Yukarı
1

Sinan Kara

Yeni Asır yine manipülasyon peşinde…

14 Ekim, 2015

   Ankara’da “Barış isteyenleri” bombalayanları bulması gerekenler, bu olayla ilgili sorumluluk duyması gerekenleri gündemine almak zorundaki gazetecilerin bir bölümü “iktidarın kötü savunucusu” halindeler.

   Bu gazetecilere veya kendisine gazeteciyim diyenlere, mesleğin gerçek çalışanları ve emek verenlerinin bakış açıları belli. İktidar kendisine yakın odaklardan oluşturduğu medyaya “Havuz medyası” deniliyor ve bu yayın organları her gün aynı başlıklarla çıkıyor. Ne yazık ki İzmir’in en köklü yayın organı Yeni Asır’da bu iktidarın havuzu içerisinde yer alıyor.

   Ankara’da sayısı yüzü geçen can kaybı yaşandıktan sonra olayın faillerini bulması gerekenleri konu alacak olan bu gazete, bir bakıyorsunuz İzmir’den yaşamını yitiren genç bir kadının siyasi görüşünün irdelerken, “Kimsesiz Berna’nın ölümü yürek burktu” başlığıyla bir haber yayınladı. Bu haberin ikinci bölümünde, “Hayatını kaybeden bir diğer kişi olan HDP Karşıyaka İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Deniz’in ailesinin Çerkez ve milliyetçi kökenli olduğu öğrenildi” diyor. 

   Burada bir kesinlik bile yok. Muhabir bir duyumu böylesine yazarken, HDP’li genç yöneticinin ölümüyle ilgili başka bir yaftalamaya sahne oluyoruz. Size ne kardeşim Ayşe Deniz’in ailesinin milliyetçi ve Çerkez oluşundan. Acı bir ölüm haberinde bile ayrıştırmaya utanmıyor bu gazete.

   Ve bu ülke yastayken, sendikaların kurumların neden greve gittiği, yürüyüş yaptığı sorgulanıyor. Havuz gazeteleri, öylesine yayınlar yapıyor ki, ölenlerin kendisini bombaladığı fikrini kabul ettirme çabasına girişiyor.

   Türkiye’de İŞİD teröristlerinin varlığını, palazlanmasını, bugüne dek yakalanmamasını konu alacak kişiler, olayları bambaşka noktalara çekmeye çalışıyor.  Ve Yeni Asır son noktayı bu gazetecilik anlayışını protesto eden DİSK Bölge Temsilcisi Memiş Sarı’yı “Provokatör” ilan ederek noktalıyor.

   Yeni Asır’ın başındaki Şebnem Bursalı’nın yazısında bu çatışma dili en üst noktaya tırmandırılırken, bu kez devreye Halkevi üyeleri giriyor. Protesto edecekleri Yeni Asır binasının giriş kısmındaki bölüme girerek başka bir yanlışı yapıyorlar. Ellerinde tuttukları Yeni Asır’ın dünkü sayısını göstererek "Bu Manşeti atanın insanlığı kalmamış", "Utanmazsınız", "Arlanmazsınız", "Sizin elleriniz kanlı" diye sitemde bulunuyorlar.

   Gençlerin protestoya yönelik sitemlerinde haklılık payı yüksek ancak içeriye girmeleri yanlış. Haberlere karşı tepkilerini kapı önünden demokratik biçimde gerçekleştirip ayrılabilirlerdi. Bu yanlış Yeni Asır’ın çatışma dilini biraz daha üst seviyeye çıkarıyor. Adeta elini güçlendiriyor.

   Örneğin bugünkü Yeni Asır’da şu iki çelişki de göze çarpıyor. Gazetenin manşetinden “Memiş Sarı Hedef Gösterdi Vandallar saldırdı” başlığıyla verilen haberde:

   "Yeni Asır gazetelerini parçalayan saldırganlar, cam ve duvarları tekmeledi. Binanın üst katlarına çıkarak çalışanlara saldırmak isteyen grup, güçlükle durduruldu."

   Aynı zamanda gazetenin Yazı İşleri Müdürlüğünü yapan Zafer Şahin’in kaleme aldığı köşe yazısında ise şu ifadeler yer alıyor:

   "Fırsat bulsalardı ya da cesaret edebilselerdi üst katlara da çıkacak ve belki de çok daha vahim olaylara sebebiyet vereceklerdi. Allah'tan böyle bir şey gerçekleşmedi."

   Yani aynı gazete de haberi kullananla Yazı İşleri Müdürünün söyledikleri birbirini tutmuyor. İlk cümle gençlerin sanki üst katlara çıkmış gibi bir algı oluştururken, çekilen video görüntülerine bakııldığında üst katlara çıkma gibi bir eylemin olmadığı görülüyor.

   İzmir Gazeteciler Cemiyeti de dün iki açıklama birden yaptı. Belli ki Misket Dikmen, Yeni Asır’ın içerisindeki haberlerin satır aralarındaki çatışma dilini görmemiş. Anlıyoruz ki gerilimi biraz düşürme eğilimine yönelik bir açıklama yapılmış. Ancak, açıklamanın ne başı, ne sonunda bir anlaşılırlık var. İGC'nin durumu kurtarma adına bu açıklamayı yaptığı anlaşılıyor..

   İGC üyelerinin hapse tıkıldığı (Mustafa Balbay) hücrelere ilk konulduğunda ziller takıp, “darbeci” ilan edenler daha sonra “Paralel” yutturmacasından yararlanıp, sanki sorumlulukları yokmuş gibi davrandılar.  Üstelik Yeni Asır’ı yöneten Şebnem Bursalı’nın “Terör Örgütü Başı” diye kırmızı bülten çıkartılan Fetullah Gülen’e yaptığı ziyaret, el pençe fotoğraflarını da İzmir basını unutmadı, unutmayacak.

   Bu iktidarın kaderi, ülkemizde bu türlü bir gazeteciliğin kaderi de 1 Kasım’da oylanacak. Geçmişte de iktidarlarla paralel yayınlar oluyordu. Ancak, iktidar ile işbirlikleri bu denli karışık değildi.

   Son olarak, konuyla ilgili TGS İzmir Şubesi adına yapılan açıklama ise bir talihsizlik. Diğer sendikalarla arasında ne kadar derin bir uçurum olduğunun da adeta göstergesi. Araştırdığınızda, Şube Başkanı Halil Hüner'in böyle bir açıklamaya imza atması çokta sürpriz gelmedi... 



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Kardashian'dan photoshop itirafı!

Sosyal medya hesabını aktif olarak kullanan Khloe Kardashian'dan dikkat çeken bir sosyal medya açıklaması geldi. Kardashian, paylaşımlarında uzun süredir photoshop ve filtre kullanmadığın...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

119 ülkede görüldü, yayılıyor: Milyonlarca kişi tehlikede!

Hiçbir sınır tanımadan hızla yayılan tehlike, uzmanları bile alarma geçirdi. Görüldüğü ülke sayısı 100’ü aştı, vaka sayıları tırmanıyor. DSÖ ilk kez kapsamlı bir tedavi kılavuzu yayımladı. Her yıl milyonlarca insan sivrisineklerin taşıdığı virüslerle enfekte oluyor. Sağlık uzmanları tehlikenin kapda olduğunu söylerken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ise bu tehdide karşı tarihinde ilk kez harekete geçti.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR