CHP’nin gözü aydın; Abbas yolcu…

   İzmir’de uzun zamandan bu yana CHP’yi dizayn eden ve geçtiğimiz yerel seçimlerde kişisel ihtirasları sonucu partiye büyük çapta ivme kaybettiren Aziz Kocaoğlu-Alaattin Yüksel ikilisi, siyasi ömürlerini tamamladı gibi.

   Yüksel’in ardından Kocaoğlu’ndan da artık “bezginlik ve yaşlılık” belirtileri dışa vurmaya başladı. En son yaptığı açıklama da “Biz zaten belli yaşlara geldik. Yolcudur Abbas bağlasan durmaz" demesi bunun kanıtı gibi.

   Ama bu açıklamayı salt Kocaoğlu’nun sözleriyle oldu bittiye getirmemek lazım. Biraz açmakta fayda var.

   Aslında bu bir tükeniştir. Bu tükenişin ilk izlenimini önceki CHP İl Kongresinde açık biçimde fark etmiştik. O kongreyi Kocaoğlu’nun devasa kamusal desteğine rağmen Alaattin Yüksel’in o seçimi 13 oy gibi cılız bir farkla zor bela kazanması bence sonun başlangıcıydı.

   İkinci izlenim ise, geçtiğimiz hafta eski İl Başkanı Yüksel’in çıkardığı “Bana bir şey sorulmuyor Krizi”nin ardından istifa etmesi olayıdır. İşin bahanesi o kiriz gösterilse de gerçek daha farklıydı. Yüksel artık prestij kaybına uğramış bu yüzden örgüt içerisinde (birkaç demirbaş kişi dışında) ciddiye alınmıyordu. Çünkü yıllarca örgütün enerjisini bitiren türden politikalar izledi. Zaten muteber biri olsaydı Genel Merkez den tekrar İzmir’e dönmemiş olurdu.

   Son olarak Kocaoğlu’nun yaptığı “Biz zaten belli yaşlara geldik. Yolcudur Abbas bağlasan durmaz" açıklaması artık bir devrin kapandığının işaretidir. CHP’ye verdikleri bunca zarardan sonra yapmaları gereken torun tombalak sevmeleridir. Bu saatten sonra inat edip tekrar partiye müdahale etmeye kalkışmaları, başarılı bir sonuç getirmez ancak manevi olarak tamamen bitişlerini hızlandırır. Başka da bir şey olmaz.

   Boşluğu kimler dolduracak?

   Kocaoğlu-Yüksel ikilisinin ardından İzmir’de CHP’yi yoran ekipçilik zihniyeti de artık bir son bulmalı. Öteden beri var olan boşluğu Ekipler veya Belediye Başkanları değil, birilerinin adamı olmayan Örgüt’e emek verenler doldurmalı. Emekçilerin ve Gençlerin yönetim kademelerinde söz sahibi olmasına, Genel Merkezde köşe başlarını tutanlar ve partili sermayederler değil, tam demokratik önseçimle üyeler karar vermeli.

   İzmir’i çantada keklik görme yönteminin yerini, biz artık çantada keklik değiliz diyenler aldı. İzmirlilerin Kocaoğlu ve Yüksel gibiler yüzünden ağzı yansa da,  bu durumun aktif, düzgün, hizmeti esas alan ve cesur partililerin katkısıyla tamir edileceğine inanıyorum.

   Ekipçilik anlayışı ile küçük olsun benim olsun siyaseti yapanların verdiği tahribata rağmen, CHP’yi İzmir’de toparlamak yine de kolay. Yeter ki halka karşı samimi ve inandırıcı olunsun.

   Menfaatçi anlayışı reddedip birilerinin değil, partisinin adamı olanlar hem söz sahibi olur, hem de CHP’yi İzmir’de açık farkla iktidar yapar. Benden söylemesi…