Kim takar 'YAYAYI!'
05 Mart, 2016Avrupa Yaya Hakları Bildirgesine göre; “Yaya Kaldırımları yayalarındır!”
Fotoğraflardan da görüldüğü gibi, kuralları takanda yok, tanıyanda…
Günlük hayatta karşılaştığımız sorunların hepsi, görüldüğü gibi kentli haklarının bir biçimde ihlalinden kaynaklanıyor. Karşılaştığımız sorunların “kentli haklarının” günlük hayatımız içinde nedenli önemli bir yere sahip olduğunu göstermesi bakımından ilginçtir. Sorunların günlük hayatımızda bu derece yer almasına rağmen kentli haklarının yeterince bilinmediği ve denetlenmediği ortaya çıkmaktadır.
“Sürücü terörü(!) bitmiyor” başlıklı bir önceki yazımda babamın ve bir çok vatandaşımızın yaya olarak yaşadığı trafik kazalarının insanlarımızın yaşamlarına son verdiğini veya onları birer engelliye dönüştürdüğünü yazmıştım.
Yayaya hoşgörüsü ve saygısı olmadığından, “Trafik canavarı” olan sürücülerimizle hem yaya, hem yolcu hem de sürücü olarak! adeta yaşam savaşı verdiğimizden bahsetmiştim. İnsan hayatını ciddi anlamda etkileyen ve binlerce insanın hayatını kaybettiği trafik terörünü önlemenin % 99'u insana ait bir sorumluluktur.
"Kendi hayatımız ve ailelerimizin hayatı başta olmak üzere, tüm insanların yaşam hakkını bizzat ilgilendiren trafikte, gereken tüm tedbirleri almak ve trafik terörüne dur demek için;
İzmir İl Emniyet Müdürümüze sesleniyorum…
Kazaların nedenleri incelendiğinde göze ihmaller çarpıyor. Avrupa Yaya Hakları Bildirgesi gereği kaldırımlara sahip olması gereken yayalar kaldırım bulmakta zorlanıyor. Bulduğumuz kaldırımlar ya yıkık dökük, ya da işgal edilmiş durumda.
Şehir içindeki araç park sorunu için yapılan uygulamaları ve alınan kararları kimsenin takmadığını görüyoruz. İnanıyorum ki İl Trafik Komisyonu bu konularla ilgili trafik sorununun bir nebze de olsa çözüleceğine dair çaba sarf ediyordur!..
Ancak artan nüfusla birlikte araç sayısının da artması her tarafı araçlarla doldurdu. Ve denetimlerin ve çabaların yetersiz kaldığını fark ediyorum!
İzmir de sonunda trafik sorunu yaşayan illerimizden biri oldu…
Trafik ekiplerinin iyi niyetini su istimal eden sürücüler ile kuralları hiçe sayan sürücülere artan araç sayısı da eklenince, alınan kararlara rağmen bir arpa boyu yol alınamıyor.
Yolun sağında ve solunda, hatta yolun ortasında gelişi güzel park edilen araçlarla adeta mücadele ediliyor. Araçlarımız yetmezmiş gibi restoran, cafe, market vb. motosikletli kuryelerin kaldırımda yarattığı trafik karmaşası çıktı başımıza…
Kaldırım ihlalinin birincil nedeni şehir planlamasındaki eksikliklerdir. Kaldırım olan sokaklardaysa durum çok da farklı değil. Bu sefer masalar, arabalar, bazen de sokak satıcıları kaldırımları işgal ediyor.
Sürücülerimiz bu işaretlerin anlamlarını biliyor mu?
Kural ve hız sınırı tanımayan bu sürücüler adeta birer trafik canavarı.
Yaşanabilir bir kent için gerekli bir dizi kural ve yasaklar bulunuyor ancak bunlara uyanlar olmayınca yaşadığımız sorunlar giderek artıyor.
Kent yaşamında akrobatik hareketler yaparak yaşamak zorunda değiliz!..
Toplumsal düzeni sağlamanın temel öğesi kurallar ise, kuralların denetimini ve yönetimini ciddi şekilde yapmalıyız.
“Yayanın; motorlu taşıt değil, insan ihtiyaçlarına göre şekillenmiş kent merkezlerinde yaşama hakkı vardır.” Avrupa Yaya Hakları Bildirgesi kentlerin insan için düzenlenmesi gerektiğini vurguluyor. “Yollar ve kaldırımlar güvensiz, dışarı çıkmayalım mı?” Yaya olmak zor; vatandaşlar dışarıda güvenle yürüyememenin tedirginliği yaşıyor. Olmayan kaldırımlar, kullanılamayan alt ve üst geçitler… İzmir’de yayaların karşılaştığı sıkıntılar bitmiyor.
Tıpkı terörizm konusunda verilen duyarlı tepkilerin ve oluşan kamuoyunun, bu konuda da geliştirilmesi gerekiyor. Bir haftalık bayram tatilinin bilançosuna 100 ölüm sığdırılıyorsa, bu sorunlar üzerinde ne insanların ne de ilgili makamların(!) yeterince hassasiyet göstermediği sonucu çıkıyor.
Trafik Kazaları; kuralsızlığın ve denetimsizliğin egemen olduğu, saygısız, vurdumduymaz ve cahil kitlenin her yaptığının yanına kar kalması nedeniyle doktor, akademisyen, genel müdür vs. unvanlı kalburüstü sayılacak kişilerin davranışlarını bile mağara adamı seviyesine indirebilme kabiliyetine sahip, gerçekte hiçbir tarafın bir fayda elde etmesinin mümkün olmadığı terör çeşididir...
Sayın Emniyet Müdürüm, Sayın Yetkililer!
Bu kanayan yarayı durdurmak için ne yapabiliriz?
Trafik için kanun ve düzenin ciddi denetimler ve ciddi cezalarla uygulanması gerekiyor. Bu ülkede yaşayan herkesin bir trafik kuralını ihlal ettiği zaman her an her yerde yakalanabileceğini yakalandığında da büyük ceza alacağını kafasına yerleştirmesi lazım.
Teröre de 20 yıldır 45 bin can verdiğimiz kadar, Trafik terörüne de ne canlar, ne engelli insanlar veriyoruz…
Teröre karşı özel sınır birliklerini kurduğumuz gibi, trafik terörüne de çözüm bulmak için ihtiyaca cevap verecek sayıda “özel trafik ekiplerinin” sürücülere nefes aldırmayacak şekilde kurulması elzemdir…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Hayal Köseoğlu meslektaşlarına seslendi: Seks kasediniz varsa...
'Hudutsuz Sevda' isimli dizide 'Damla' karakterini canlandıran oyuncu Hayal Köseoğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması sonrası yaşananlara sessiz kalan meslektaşlarına seslendi...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Yemekle mutlu oluyorsanız dikkat!
Yeme bağımlılığının fiziksel ve psikolojik etkileri hakkında bilinçli olunması gerektiğine işaret eden Diyetisyen Şevval Işıklı, “Yeme bağımlılığı, tıpkı diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi kişinin hem fiziksel sağlığı üzerinde ciddi etkiler oluşturabilir hem de bireyin yaşam kalitesini düşürebilir. Profesyonel yardım gerektirebilir” dedi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.