Çürüyoruz!

Çürüyoruz!

Karpuz çürüyor

Domates çürüyor

Salatalık çürüyor

Hileli olan ne varsa çürüyor!

Hileyi bulan İnsanoğlu da çürüyor…

Erkek çocuklarının başı etrafında yağ dokularının artmış olmasından dolayı irileşen memeleri ile dertte. Memelerdeki büyüme delikanlılık çağındaki erkek çocuklarının şekil bozukluğu durumundan dolayı utanmalarına neden oluyor.

 Kız çocuklarının; selülitler, fazla kilolar, şekil bozuklukları ile başı dertte... Dengesiz beslenme, bedensel hareketsizlik, fazla yağın depolanmasıyla beraber zayıf şişman dinlemeyen fiziki bozukluklara sahip bir nesil türedi.

Türedi diyorum, insanoğlu teknoloji manyaklığı sonucunda kendi kendine verdiği zararı kimseye veremezdi.

Hileli gıda beslenmeleri sonucunda başlayan çürümeler, insanoğlunun psikolojik ve sosyolojik açıdan da bedenimizin – beynimizin çürümesine neden olan etkenlerin ortaya çıkmasına sebep oldu. Teknolojinin faydalı yanlarından çok görülüyor ki, bizler daha çok zararlı taraflarını kullanıyormuşuz!  Teknolojinin insan hayatında çok önemli bir yer tuttuğu kesin. Esas konu teknolojiyi nasıl kullanmak olmalıdır. Ve insan hayatında teknolojinin nasıl bir yeri ve konumu olacağıdır.

Herbert Simon teknolojiyi insanın kendi yapay iç dünyasıyla dış çevre (doğa) arasında bir ara-yüz olarak görmektedir. Carnegie Komisyonunun bu konuyla ilgili vardığı sonuç şöyledir: "Teknoloji öğretimde yardımcı bir rol üstlenmelidir, öğretimin amacı haline getirilmemelidir.

Teknoloji sadece var olduğu için kullanılmaya çalışılmamalı ya da teknoloji kullanılmadığında çağ dışı kalınacakmış gibi bir korkuya kapılmamalıdır.

Teknolojik aletlerin bir kısmının zararlarının yanında yararları da vardır ancak;Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının hala bir yararı bulunamamıştır. Şu an bile dünyada 27000 nükleer silah var ve bunlardan 4000’i her an harekete geçebilir.

Çernobil kazası, radyasyon yayan cep telefonları, teknolojinin büyük icatlarından biri olan sigara nedeniyle teknoloji, kurbanlarını tedavi etmekle zaten yükümlüdür. Ancak günümüzde uygulanan kemoterapi bir çok tedavi yöntemi hastalığın kendisinden daha kötüdür.

Birçok çocuk ve yetişkin bilgisayar karşısında fazlasıyla zaman geçirmektedir. Bunun sonucunda da bel fıtığı, boyun fıtığı, bel ve boyun ağrıları, obezite gibi hastalıklar ortaya çıkabilmektedir. Teknoloji bu hastalıkları tedavi edebilse de hastaların çektiği acıların bedeli asla ödenemez.

Çıkan birçok yeni ürün bize kültürümüzü unutmuştur. Fast food adı verilen hızlı yemekler yüzünden, Türk mutfak kültürü büyük zararlar görmüştür. Teknoloji sayesinde dilimize yeni giren, ve MSN’ce konuşulan Sözcükler Türkçe’mizi bozmaktadır.

Teknoloji yüzünden fabrikalarda çalışan birçok insan işsiz kalmıştır. Ayrıca yine teknoloji yüzünden, nalburluk, kabavçılık, kunduracılık gibi birçok meslek unutulmuştur.

Gezegenimizin en büyük sorunu olan Küresel ısınma felaketine de teknoloji sebep olmuştur.

Teknolojinin psikolojik ve sosyolojik yanlarına baktığımızda; cinayetler, aile içi ve toplumsal şiddet, cinsellik, akran zorbalığı, sapıklık ve benzeri ters ilişkiler toplumumuza yakışmayan hasletler olarak gündemi meşgul etmektedir. Uzmanlara göre yüzde 90'ı depresyondan kaynaklanan işsizlik, ekonomik sorunlar, kronik hastalık, okuldaki başarısızlık, göç ve psikolojik durum gibi nedenlerin de tetiklediği intihar vakaları, uyuşturucu kullanımları…

Toplum olarak adeta çürüyen bizlere belki de giderek artan bu örnekler son uyarı niteliği taşımaktadır. Ve bizler her geçen gün giderek kendi kendimizi çürütüyoruz/çürütüyorlar. Oralı değiliz!

İnsanlığın o güzel hasletleri bir bir yok olurken lağım kokan kanallara düşüyoruz ve hiç yadırgamıyoruz!