CHP’nin Yumuşak Karnı; Hasan Arslan…

   CHP’li Belediye Başkanı Hasan Arslan’ın yaptığı yanlış işlere bayrak açan, aynı partiden Meclis Üyeleri Süleyman Karadağlı, Yusuf Çoban, Erkan Tuncer ve Mustafa Avdan tedbirli olarak disipline sevk edildi. Aynı zamanda 2014 yerel seçimleri sırasında Belediye Başkanlığı için adaylığı kesinleşen ancak son dakikada alınan tartışmalı bir kararla adaylığı el değiştiren Aziz Buğa’da tedbirli olarak disipline verildi.

   Meclis Üyeleri için öne sürülen gerekçe, parti grup kararına  uymamak. Oysa olayın olduğu belirtilen aynı hafta içerisinde emsal teşkil edecek bir başka olay daha yaşanmıştır. CHP’li Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce yanındaki meclis üyesi ile birlikte, hem de Aziz Kocaoğlu’na rağmen, parti grup kararına uymamıştır. Ama şu saate kadar bununla ilgili benzer bir “disiplin kararı”da alınmamıştır. Yani aynı parti tüzüğü Çiğlidekilere başka Güzelbahçe Belediye Başkanı ve Meclis üyesi arkadaşına başka işletilmiştir.

   Aziz Buğa için alınan karar ise tam bir komedi. Belediye Başkanını eleştirmekten dolayı disipline gönderilmesine karar verilmiş. Yani hakaret yok eleştiri var. Üstelik bu olayda asıl tartışmayı başlatan Belediye Başkanının kendisi. Buğa ise bu sataşmaya eleştirel biçimde yanıt vermiştir. Ama sataşana laf yok yanıt veren ise disipline gönderilmiştir. Bu komedi değil de nedir?

   Disiplin kararlarının alınmasında Belediye Başkanı Hasan Arslan’ın yeğeni olan Niyazi Arslan’ın da rol aldığı da iddia ediliyor.

   Kamuoyu, bir Belediye Şirketi olan ÇİBEL’in Genel Müdürü Niyazi Arslan’ı hakkında çıkan yolsuzluk haberleri ile biliyor. Belediye Başkanı Hasan Arslan’ın da yeğeni olan bu “şaibeli” kişi aynı zamanda CHP İzmir İl Örgütünde yöneticilik yapıyor. Yani o disiplin kararının altında onunda imzası var.

   Bir başka önemli ayrıntı, Başkan Hasan Arslan’ın, CHP İzmir İl Örgütünde yöneticilik düzeyinde iki kontenjana sahip olması. Bunlardan birisi yeğen Niyazi Arslan diğeri de aynı zamanda Belediye personeli de olan Serpil Yıldırım.

   Bu kararın alınmasındaki bir başka etken de İl Başkanı Alaattin Yüksel’in Belediye Başkanı Hasan Arslan’a olan yakınlığı. Başkan Arslan, Aziz Kocaoğlu, Alaattin Yüksel, Gürsel Erol ve Ali Engin’den oluşan ekip desteği ile o koltuğa getirilmişti.

   İşte böyle bir il başkanı ve yönetimin aldığı kararla hem Aziz Buğa hem de Muhalif Meclis Üyeleri siyaset dışı bırakılmak istendi. İddialara göre buradaki asıl amaç Başkan Hasan Arslan’a engel olabilecek kişileri tamamen bertaraf edip Arslan’ın 2019 da yapılacak seçimlerde şimdiden önünü açmak.

   Çiğli CHP’de parti tabanında Arslan’dan daha fazla saygınlığı ve ağırlığı olan Aziz Buğa’nın, Arslan’ın tekrar adaylığına engel olabilecek isim olduğu da ayrı bir gerçek.

   İşte böylesine bir “politik kumpas” sonucu CHP’de hem emek hem de vefa dibe vurmuş oldu.

   Oysa İl Başkanı Alaattin Yüksel ve emir erlerinin yapması gereken en dürüst hareket, sürekli yolsuzluk iddiaları ve yanlış işlerle İzmir’in hatta ülkenin gündemine giren Çiğli Belediyesini ve paraşütle indirdikleri Başkanı araştırmak olmalıydı. Ama bu imkansız. Daha önceleri de defalarca kez yazdığım gibi İl Başkanının kendisi de zaten şaibeli.

   Özetle, Çiğli için alınan kararda mesele gurup kararına uymamak ve Belediye Başkanını eleştirmek falan filan değildir. Bence asıl mesele o meclis üyelerinin ve Buğa’nın Belediye Başkanına ve İl Başkanına biat etmemesidir…

   Sözün özü:

   Muhalif Meclis Üyelerinin partiden atılıp bağımsız kalmaları Hasan Arslan’ın tepesinden inecekleri anlamına gelmez. Parti ve Belediye içerisinde yapılan yanlış işleri Arslan’ın gözüne sokan bu Meclis Üyelerinin CHP’den ilişkilerini kesmek bence kesin bir çözüm olmayacaktır.

   Burada çözülmesi gereken asıl sorun Hasan Arslan’ın şaibeli ve keyfi yönetim şeklidir. Çünkü Arslan, yaptığı fütursuzca işlerle İzmir’de CHP’nin adeta yumuşak karnı haline gelmiştir. Eğer önlem alınmazsa partiyi İzmir’de yakacak isim de bu Başkandır. Yaşanabileceklerin bir diğer sorumlusu da bu işlere göz yuman Alaattin Yüksel ve il yönetimi olacaktır. Benden uyarması…