Şeytana satılan ruhlar!
25 Şubat, 2017Bu aralar şeytanlık peşinde(!) koşanlar çoğalınca, benim de aklım bu şeytanlara takıldı!..
Referandum sarmalında “insanlık adına” kimse iyilik peşinde koşmuyor!
Evet diyenler, Hayır diyenler kadar, Hayır diyenler de, Evet diyenler kadar ahmakça ve şeytanca(!) davranabiliyor…
Ötekileştirme yapmak, Evet ve Hayır arasında yıkılan köprülerin ideolojik fantezisidir!
Herkes kendi işine ve fikrine baksın!
Şeytanlaşmanın(!), toplumu şeytanlaştırmanın lüzumu yok…
İnsan olun!
Jean Baudrillard'ın "Şeytana Satılan Ruh" adlı kitabını okuduğumda yaşadığımız toplumsal süreçlerimizdeki;
Şeytanın avukatlığını üstlenenlerin çektiği numaraları,
Gerçekmiş gibi kurgulanan hayali ilişkileri,
Dev ekrana yansıtılan mutsuz, zavallı görüntülerimizi,
Her türlü politik cambazlıkları,
İdeolojik tatmin nesnelerini,
Hem köle, hem efendi olduğumuz hissettirilerek, vahşi bir kültürsüzleşme erozyonu yaşadığımızı,
Kendi ölümünün peşinde koşan, toplumsala ustalıkla hazırlanan, maskelerin arkasındaki tuzakları görmemek, anlamamak mümkün değil!..
Kitabı okumanızı özellikle tavsiye ediyorum…
Anlıyorum ki iyiliğe pek gereksinimimiz kalmamış!..
İyilik ve ahlak adına işlenen cinayetler, küresel gücün ürettiği hegemonyanın ta kendisi değil mi?
Dünyanın her köşesinde felaketler patlak verirken, tesadüf ki birbiriyle ne kadar koordineli ilerliyor…
Terör sarmalında yönetilen kalabalıklar üzerinden oynanan oyunları yönetenlerin hepsi birer faili meçhul rolünde!..
Her şeye sahip olduğumuzu sandık, ama hiç bir şeye sahip olamamanın çaresizliğine de boyun eğdik…
Kendimiz olamadık, herkese benzedik!
Çaresizlik girdabında gerçeklik ilkemizi kaybettik…
Gerçeklik ilkesini kaybeden toplumlarız ve tek yapabildiğimiz sahte umutlar pompalamak!
Kapitalizm- Sosyalizm gibi özne-nesne gibi zıtlıklara dayalı olan modern dönem, yerini kutupların birbiri içinde eridiği bu yeni, deyim yerindeyse ne olduğu belirsiz bir döneme bırakmaktadır.
“Neoliberalizm adlı sistem bir yaşam boyunca kendisine boyun eğenleri dünyanın diğer bölgelerindeki düzenlere oranla cömert bir şekilde ödüllendirmekte ve tüm tatmin biçimlerine maddi bir görünüm kazandırmaya çalışmaktadır.
Bu olsa olsa bir yaşam simülasyonudur. Böyle bir yaşama sahip insanlar ise olsa olsa birer insan simülakrına dönüşmüştür.
Geçmişi ve geleceği ile sürekli kavga eder halde olan toplumun “kaostan” çıkması mümkün mü?
Sanal sorunlara takılarak, sorunlarımızdan uzaklaştırılan bizlerin gerçek sorunlarımıza yoğunlaşma yeteneğimiz körleştirildi...
“Vurun kahpeye” misali adeta kendi geleceğine saldıranlar, kuvvetler çatışması yaratarak adeta kendi bindiği dalı kesiyor!
Özgürlük ve Bağımsızlık bizim karakterimiz ise, bazı şeylerin kıymeti elimizden kayıp gitmeden anlaşılmalıdır.
Bağımsız bir milletin evladı kalmak uğruna, milletimizin en büyük ecdadına, en değerli mirasına sahip çıkma zamanıdır!
Öyleyse; yaşama olan umutlarımızı, amaçlarımızı ve geleceğe yönelik düşlerimizi yeniden üretmek için bize gerçek(miş) gibi dayatılan sahte düşleri, mış- muşları bütün simülasyonları, gerçeğin yerini alan şeytani tüm fikirleri ve her şeyi ret edeceğiz!
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Popüler tedaviyi yaptıran fenomen hayatını kaybetti
34 yaşındaki sosyal medya fenomeni Katie May, boyun ağrıları nedeniyle başvurduğu son dönemlerin popüler yöntemi kayropraktik tedavi sırasında yapılan hatalı bir müdahale sonucu yaşamını ...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Yemekle mutlu oluyorsanız dikkat!
Yeme bağımlılığının fiziksel ve psikolojik etkileri hakkında bilinçli olunması gerektiğine işaret eden Diyetisyen Şevval Işıklı, “Yeme bağımlılığı, tıpkı diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi kişinin hem fiziksel sağlığı üzerinde ciddi etkiler oluşturabilir hem de bireyin yaşam kalitesini düşürebilir. Profesyonel yardım gerektirebilir” dedi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.