Yukarı
     SON DAKİKA     

'Mutlak butlan' davasına AKP'den itiraz

1

Sinan Kara

Referandum Üzerine

24 Ağustos, 2010

Referandum kavramı 1961 anayasası ile Türk Hukuk sistemine giriş yaptı.Türkiye tarihine baktığımızda 12 Eylül’de yapılacak olanla birlikte 5. referandumu hep birlikte yaşayacağız.
Geçmiş referandumları kısa şekilde özetlersek;
1961
Anayasası Halkoylaması (Darbeciler tarafından yapıldı)
1982
Anayasası Halkoylaması (Darbeciler tarafından yapıldı)
1987
Siyasal Yasakların Kaldırılmasına Dönük Halkoylaması (ANAP Hükümeti İşbaşında)
1988
Yerel Seçimler İçin Halkoylaması (ANAP Hükümeti İşbaşında)
Yani 22 yıldır Türkiye’de halkoylamasına gidilmemiş. Ya da gerek görülmemiş. Ama bana kalırsa gerek vardı ve çoktan gidilmeliydi. Düşünsenize, darbecilerin hazırladığı anayasa ile 28 yıl yaşadık. Bırakın bizleri, alt nesillerde bu darbeci zihniyetin “devşirme” baskıcı yöntemleriyle yaşamak zorunda bırakıldı.
Keşke bu işe sol partiler el atsaydı diyeceğim ama, sol’un da iktidar olmadığı gerçeği var. Ancak Muhalefetin de yıllardan bu yana "darbe anayasası" hakkında olumlu çözümler üretemediği de ayrı bir eleştiri konusudur.
Ve 12 Eylül 2010 Referandumu
AKP Hükümeti her ne kadar “biz darbecilere karşıyız ve darbecileri yargılayacağız” diyerek önümüze bu referandum oylamasını sunmaya, dayatmaya kalkışsa da  bu yöntem kandırmacadan ibarettir.
Çünkü 12 Eylül 2010 tarihinde darbecilerin 30 yılı dolmaktadır, bu da şu demektir. 30 yıl TCK’ya göre zamanaşımı sürecine girdiğinden dolayı “darbe yaptıkları” için bu paşa zedelere dokunmanız imkânsız hale gelmiş oluyor. Yani bunun için öncelikle TCK’da değişikliğe gidilmesi gerekirdi.
AKP’nin bu konuda samimi olmadığı TCK’nun ilgili maddesine el atmadığından ötürü yeterince anlaşılmıştır.
Yani AKP’nin övündüğü 12 Eylül referandumu bir anlamda, darbecilerin dokunulmazlığını garanti altına alacak tarihin kendisidir.
Ayrıca şuna da vurgu yapmadan geçmemek lazım;
Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde baskı sistemi oluşturan ve bunun adına ise “Sivil ve Seçilmiş İrade”nin temsiliyet gücünü arttırdığı iddiasında bulunan, AKP Hükümetinin karşıt olarak bir Polis Devleti oluşturduğu da su götürmez bir gerçektir.
Elbette ki, halk tarafından seçilmişlere karşı ordunun hazır ol vaziyette durması gerekir ancak polisin de bir o kadar tarafsız ve aynı eşitlikte olması gerekmez mi?
İşte bu açıdan ele alındığında AKP Hükümetinin “demokrasi” kılıfı adı altında yaptığı bir çok iş hem samimiyetten uzak hem de gelecek adına umut kırıcıdır.
Bu nedenle, AKP’nin Referandum bombası şimdiden elinde patlamıştır. Bu halk bunu da yemeyecektir.
82 Anayasasını halka onaylatan zihniyet askerleri sandık başına dikmiştir, 12 Eylül 2010 Referandumunda ise yöntem değişmeyecek, bu kez AKP’nin Polisi sandık başında nöbette olacaktır.
Ama asıl önemli olan, bu kez çok daha duyarlı bir seçmen profilinin oy kullanacağı gerçeğidir…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Yasemin Kay Allen'dan ayrılık sonrası iddialı pozlar

İlişkilerine ikinci bir şans daha veren oyuncu Yasemin Kay Allen ile eski FBI ajanı Erdal Kaya yeniden ayrıldı. Ayrılık sonrası Allen, sosyal medyada iddialı pozlarını paylaştı. Suna Yıld...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Kemik Erimesi: Kırılgan Yaşlılık

Her 3 kadından 1’i, her 5 erkekten 1’i yaşamı boyunca osteoporoz kaynaklı kırık riskiyle karşı karşıya. Kemikler, yaşla birlikte kütle ve yoğunluk kaybeder. Kalça kırığı sonrası ilk 1 yıl içinde erkeklerde ölüm riski % 37, kadınlarda % 28’dir.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR