AKP’nin Şamar Oğlanı…
22 Ekim, 2015Birçoğunuz izlemiştir. Dün Habertürk TV’de yayınlanan “Teke Tek” programının konuğu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu idi. CHP’nin seçimlere dair hedeflerini, yapacaklarını anlatan ve yayın sırasında düzeysiz biçimde sürekli sözleri kesilen CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun gösterdiği anlayışa sinirlenmedim desem yalan olur. Ama her şeye rağmen bu “asil tavır” partililerinden tam not aldı.
Bir süre önce ortaya çıkan tapelerde patronuyla birlikte AKP ve Erdoğan’ın talimatları altında “şamar oğlanı” muamelesi gören bir gazetecinin pişkinliğine sinirlendim.
O ses kayıtlarında anket manipülasyonunu eminim ki hepiniz hatırlarsınız. Tekrar kısaca hatırlarsak;
Fatih Saraç ile Fatih Altaylı’nın, Bilal ve babasının bilgisi dahilinde Habertürk’te yayınlanacak bir Konsensus anketini MHP’den BDP’ye oy kaydırarak manipüle ettikleri ortaya çıkmıştı. Fatih Altaylı BDP oylarının ankette düşük göründüğünü, MHP oylarından alınacak 3 puanın BDP oylarına yazılabileceğini söylüyor. Konuyu Bilal Erdoğan'a telefonda anlatan Fatih Saraç, Bilal Erdoğan'ın da Başbakan'a bu teklifi iletmesini istiyordu.
Özetle yandaş gazeteciliğin her türlü evresinde yer alan Fatih Altaylı’nın gazetecilik geçmişindeki sicilini de düşündüğümüzde bu tavrın yanlış olmadığını görürüz. Geçenlerde Altaylı’nın benzer bir biçimde tavrını CHP Genel Başkanı’na karşı Serpil Çevikcan da göstermişti. Milliyet’in Demirören Grubu’na satılmasından sonra maalesef içindeki demokrat görünümlü kalemlerin bir bir nasıl düştüğüne de tanık oluyoruz son günlerde.
Erdoğan’ı Başbakan olduğu dönemde yayınına alan ve ardından büyük eleştiriler aldıktan sonra tek amacının Başbakan Erdoğan’dan bir “yumuşama mesajı alabilmek” olduğunu belirten Fatih Altaylı, “Tek arzum vardı. O patlamayı engelleyebilecek tek bir cümle. Tek bir mesaj” diye yazmıştı yaşadıklarını. Yazısında daha sonra “Başbakan Erdoğan’ın bunu söylemesini istedim her sorumda. Beceremedim galiba. En sevdiklerim bile program sonrasında “Eğilip büküldün” dediler. Evet, eğilip büküldüm. GEREKİRSE SECDE BİLE EDERDİM O cümleyi alabilmek için” diyen Altaylı, Kılıçdaroğlu ile yaptığı programda CHP Genel başkanı’nın Urfa’ya yaptığı geziyi anlatırken sözünü kesip, “Sizi orada tanıdılar mı? “ sözleri ise tam bir yayıncılık faciasıydı.
Nezaketini koruyan Kılıçdaroğlu’na karşı “Havuz Medyası”nın bütün kabalığını ortaya koyan Fatih Altaylı’ya İzmir’den yaptığı bu yayın sonrasında da tepki yağdı. Ancak, Altaylı’nın geçmişine baktığımızda bu iktidarın gitmesinden sonra iyi bir liberalden, iyi bir sosyalist, hatta komünist gazeteci profiline bile dönebileceğine garanti verebilirim. Ancak, geçmişte meslektaşlarına karşı tavırlarını Emin Çölaşan’ın Altaylı için kaleme aldığı bir yazıda görebilirsiniz.
Çölaşan Altaylı’nın profilini yazarken; “1980’li yıllarda Güneş Gazetesi vardı. Çok satar, iyi kadrolar barındırırdı. Gazete giderek zora girdi, ödeme yapamaz duruma düştü. Son patron bir işadamı idi. Gazetenin aylardır maaş alamayan İstanbul ve Ankara çalışanları işi bırakmışlardı. Günün birinde Ankara bürosuna İstanbul’dan patronun adamı kimliği ile fedai kılıklı biri geldi, hışımla içeri daldı. Belinde çifte tabanca taşıyordu. Gazetecileri silahla tehdit etti, yönetime el koydu. Maaş falan önemli değildi. Derhal çalışmaya başlamaları gerekiyordu. Patron böyle istemişti. Eli tabancaların üzerinde geziniyordu. Gazetecileri kovmaya yeltendi, başaramadı. Arkasını dönüp gitti. İstanbul’da patronundan azar işitti” diye söz etmişti.
Bu yazının devamında Fatih Altaylı’nın Recep Tayyip Erdoğan için ‘Tayyip Erdoğan Türk siyasetine uymuyor. Yakışmıyor.” diye yazılarını gündeme getirdi.
Bunu yazan Fatih Altaylı’nın Erdoğan önemli bir güç olduğu için ve o da bu güce taptığı için dönüşü de muhteşem oldu. Bu nedenle Altaylı’yı günün birinde başka bir noktaya evrilmiş olarak görebilirsiniz.
Buradaki sorunun CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bunu bile bile Fatih Altaylı ile program yapmasıdır. Kılıçdaroğlu’nun bu seçim ortamında açıkça farklı kitlelere ulaşma adına pek seçim yapma şansı yoktur.
Bu nedenle de Altaylı’nın tüm nezaketsizliklerine karşın, nezaketini koruması da ayrı bir olaydır. Siyasetçinin boğazındaki düğümlerin fazla olması gerektiğinin çok iyi bir anlatımıdır bu program.
CHP’ye ve Genel Başkanı’na açıkça hakaret edenlerin bir hayli fazla olduğu günümüzdeki gazetecilik modelinde Altaylı’nın yaptığı da aslında bunun bir modern halidir. Eleştiri sınırlarını çoktan aşmış bir tavırdır ki, izleyenlerden ciddi tepkiler de almıştır…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Cemil Tugay’ın haklı isyanı
- TANSAŞ modeli İZMAR can suyu olacak
- İzmir’de böyle bir İl Başkanı olduğu için AKP çok şanslı…
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Farah Zeynep Abdullah'tan 'Sperm bankası' itirafı
Çocuk istediğini söyleyen Oyuncu Farah Zeynep Abdullah, yaptığı bir röportajda "Babam sperm bankasından çocuk yapabilirsin diyor" itirafında bulundu. Oyunculuğunun yanı sıra sosyal medya ...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
119 ülkede görüldü, yayılıyor: Milyonlarca kişi tehlikede!
Hiçbir sınır tanımadan hızla yayılan tehlike, uzmanları bile alarma geçirdi. Görüldüğü ülke sayısı 100’ü aştı, vaka sayıları tırmanıyor. DSÖ ilk kez kapsamlı bir tedavi kılavuzu yayımladı. Her yıl milyonlarca insan sivrisineklerin taşıdığı virüslerle enfekte oluyor. Sağlık uzmanları tehlikenin kapda olduğunu söylerken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ise bu tehdide karşı tarihinde ilk kez harekete geçti.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.