Aziz Başkan’ın Adaleti !

   İzmir Kent Konseyi seçimlerinin ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun konseye ait binayı boşaltıp, Kent Konseyi Şube Müdürlüğü’nü dağıtması, binayı yeni seçilen yönetime vermeden boşaltmasını nasıl yorumlamak gerekir sizce?

   A- Kent Konseyi seçimleri demokratik ortamda yapılır, sonuçları ne olursa olsun katlanılır. Buradan gelecek olarak önerilere bakılarak bir tavır geliştirilir.

   B- Kent konseyi seçimleri demokratik bir ortamda yapılır, sonuçlarını beğenmediğiniz taktirde (Belediye benim belediyem) diyerek sonuçlara karşı bayrak açılır ve mobbing uygulanmaya başlanır. Seçilenler pes eder. Ondan sonra yeniden seçim olur.

  Bana göre, İzmir Kent Konseyi’nde Aziz Kocaoğlu, seçim sonuçlarına yönelik tepkisini öylesine açıkça ortaya koymuş ki, bu Kent Konseyi bir adım bile atamaz.  Masası yok, sandalyesi yok, görevlisi yok, telefonu yok.

  Neyi var?

  Seçim kazanmış bir Konsey var. Ama o konsey ile çalışacak bir Belediye elde yok.

  İzmir’de CHP’de eğer Aziz Kocaoğlu seçimi kaybedip, Nevzat Kavalar başkan olsaydı sizce CHP açısından sonuçları ne olurdu?

  Yukarıdaki örneğe bakarak belirli sonuçları çıkarabilirsiniz. Biraz empati yapın partinin haliyle ilgili. Biraz empati yapın imza vermeyen ilçe başkanları, belediye başkanlarıyla ilgili.

  İzmir’de yayından boşalmış bir Aziz Kocaoğlu’nu izliyoruz. Üstelik sinirlendiğinde ağır konuşuyor. Kendi çıkarlarını parti çıkarlarının üstünde tutan bir ruh hali içerisine giriyor. Genel Merkez, Örgüt veya Milletvekili filan dinlemiyor. Hele hele atanmış milletvekiliyse gözünde bir değeri yok. Aslında Kocaoğlu'nun bu tür tuhaf davranışları kimseyi şaşırtmamalı. Geçmişte neler yaptığını ve yapabileceğini hepimiz iyi biliyoruz.

   Peki süreç ne olur?

  İzmir Kent Konseyi’ndeki gelişmeleri izleyeceğiz. “Ortak Akıl” yalanlarıyla halkı aldatanların, daha geniş bir perspektifte parti yöneteceklerini söyleyenlerin de Aziz Kocaoğlu’na ne denli etkisi olacağını bu örnek ile birlikte sınamış olacağız.

  Benim bu gördüğüm örneğe bakarak ileriye dönük iyi şeyler olacağına inancım yok. Bu nokta da en çok yandığım da, AKP’nin antidemokratik uygulamalarından şikayet edenlerin aynı hataya düşmesidir…

  Bir yılı daha geride bırakıyoruz. Yeni yılın ülkemize ve dünyaya barış, huzur ve mutluluk getirmesini diliyorum…