Yoksul, yalnız ve savunmasız...

   Son günlerde önce yerel basında, ardından ulusal basında çıkan bir haber hepimizin yüreğini burktu. İzmir'de Basmane Meydanı'nda bir küçük çocuk mendil satmak istediği lokanta müşterilerini rahatsız ettiği gerekçesiyle, dev gibi utanmaz/arlanmaz adamların tekme tokat saldırısına uğradı ve yüzü gözü kan revan içinde kaldı.

   İşte size o haber:

   ''İzmir’de yemek yiyen müşterilerin masalarına giderek mendil satmaya çalışan Suriyeli çocuk, esnafın saldırısına maruz kaldı. Burnu kanayan çocuğa çirkin saldırı objektiflere takıldı. Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin sayıları gün geçtikçe artarken, yoksulluk içinde büyüyen Suriyeli çocuklar da ekmek parası kazanmak için sokaklarda mendil satıyor. İzmir’de bir lokantada yemek yiyen müşterilere mendil satmaya çalışan Suriyeli çocuk, esnafın saldırısına uğradı. Türkçe bilmediği için ismi öğrenilemeyen Suriyeli çocuk, Basmane Meydanı'nda lokantada yemek yiyen vatandaşların yanına gitti. Çocuğun alandan uzaklaşmasını isteyen lokanta çalışanı, çocuğun direnmesi üzerine küçük çocuğu tokatlamaya başladı. Çevredeki vatandaşların olaya müdahalesine rağmen çocuğu yere yatırarak dövmeye devam eden lokanta çalışanı, darbeleriyle Suriyeli çocuğun burnunu kanattı.Aldığı darbelerden korunmak için masalara sığınan Suriyeli çocuk, ağlayarak oradan uzaklaşmaya çalıştı. Bazı vatandaşlar çocuğa yardım etmek istedi ancak korkan çocuk ilk etapta kimseyi kendine yaklaştırmadı. Çevredeki Suriyeli vatandaşların da araya girmesiyle yardımı kabul eden çocuk, kanayan burnunu yıkadıktan sonra ağlayarak uzaklaştı.''

   Kim getirdi, kim koruyacak

   Suriyeli aileler büyük kentlerde olduğu gibi İzmir'de de sistemin yarası haline geldi ve kanama giderek artıyor. Her türlü Devlet yetkisi verilen yeri geldiğinde savcı, yeri geldiğinde yargıç olan pek muhterem Valimiz, bu insanların Türkiye'ye gelişine izin veren devlet ve hükümet kararlarına rağmen ne yapıyor dersiniz?

   Bana göre yurttaştan bile kötü biçimde olaylara sadece seyirci kalmakla yetiniyor. Binlerce Suriyeli sokaklarda yatıp kalkıyor. Kimin aç, kimin tok olduğunu bilmiyoruz. Ramazan ayında gösterişli iftar sofralarının kurulduğu Türkiye'de kapılarımızı açıp, kimin normal yurttaş, kimin IŞİD teröristi olduğuna bakmaksızın getirdiğimiz bu insanların kaçının bebek, kaçının çocuk olduğunu bile bilmiyoruz. 

   İzmir Valiliği'nin seyirci kaldığı olayda belediyelerimiz de maalesef yok hükmünde. Çiçek böcek işleri ve fahiş fiyatlarla konser organizasyonları için milyonlar harcayan Belediyeler, Sosyal proje kapsamında bu insanlara kucak açmıyor. Yurttaşlar ise milyonlarca Suriyeli'nin geldiği ülkemizde yaşanan dramatik görüntüler karşısında çaresiz.

   Milyonlarca işsizin olduğu Türkiye'de kendi sorunlarını çözemeyen iktidar partisi,  getirdiği Suriyeli göçmenleri kaderine terk etmiş durumda.

   Şimdi şehrin orta yerinde kocaman adamların minnacık bir çocuğu tekme tokat dövdüğünü haber yapıyoruz. Ama bunun neden yapıldığı, kimlerce yapıldığı bile henüz polis tarafından sorgulanıp, değerlendirilmiş değil. Demek ki, devlet ve AKP iktidarı getirdiği insanlara sahip çıkma niyetinde değil.

   Basmane'de yaşanan bu dramatik olayın önümüzdeki günlerde çok daha kötülerini görebilirsiniz.  Zorlu bölgelerde yaşayan ve Kültürpark'a girişi izin verilmeyen bu çocukların yarın hapçılar, esrarkeşler tarafından daha nelere maruz bırakılacaklarını düşünmek bile istemiyorum. 

   Bu yaşanan olayın bir uyarı olarak kabul edilmesi ve acilen önlem alınması gerekiyor. Ayrıca, Suriyeli ailelerin yaşamlarını sürdürülebileceği geçici mekanlar yaratılmaz ise önümüzdeki kış aylarında çok daha vahim ve dramatik sahneler bizi bekliyor. Buna hazır olun.