Kirli savaşlarla iki yakamız bir araya gelir mi?
14 Eylül, 2019Sonumuz ne olacak?
Sosyal bilimin dünyaya sunacak hala iyi bir şeyleri var!
İki yüz yıldır yanlış yollarda gezinmeye devam ediyoruz. Kendimizi yanlış yönlendirdiğimiz gibi başkalarını da yanlış yönlendirdik.
İyilik peşinde olduğumuzu söyleyemem…
Özgürlüğe ve kolektif refaha ulaşmak için gerçek anlamda mücadele vermiyoruz.
Kendi kendimizin kötülüğü olduk!
Bizim dışımızdaki herkesin veya herhangi birinin dünyayı değiştirmesine yardım etme gibi bir umudumuz varsa, önce kendimizi değiştirmeliyiz. Bölmekten ve bölünmekten vazgeçmeliyiz…
#BİZMEVSİMİ zamanı geldi!
Halimize bakın Anayasası askıya alınmış, herkesin seyrettiği ibret ve ders verici bir ülkenin manzarasına sahibiz!
Soruyorum;
- Türkiye de zorlayıcı ve baskıcı zihniyetin alt edemeyeceği kadar güçlü bir parlamento var mı?
- Milletvekili olduklarının bilincinde milletvekilleri var mı?
- Memleketin sahibi olduğunu düşünen sorumluluk sahibi vatandaş kitlesi mevcut mu?
Ne yazık ki Türkiye’de bir parlamento, ulusu temsil ettiklerinin farkında olan vekiller ve vatandaşlar yok. Olmadığı gibi siyasal ve cezai sorumluluğu olmayan bir organ yetkisini istediği gibi kullanıyor, değil mi?
Parlamentoyu yok edenlere ve çalışmasını engelleyenlere karşı muhalefet ve ülke mücadele veriyor mu?
İçinde yaşadığımız tarihsel sistem kapitalist dünya-ekonomidir. Sisteme kapitalist niteliğini veren ayırt edici özelliği sonsuz sermaye birikimidir.
21. yüzyıl, dünyadaki ulusların ve ekonomik güçlerin arasındaki farklılığın büyük hızla arttığı ve eşitsiz gelişmenin ve bağımlılık zincirinin çok aşırı noktalara eriştiği bir sürece şahit oluyor.
Sosyal bilimci İmmanuel Wallerstein’ın ifade ettiği gibi ”Bu tarihsel sistem 1500’lerde Atlantik Okyanusu’nun iki kıyısı arasında ortaya çıkmış, 1648-1914 arasında büyümüş, 1914-1968 arasında olgunlaşmış ve o günden itibaren yaşlanmaya başlamıştır. Muhtemelen 2045 civarında ölecektir, ancak yerine neyin geçeceği belirsizdir, mücadeleye bağlıdır. Mevcut kapitalist dünya-ekonomi yan yollardan birine saparak küçük değişikliklerle varlığını sürdürebilir, birkaç dünya-imparatorluk kurulabilir ya da gerçek bir değişim yaşanabilir.
İnsafsız para düzeni için kanla inşa edilen Neoliberalizm, binlerce insanı öldürdü. Kendi gibi düşünmeyeni hapsetti, yurdundan etti ya da ortadan kaldırdı. İşkenceler, sakatlıklar, işsizlikler artarken küresel sermaye, ekonomi üzerinden oluk oluk kan akıtmaya devam ediyor.
İşte burada “Sonumuz ne olacak?” endişesi aklıma düşüyor!
Gerçek değişim kapitalist dünya-ekonomiye karşı iyiliğin mücadelesi ile mümkündür…
Kant’ın kötülüğü insan doğasının bir parçası olarak görmesi gibi, kendi türüne karşı kötülük formları üreten insanı durdurabilmek mümkün mü?
Kirli savaşlarla iki yakamız bir araya gelir mi?
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Popüler tedaviyi yaptıran fenomen hayatını kaybetti
34 yaşındaki sosyal medya fenomeni Katie May, boyun ağrıları nedeniyle başvurduğu son dönemlerin popüler yöntemi kayropraktik tedavi sırasında yapılan hatalı bir müdahale sonucu yaşamını ...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Yemekle mutlu oluyorsanız dikkat!
Yeme bağımlılığının fiziksel ve psikolojik etkileri hakkında bilinçli olunması gerektiğine işaret eden Diyetisyen Şevval Işıklı, “Yeme bağımlılığı, tıpkı diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi kişinin hem fiziksel sağlığı üzerinde ciddi etkiler oluşturabilir hem de bireyin yaşam kalitesini düşürebilir. Profesyonel yardım gerektirebilir” dedi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.