Yukarı
47

Halide Tonga

Dönüşü en zor yolculuk; Yalan haberler

24 Ağustos, 2020

   “Adınızın yalancıya çıkmasını istiyorsanız gerçeği söylemeye devam edin” diyen Logan Pearsall Smith, tam da bugünkü post-truth yani gerçek ötesi çağa ilişkin önemli bir tespitte bulunmuştur. Gerçek ötesi çağ, duygu ve inançların nesnel gerçekliklerin önüne geçtiği bir çağı ifade etmektedir. Yalan haberler, bu duygulara hitap eden içeriklerle donatılmaktadır. Dolayısıyla, kitle iletişim araçlarının son teknoloji ile sürekli yenilendiği dijital çağda, yalan haberler birçok farklı amaç için üretilir hale gelmektedir. Öyle ki, yalan haberlerin inandırma ve meşruluk kazandırma girişimleri gerçeğe verilen önemden daha fazla olmaktadır. Hal böyle olunca, gerçeğin yerini yalanlar almaktadır.

   Yalan haberlerin tarihi insanların haberleşme etkinliklerinin başladığı tarih kadar eskidir. Hatta Yunan Mitolojisi’ndeki arketiplerde sayısız örnek mevcuttur. Örneğin, tanrıların habercisi Hermes hem doğruları hem de yalanları söylemekten çekinmeyen bir tanrıdır. Yazılı basın ile birlikte anlam ve biçim değiştiren yalanlar hala bu dinamik gelişimini de korumaktadır. Dünya basın tarihine bakıldığında da sevilen yazar Edgar Allan Poe’nun New York Sun Gazetesi’nde 1835 yılında, Hans Pfall’un Benzeri Görülmemiş Serüveni” başlıklı haberinde bir kişinin balonla aya gidip geldiğini iddia etmesi de en bilinen örneklerdendir. Bu öyküler fazlaca çoğaltılabilir.

   Günümüz kitle iletişim araçlarının sadece basın yayın organlarında değil aynı zamanda kamuoyunun da kullanımında olması, habercilik anlayışını kökten değiştirmiştir. Birçok ihbar hattı sayesinde medya kuruluşlarının istihbarat birimine rahatlıkla erişilmesi, okuyucu ve gazeteci arasındaki etkileşimin artması, geri bildirim özellikleri gibi özellikler, okuyucuların da haber inşa süreçlerinde etkili olmasına sebebiyet vermiştir. En önemli özellik ise, artık maliyeti düşük internet erişimi sayesinde zaman ve mekân sınırlaması olmadan dünyanın herhangi yerindeki bir olaya ilişkin ses, görüntü ve görsellerin içeriklerine kolaylıkla erişilebiliyor olmasıdır. Bu erişime sahip bireylerin, yaş, cinsiyet, eğitim seviyesi ve yaşadığı ülke koşulları farklılaşabilmektedir. Kişilerin medya içerikleri karşısındaki tepkileri, müzakereci veya kabullenici yaklaşımları bu özelliklerine göre de değişkenlik gösterdiği bilinmektedir.

   Basılı gazetelerin aynı zamanda çevrimiçi versiyonlarının bulunması, haber sitelerinin, blogların, sosyal medya hesaplarının fazlalığı gibi sebepler, herhangi bir bilgi ya da işlenmemiş enformasyon içeriklerinin anında dolaşıma sokulmasını sağlamaktadır. Haberlerin iletimi açısından bu çok fazla avantaj sağlıyor olsa da içerikte eğer yalan haber ya da hatalı ilişkilendirilmiş görseller varsa eğer, dönüşü zor olan bir yolculuk o haber için başlamış demektir. En fazla vicdan ve kamuoyu yararı gözetmesi gereken gazetecilik mesleğindeki dijital dönüşüm, maalesef çalışanları da bilerek veya bilmeden bu yolculuklara sürüklemektedir.

   Örneğin, son dönemde Kovid-19 pandemi sürecinin, haber içeriklerinin ve sosyal medya içeriklerinin gündem maddesi olduğu görülmektedir. 1 Şubat 2020’de Twitter, son 4 haftada 15 milyondan fazla koronavirüs ile ilgili tweet atıldığını açıklamıştır. Konuyla ilgili yalan ve yanlış bilgiler, hatalı ilişkilendirilmiş video, ses ve görüntüler sıklıkla paylaşılmaktadır. Bu içerikler sadece sosyal medya platformlarında değil aynı zamanda haber sitelerinde de yer almaktadır. İnsan’lık’ sağlığı ile ilgili bir mevzuda bile yaşanılanlar dönüşüme uğrayan habercilik anlayışını da gözler önüne sermektedir. Madonna’nın bir şarkısında virüsün habercisi olduğu, Çin’de toplu şekilde cesetlerin yakıldığı, virüsün mutasyona uğradığı, eski tarihlere ait videoaların yeniymiş gibi tekrar servis edilmesi, bir bilim kurgu kitabında virüsün yayılacağının haber edilmiş olması ve dahası birçok komplo teorileri, gerçek ötesi çağda okuyucuların dikkatine, inançlarına ve duygularına hitaben oluşturulmuştur. Resmî kurumların açıklama ve uyarıları da hafızalara kazınan haber içeriklerinin silinmesini sağlayamamaktadır.

   Gazetelerin hızlı olma niyeti ile dolaşıma soktuğu haber içerikleri, birçok olumsuz sonuca neden olmaktadır. Kamuoyunu yakından ilgilendiren meselelerde hassas davranılması, farklı kaynaklarla doğrulama yapıldıktan sonra haber metinlerinin inşa edilmesi, resmi açıklamalara önem verilmesi ve en önemlisi toplumsal algı oluşturduğu bilinen medya içeriklerinin özenle seçilmesi gerekmektedir.

 



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

İmirzalıoğlu'nun burç sorusuna verdiği yanıt gündem oldu

Oyuncu Sinem Kobal, 'Her Şeyin Başı Merkür' filmiyle sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Kenan Eşini yeni filminin galasında yalnız bırakmayan İmirzalıoğlu'nun "Evlenmeden önce burç ...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Yaşlılıkta susuzluk tehlikesi: Beyin neden uyarı vermiyor?

Yaşlı bireylerde susuzluk hissinin azalması ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Prof. Dr. Mehtap Kaçar, yaşlılıkta su tüketiminin azalmasının nedenlerini ve bunun olası sonuçlarını açıkladı. Prof. Dr. Mehtap Kaçar, yaşlılıkta su tüketiminin önemine ilişkin bilgi verdi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR