Yukarı
1

Sinan Kara

AKP sıkıştığında “Kutsal Devlet” formülünü devreye koyuyor…

24 Mart, 2016

   İzmir’in gündeminde AKP ile EGİAD arasında yaşanan tartışma var. Bu tartışmanın nasıl başladığını tarafların açıklamalarını verdikten sonra yorumlamaya çalışalım.

   EGİAD Başkanı Seda Kaya Ankara Güvenpark’ta patlayan bomba sonrası kurumu adına bir basın açıklaması yapıyor. Açıklama birçok gazete ve internet medyasında yer alıyor. Aynen şöyle;

   Gelecek Nesillere Bakacak Yüzümüz Kalmadı

   Bünyesinde 600’ü aşkın üye, üyelerine bağlı 65 bin iş insanı ve 5 bine yakın şirket bulunan, Türkiye’nin en güçlü iş örgütlerinin başında gelen ve yaptığı açıklamalarla gençliğin sesi olan Ege Genç İşadamları Derneği’nin Başkanı Seda Kaya, son yaşanan patlamaya yönelik açıklamada bulundu. EGİAD Başkanı Seda Kaya: “Bu yaşanılanlara dur denilmez, sorumlular yükümlülüklerini yerine getirmez ise, gelecek nesillere, çocuklarımıza söyleyecek sözümüz, bakacak yüzümüz kalmayacak” dedi. Liderleri, ülkede söz sahibi olan herkesi bir masa etrafında görmek istediklerini dile getiren Kaya, “Geleceğin Türkiye’si olarak, Ortadoğu’nun karanlığında boğulmayı reddediyoruz. Her gün bombaların patladığı bir ülke olamayız. Böyle yaşamayı öğrenemeyiz ve böyle bir geleceği reddediyoruz” dedi.

   Ankara Kızılay Güven Park’ta meydana gelen hain saldırı sonrası bir açıklama yapan EGİAD Ege Genç İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya, yüreği Türkiye için çarpan herkesin derin bir üzüntü ve acı içinde olduğunu ifade etti.

   Sorumluluğunu yerine getirmeyen istifa etsin

   Ardı ardına yaşanan çatışmalar ve son olarak da Ankara Güven Park’ta gerçekleşen patlamaya ilişkin bir açıklama gerçekleştiren EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya; TBMM’nin olağanüstü gündemle özel oturuma çağrılmasının teklif edilebileceğini vurgulayarak, Hükümetin sorumluluğunu yerine getirmeyenleri korumak yerine, ivedilikle görevden alması gerektiğinin altını çizdi. Kaya, “Şiddet gittikçe artıyor. Her gün gençlerimizin, çocuklarımızın ölüm haberlerini aldıkça acımız artıyor. Şehit haberleri ile evlere ateşler düşüyor. İnsanlar çocuklarını, eşlerini, babalarını kaybediyor. Doğuda, batıda her yerde bombalar patlıyor. Ülkeyi ateş çemberine taşımak isteyenler şehirlerde provokasyonlar gerçekleştiriyor. Sivillerimize doğrudan saldırılıyor. Sorumluluklarını yerine getirmeyen, istihbaratını güçlendirmeyen, olup bittikten sonra ah vah edenler derhal istifa etmeliler. Liderler en azından bu ortamda birleşmek zorunda. Ülkemizin geleceği için ortak bir çözüm bulunmak zorunda. Yoksa gelecek nesillerin yüzüne bakamayacağız” dedi.

   Peki bu açıklamanın neresi yanlış!

   Şahsen altına imzamı atarım. Çünkü birçoğumuzun dile getirdiği söylemler bunlar. Ama bu açıklamayı AKP’nin İzmir Vekili Atilla Kaya tersten okumuş ve “Teröre cesaret” vermekle ilişkilendirmiş. Yani beğenmemiş.

   Üstelik cımbızla seçer gibi, açıklamanın tamamını göz ardı ederek “Bombalar patlıyor, ülkeyi yönetenler istifa etsin” bölümü üzerinden de bir güzel hedefe koymuş EGİAD başkanını.

   Atilla Kaya devamla şunları söylüyor;

   Terörü Kınamak Yerine Devleti Eleştiriyorlar. EGİAD Başkanı bu açıklamasıyla, HDP’lilerin ağzıyla konuşmuştur. Ankara’da Selahattin Demirtaş’ın söylediği ile İzmir’de Seda Kaya’nın söylediği arasında bir fark yoktur. İkisi de eleştiri oklarını terör örgütü yerine devlete ve devleti yönetenlere yöneltmekte, yöneticilere ‘istifa’ çağrısında bulunmaktadır.

   Sayın Vekil, EGİAD’ın sivil toplum kuruluşu ve kendilerinin de Devlet değil Devleti idare etmek için seçilmiş bir Siyasi Hükümet olduğunu unutuyor. Ya da “Devlet Eleştirilemez” algısıyla “Kutsal Devlet” formülünü “Kalkan” olarak bile bile devreye koyuyor. Haliyle bu durumda şöyle bir soru da ortaya çıkıyor; AKP Milletin mi yoksa Devletin mi Partisi dir?

   Milletin Partisiyiz deniliyorsa o zaman her işe Devlet’i alet etmekten vazgeçilmelidir.

   Demokratik ülkelerde bu gibi olaylarda eğer güvenlik zafiyeti varsa bunun başlıca sorumlusu pek tabi hükümettir.Yok eğer sorumluluk hükümetin değil de muhalefetindir deniyorsa o zaman o koltuklarda oturmanın da bir anlamı yok.

   Bizi eleştirmeyin toz kondurmayın mantığı doğru bir mantık değildir. Ne yani böyle bir durumda istifa çağrısının, Hükümete değil Muhalefete veya PKK’lılara mı yapılması gerekir?

   İstiyorlar ki herkes onlar gibi düşünsün ve onların bakış açısıyla baksın olaylara. Ama yok böyle bir dünya.

   Yukarıda değindiğim gibi, AKP’liler kendilerine karşı yapılan eleştirileri önce Devlet’e yapılmış gibi ilişkilendiriyor. Ardından “çamur at izi kalsın” yaklaşımıyla, eleştirenleri terör destekçisi diye hedefe koyuyor. Son zamanlarda bu yöntemi sıkça uygulamaya başladılar. Olması gereken, yapılan eleştirileri çirkin tuzaklarlarla perdelemek değil, o eleştirilerden ders çıkarmaktır…

   Sözün özü:

   Siyasi İktidarların görevi ülkeyi iyi yönetmektir. Kötü bir yönetim olduğunda ise geriye tek seçenek kalır o da istifa etmektir. Bu istifa çağrısını istemek her bireyin, her siyasinin ve elbette her sivil toplum kuruluşunun da görevidir. Tıpkı EGİAD’ın olduğu gibi… 



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Ece Erken 'eniştem' demişti Sinan Akçıl ile el ele görüntülendi

Sinan Akçıl ve Ece Erken'in el ele çekilen görüntüleri sosyal medyada gündem oldu. Bir Instagram kullanıcısı, salı gecesine ait bir görüntüyü sosyal medyada paylaştı.

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Kemik Erimesi: Kırılgan Yaşlılık

Her 3 kadından 1’i, her 5 erkekten 1’i yaşamı boyunca osteoporoz kaynaklı kırık riskiyle karşı karşıya. Kemikler, yaşla birlikte kütle ve yoğunluk kaybeder. Kalça kırığı sonrası ilk 1 yıl içinde erkeklerde ölüm riski % 37, kadınlarda % 28’dir.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR