan geniş bir alanda halk sağlığını tehdit eder boyutlara ulaştı. Kış mevsimiyle birlikte artan mevsimsel hastalıklara doğal yollardan şifa bulmak isteyen insanların akın ettiği aktarlarda ‘şifa’ diye satılan ürünlerin denetimsiz oluşu adeta ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkartıyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri ise binlerce aktarın bulunduğu İstanbul’da ortaya çıktı.
İLAÇ YAPMAK İÇİN ALDIKLARI BİTKİLER KANSEROJEN ÇIKTI
İstanbul’da özel bir üniversitede fitoterapi (Bitkilerle tedavi) dersleri veren Doğal Tıp Doktoru Şaduman Karaca, 20 öğrencisinden ‘Bitki Drogları Hazırlama Teknikleri’ dersinde kullanmak üzere bitki getirmelerini istedi. İstanbul’un değişik semtlerini dolaşan öğrenciler, en az üçer tür bitki satın alarak bitki yağları ve tentür elde etmek amacıyla laboratuara getirdi. Ancak öğrencilerin tıbbi ilaç yapmak amacıyla laboratuara getirdiği yaklaşık 60 bitki örneğinin içinde iç rahatlığı ile kullanabilecekleri bir şey bulamadıklarını söyleyen Fitoterapist ve Öğretim Görevlisi Şaduman Karaca, “Bitkilerin hiç biri doğru ambalaj ile sunulmamış. Bazı bitkiler pislik içinde ve kullanılamayacak haldeydi. Bazıları doğru bitki değildi, yani tıbbi kullanımı olmayan bitkilerdi. Bazıları yanlış zamanda toplanmış, etken madde açısından değeri yoktu. Bitkilerin hepsi güneşte kurutulmuş, muhtemelen kanserojen durumdaydı” diye konuştu.
‘DOĞADAN TOPLANAN BİTKİLERİ KİM DENETLEYECEK?’
Tıbbi ve aromatik bitkilerin nasıl olması gerektiğiyle ilgili öğrencilerine ayrıntılı bilgiler öğrettiklerini dile getiren Karaca, bu konuda aklına çeşitli soruların geldiğine dikkat çekerek, “Türkiye’de doğadan toplanan ve yetiştirilen bitkiler çok kötü durumda aktarlara geliyorsa, mezun edeceğimiz öğrenciler bu sağlıksız bitkileri halka nasıl sunacaklar? Yılda tonlarcası satılan sağlıksız bitkiler kim bilir ne kadar insana zarar veriyor, bunu kim denetleyecek ve sorumlusu kimdir? Sağlık Bakanlığı onaylı ve üniversitelerde sunulan bitkiler ile tedavi kurslarında acaba hangi bitkilerle tedavi edileceği öğretiliyor? Yoksa kullanılacak tüm bitkiler fitoterapinin uygulanabilmesi için altyapıya sahip, bu konuda denetim ve standartları oluşturmuş ülkelerden mi gelecek? Ya da endüstriyel olarak üretilen, sadece belki bir-iki bitki etken maddesi içeren ama bitkinin kendisi olmayan bileşenlerden oluşan ve üzerinde ‘bitki bazlı hazırlanmıştır’ diye etiket konulan preparatlarla yapılacak tedaviye fitoterapi mi denilecek?” ifadelerini kullandı.
İstanbul’da özel bir üniversitede fitoterapi eğitimi veren Doğal Tıp Doktoru Şaduman Karaca, ‘Bitki Drogları Hazırlama Teknikleri’ dersinde kullanmak için 20 öğrencisini aktarlara göndererek tıbbi bitki getirmelerini istedi.
Laboratuarda bitki yağları elde etmek ve tentür hazırlamak için İstanbul’un değişik semtlerinde hizmet veren aktarlardan en az üçer tür bitki satın alan öğrencilerin laboratuara getirdiği bitkilerin içinde ilaç elde etmeye yarayacak tek bitki çıkmadı. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Fitoterapist Şaduman Karaca, “Bunları bilip susarsam kendimi affetmeyeceğim” sözleriyle bu çarpıcı gerçeğe dikkat çekerek ilgililere “Halkı tedavi ediyoruz diye daha fazla hasta etmeyelim!” çağrısında bulundu.
