CHP'nin tepkisi yeterli mi?

   Türkiye'nin orta yerinde kurgulanan terör olayları ile yaratılmak istenen zihinsel ortam ve bununla birlikte yapılacak erken seçimden alınacak sonuçlarla tek başına bir AKP hükümeti arayışı olduğu kesin.

   Cumhurbaşkanlığı'ndan kurgulanan senaryoda şimdi de milletvekillerine dava açılması, parti kapatılma gibi unsurlar da eklendi.

   Milyonlarca seçmenin oy verip seçtiği milletvekilleri ve onların partileri, yetkili kurulları ise kurgulanan senaryonun bir parçası haline getirilmeye çalışılıyor. Kukla partiler, hükümet kurmaca oyunları gibi görünen bu tabloyla Türkiye bir yandan iç ve dış savaş, diğer yandan ise ekonomik parametrelerin daha da bozularak kaosa gitmesine neden olabilir.

   Son günlerdeki tablonun iki tarafı var. Biri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan diğeri ise HDP.

   AKP tam bir seyirci konumunda. Halk milletvekili seçimlerinde Tayyip Erdoğan'ı seçmiş gibi oradan gelecek komutları bekliyor. MHP'nin seçim öncesi durumu ile seçim sonrası durumu arasındaki uçurumu herkes konuşuyor.

   HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın önceki gün grup konuşmasındaki açıklamasında "Bilal'i alacağız dediler, Hilal'i verdiler" sözü bu günlerdeki gelişmelere çok uyan bir yorum. TBMM Başkanı'nı AKP'ye geçiren MHP son olarak Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na temsilcilerini de yolladı. Bu davranış Tayyip Erdoğan'dan övgü aldı, Bahçeli'ye selam yolladı.

   Peki CHP ne yapıyor. Kendi partililerinin bile polis tarafından örgüt üyesi savıyla gözaltına alınan CHP'de son günlerde yaşananlara tepkiler yeterli mi?

   Kesinlikle yeterli değil.

   Hükümet kurma sorumluluğuyla hareket eden CHP, Erdoğan'ın heves ettiği erken seçim tuzağına mı düşüyor dersiniz?

   CHP içerisinde İzmir Milletvekilleri,  Zeynep Altıok, Mustafa Balbay, Tacettin Bayır, Ali Yiğit, Kamil Okyay Sındır, bir ortak açıklama yapıp tepkilerini dile getirdiler.

   Açıklamada, "İzmir'deki operasyonlarda da terörle mücadele terörü haline geldi. Çiğli'de pazar günü ilçe başkanımızla Şirintepe Mahallesi'ne gittik. Bizim ziyaretimizin ardından polisler geldi. Bir milletvekilinin ziyareti kontrol altına alınması gereken bir terör faaliyeti gibi algılanıyor. Altı kişi gözaltına alındı. Şu anda Karşıyaka Adliyesi'ndeler. 5'i CHP Çiğli üyesi. Buradan soruyoruz suçları nedir?" dediler.  Milletvekilleri bu hükümetin ömrünü uzatmak için çaba gösterildiğine dikkat çektiler.

   İzmir milletvekillerinin gördüğü bu tabloyu sanırım CHP Genel Yönetimi de fark ediyor olmalı. Ama bence son günlerde yaşananlara verilecek tepkiler daha kararlı ve ciddi olmalı.

   Bu nedenle CHP'nin hükümet kurma görüşmelerini biran önce bitirmesi gerekiyor. Bugünlerde AKP'de son seçimde milletvekili olmadığı halde konuşmaya devam eden ve yarın öbürgün belki de ortalıkta görmeyeceğimiz muhteremlerin "CHP ile görüşmeler iyi gidiyor" aldatmacasına kurban gitmemeliler.

   CHP “Koalisyon kurma” sevdası yüzünden sessiz kaldığı bu "boş" rüyadan biran önce uyanmalı, ortalığı kasıp kavuran haksızlıklar karşısında artık sesini yükseltmelidir.

   Bir zamanlar Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da derin devletin işlediği cinayetlere benzer katliamların ve neredeyse rutin hale gelen asker ve polis kayıplarının durması konusunda, sarsıcı ve zorlayıcı bir muhalefet tavrıyla “demokratik ve insani” tepkisini ortaya koymalıdır.

   Aksi halde “koltuk uğruna” takınılan bu vurdumduymaz yaklaşımın hesabı, hem genel başkana hem de “bakanlık kapmak” için AKP’nin kapısını arşınlayanlara ağır bir fatura olarak geri döner. Benden söylemesi…