Mustafa Balbay Error veriyor…

   Bu yazının başlığını bu şekilde atmama neden olan olay dün Balbay’ın Ege Üniversitesine yaptığı ziyaret. Bu ziyaretten rahatsız olan Atatürkçü akademisyenlerden “Bunca yaşadığımız zulüm varken Balbay’ın o Üniversitede ne işi var” diye sitem geldi..

   Malumuzdur, günlerdir Üniversiteden yardım edin sesleri yükseliyor. Çok sayıda akademisyen, hukuksuz ve zorba yöntemlerle istifaya zorlandıklarını söylüyor. Yeni atanan Rektörün gelişen olaylara sessiz kaldığı, bazı yardımcılarının da bizzat bu hukuksuzluklarda rol oynadıkları ifade ediliyor.

İşte böyle bir ortamda, Atatürkçü Akademisyenler Balbay ve diğer CHP’li vekillerden yardım beklerken, Balbay’ın hiçbir şey olmamış gibi Üniversiteyi ziyaret edip Rektör ile fotoğraflar vermesi akılların karışmasına neden oldu.

   Bu sabah Balbay’ı aradım. Önce Üniversite ziyaretinin amacını sordum. Kendisinin de bu Üniversite mezunu olduğunu, rektör ziyaretlerinin sadece bir "gelenek" olduğunu ve gerçekleştirdikleri ziyaretin amacının da bu yönde olduğunu belirtti.

   Balbay, “Geçtiğimiz günlerde rektörlük seçim süreci yaşandı. Bir rektör atandı. Mevcut atama koşulları, ne şekilde, kim tarafından atandığı herkesin malumu zaten. Ege Üniversitesi öğrencilerin, akademisyenlerin ve Bornovalarındır. Eski Rektör Ülkü Bayındır, çok öteden beri saygı duyduğum bir insandır. Yazarlık sürecimizde de o şekilde gelişti. Onun döneminden beri gelenek böyledir. Biz de Ege Üniversitesi’nin mezunu olarak her şeyi yapacağız. Sadece bu tartışmalar var diyerek geleneklerimizden vazgeçmeyeceğiz. Biz bu geleneğinin sürmesini istiyoruz” dedi.

   Sayın Balbay konuşmasının sonunda, “Sen eğriye eğri, doğruya doğru diyen bir insansın. Gereken neyse budur diyen insansın” sözlerini söylemeden edemedi. Eksik olmasın..

   Öncelikle şunu söyleyelim, Sayın Balbay’ın Üniversitede olan biten her şeyden haberi var. Yani gelişmeleri yakından takip ettiği anlaşılıyor. O halde biz de doğruları yazmaya devam edelim..

   Öncelikle böyle bir ortamda Balbay’ın o Üniversitenin Rektörüyle “süt liman” biçimde bir görüntü vermesi şık olmadı. Bu görüntü hukuksuzluk yaşayan birçok insanı rencide etti. Bir taraftan Atatürkçüyüm diyeceksiniz, diğer taraftan Atatürkçü akademisyenleri hukuk dışı yöntemlerle alaşağı etmeye çalışan anlayışla birlikte poz vereceksiniz. Bu hiçte etik bir hareket değil.

   Yaşananlar ortadayken ziyaret esnasında Rektöre “Gelenek” hatırlatması yapmak yeterli bir tutum değil. Daha cesur ve daha gerçekçi olunmalıydı.

   Ne mi yapılmalıydı?

   O Rektöre “Sayın Rektör Üniversitede görev yapan Atatürkçü ve Cumhuriyetçi Akademisyenlerin yasa dışı yöntemlerle istifaya zorlandıklarına dair ciddi iddialar var. Bunlar doğru mudur?” diye sorulmalıydı.

   O Rektöre “Sayın Rektör bu zorlamalar sonucunda bir insanın hayatını kaybettiği iddia ediliyor. Bu iddia doğru mudur?” diye sorulmalıydı.

   Ve son olarak atanmış olan o Rektöre “Akademisyenlere çeşitli yöntemlerle tehdit ve şantajlar yapıldığı iddiaları doğru mudur?” diye de sorulmalıydı.

   Ama ne gariptir ki bunların hiçbiri sorulmadı. Geleneklerin bırakın korunmasını, tam tersine allak bullak edildiği bir zamanda Balbay Rektörü ziyaret etti, bunca serzeniş “dostlar alışverişte görsün” mantığıyla geçiştirildi.

   Evet Balbay error veriyor. Yani hata yapıyor. Çünkü Atatürkçülüğüyle bilinen ve CHP’de Genel Başkanlık makamına talip olan bir ismin yapması gereken, haksızlık varsa o haksızlığın üzerine gitmesiydi. Haksızlığa uğrayanlara karşı üç maymunu oynamak değildi…