Türkiye’de hızla büyüyen ve denetimsiz bir sektör halini alan bitki şarlatanlığı, sağlıktan güzelliğe, zayıflamadan cinselliğe uzanan geniş bir alanda halk sağlığını tehdit eder boyutlara ulaştı. Kış mevsimiyle birlikte artan mevsimsel hastalıklara doğal yollardan şifa bulmak isteyen insanların akın ettiği aktarlarda ‘şifa’ diye satılan ürünlerin denetimsiz oluşu adeta ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkartıyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri ise binlerce aktarın bulunduğu İstanbul’da ortaya çıktı.
İLAÇ YAPMAK İÇİN ALDIKLARI BİTKİLER KANSEROJEN ÇIKTI
İstanbul’da özel bir üniversitede fitoterapi (Bitkilerle tedavi) dersleri veren Doğal Tıp Doktoru Şaduman Karaca, 20 öğrencisinden ‘Bitki Drogları Hazırlama Teknikleri’ dersinde kullanmak üzere bitki getirmelerini istedi. İstanbul’un değişik semtlerini dolaşan öğrenciler, en az üçer tür bitki satın alarak bitki yağları ve tentür elde etmek amacıyla laboratuara getirdi. Ancak öğrencilerin tıbbi ilaç yapmak amacıyla laboratuara getirdiği yaklaşık 60 bitki örneğinin içinde iç rahatlığı ile kullanabilecekleri bir şey bulamadıklarını söyleyen Fitoterapist ve Öğretim Görevlisi Şaduman Karaca, “Bitkilerin hiç biri doğru ambalaj ile sunulmamış. Bazı bitkiler pislik içinde ve kullanılamayacak haldeydi. Bazıları doğru bitki değildi, yani tıbbi kullanımı olmayan bitkilerdi. Bazıları yanlış zamanda toplanmış, etken madde açısından değeri yoktu. Bitkilerin hepsi güneşte kurutulmuş, muhtemelen kanserojen durumdaydı” diye konuştu.
‘DOĞADAN TOPLANAN BİTKİLERİ KİM DENETLEYECEK?’
Tıbbi ve aromatik bitkilerin nasıl olması gerektiğiyle ilgili öğrencilerine ayrıntılı bilgiler öğrettiklerini dile getiren Karaca, bu konuda aklına çeşitli soruların geldiğine dikkat çekerek, “Türkiye’de doğadan toplanan ve yetiştirilen bitkiler çok kötü durumda aktarlara geliyorsa, mezun edeceğimiz öğrenciler bu sağlıksız bitkileri halka nasıl sunacaklar? Yılda tonlarcası satılan sağlıksız bitkiler kim bilir ne kadar insana zarar veriyor, bunu kim denetleyecek ve sorumlusu kimdir? Sağlık Bakanlığı onaylı ve üniversitelerde sunulan bitkiler ile tedavi kurslarında acaba hangi bitkilerle tedavi edileceği öğretiliyor? Yoksa kullanılacak tüm bitkiler fitoterapinin uygulanabilmesi için altyapıya sahip, bu konuda denetim ve standartları oluşturmuş ülkelerden mi gelecek? Ya da endüstriyel olarak üretilen, sadece belki bir-iki bitki etken maddesi içeren ama bitkinin kendisi olmayan bileşenlerden oluşan ve üzerinde ‘bitki bazlı hazırlanmıştır’ diye etiket konulan preparatlarla yapılacak tedaviye fitoterapi mi denilecek?” ifadelerini kullandı.
‘HALKI TEDAVİ EDİYORUZ DİYE DAHA FAZLA HASTA ETMEYELİM’
Almanya’da aldığı doğal tıp uzmanlığı eğitiminin ardından on yılı aşkın zamandır Türkiye’de gerçek bitkiler ile tedavi hizmeti ve eğitim verdiğini dile getiren Karaca, “Türkiye’de bu alanda eğitim veren Doğal Tıp Doktoru bir fitoterapist olarak tüm bunları bilip susarsam kendimi affetmeyeceğim. Hiç bir şey yapamadığım için vicdanen kendimi çok rahatsız hissetmekteyim, beni duyan ve bu konuda birlikte yol alabileceğim konuya sağduyulu insanlara ve kurumlara çağrıda bulunmak istiyorum. Lütfen bir şeyler yapalım, bu durumu düzeltelim, halkı tedavi ediyoruz diye daha fazla hasta etmeyelim!” çağrısında bulundu.
Almanya’da aldığı doğal tıp uzmanlığı eğitiminin ardından on yılı aşkın zamandır Türkiye’de gerçek bitkiler ile tedavi hizmeti ve eğitim verdiğini dile getiren Karaca, “Türkiye’de bu alanda eğitim veren Doğal Tıp Doktoru bir fitoterapist olarak tüm bunları bilip susarsam kendimi affetmeyeceğim. Hiç bir şey yapamadığım için vicdanen kendimi çok rahatsız hissetmekteyim, beni duyan ve bu konuda birlikte yol alabileceğim konuya sağduyulu insanlara ve kurumlara çağrıda bulunmak istiyorum. Lütfen bir şeyler yapalım, bu durumu düzeltelim, halkı tedavi ediyoruz diye daha fazla hasta etmeyelim!” çağrısında bulundu./GERÇEK GÜNDEM
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Osteoporoz sessiz ilerliyor: İlk belirti çoğu zaman kırık
Kemik erimesi (osteoporoz), çoğu zaman belirti vermeden ilerliyor. Hastalık fark edilmediğinde ilk işaret bir kırıkla ortaya çıkabiliyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Ö...
Karaciğer için en tehlikeli alkol belli oldu!
OECD’nin Sağlığa Bir Bakış 2025 raporu, yüksek alkollü sert içkilerin karaciğer hasarını en hızlı şekilde tetikleyen içecekler olduğunu ortaya koydu. Rapor, özellikle alkol oranı yüzde 35...
En uzun boylular bu şehirde yaşıyormuş
Erkeklerde ortalama 1.74, kadınlarda 1.60 metre. Bunun sebebi ise genetik, beslenme ve coğrafya... İşte en uzun ve en kısa boyluların yaşadığı şehirler... Türkiye’de yapılan yeni bir araş...
Organları aktif zehirleyen 4 yiyecek!
Ünlü kalp cerrahı Dr. Jeremy London dikkat etmeden tüketilen bazı gıdaların vücudu dolayısıyla organları aktif olarak zehirlendiğini söylüyor. Doktora göre bu gıdalar, düzenli tüketildiği...
Maske geri mi dönüyor?
Avrupa’da hızlı bir artış gösteren grip (Influenza A) vakaları, ülkemizde de görülmeye başladı. Özellikle çocuklar yaşlılar ve kronik hastalar dikkatli olmalı.Viral enfeksiyonlar bu yıl s...
Menopoz ve andropozun etkilerini azaltma yolları
45 yaş sonrası hemen herkesin aklına şu sorular geliyor… Enerjim neden azaldı? Neden daha kaygılıyım? Uyku düzenim niye bozuldu? Üstelik bu tür şikayetleri sadece kadınlar yaşamıyor. Test...
Bu sütü içmek sağlığınız açısından oldukça tehlikeli
Geçmişten günümüze gelen inanışlardan biri de "Çiğ süt daha sağlıklı iddiası". Peki bu gerçekten doğru mu? Uzmanlar sütle ilgili 'Sakın böyle içmeyin' diyerek uyarılarda bulundu.
Kafein faydalı mı zararlı mı?
Kahve, çay, enerji içecekleri, asitli içecekler, çikolata… Hepsi çok fazla tüketiliyor. Dolayısıyla kafein hayatımızın tam ortasında… Bu uyarıcı maddenin enerjiyi ve zihinsel performansı...
Bu alışkanlık meme kanseri riskini artırıyor
Yanlış beslenme alışkanlıklarının meme kanseri riskini artırdığını belirten Meme Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Sina Ferahman, “Sağlıklı sandığımız bazı gıdalar bile fazla tüketildiğinde hormo...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Feyza Civelek harekete geçti.. Dava açıyor
'Kızılcık Şerbeti' dizisinde 'Nilay' karakterini canlandıran Feyza Civelek, son dönemde şahsına yönelik artan iddialar üzerine sessizliğini bozdu. 'Kızılcık Şerbeti' dizisinde 'Nilay' kar...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Osteoporoz sessiz ilerliyor: İlk belirti çoğu zaman kırık
Kemik erimesi (osteoporoz), çoğu zaman belirti vermeden ilerliyor. Hastalık fark edilmediğinde ilk işaret bir kırıkla ortaya çıkabiliyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Özlem Cemeroğlu, kemik kırıklarının hafife alınmaması gerektiğini vurgulayarak erken farkındalığın önemine dikkat çekti.





Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.