Önder Sav CHP`ye Karşı
16 Ağustos, 2010
CHP’de son yaşanan “tasfiye” süreci akıl almaz yöntemlerle önümüze çıkıyor. Eline “yetki”yi alan “zerzavat takımı” umarsız ve fütursuzca gerçek CHP’lilere savaş açmış durumda.
Garip olan tarafı ise,
Elli küsür yıllık bir dava arkadaşın yaptıkları. Arkadan hançerlemesi yetmezmiş gibi bir de “siyaset dışı”na itmeye çalışıyor ona kol kanat gereni ve onu adam yapanı…
Önder Sav’dan bahsediyorum.
Hani “kaset” komplosunu fırsat bilen ve arkadaşını satan adamdan.
Sav, Baykal’a ve Baykalcılara karşı bir linç süreci başlatmış durumda. Güya siyasetin dışına itecek ve etkisizleştirecek.
Açıkçası korku girdabına girilmiş bir durum var ortada.
Kolay değil karşısında “ihanet” ettiği bir adam ve onlarca yılını CHP’ye vermiş, 18 yıl genel başkanlık yapmış birisi var.
Deniz Baykal var.
Korkunun ecele faydası var veya yok bilemem ama, tarih ihanetçilerin eninde sonunda cezasını vermiştir.
Hem de kat kat fazlasıyla!
İşte bu yüzden, Önder Sav ve Tarikatı elinde güç olduğu bilinciyle, ilkesiz “eleman” larıyla bu işi kotarmanın peşine düşse de, bu işin altında kalacağı gün çok da uzak değildir.
Aynı zamanda, her ne kadar da “Baykal’ı yok etme” telaşına düşülse de, aslında bu savaşın CHP’ye karşı açıldığı su götürmez bir gerçektir. Çünkü babadan-atadan CHP’li olanlar ve CHP üzerinde sayısız emeği olanlar bu tasfiye sürecine dahil edilmiştir.
Bana sorarsanız “ihanetin devamı”nda sona gelinmiştir.
Rüşvet, Yolsuzluk, İhale Tüccarlığı, Ayakçılık, İş Vaadiyle “Fuhuş” Yaptırmak, Kamu Malının “Irz”ına geçen eleman takımıyla, Deniz Baykal’ı haklamak zor bir olasılık.
Çünkü karşı tarafta “namuslu” ve “inatçı” kişiliğiyle markalaşmış birisi var.
Öte yandan Gandi Kemal’in sadece “vitrin” malzemesinden ibaret olduğunu da son yaşanan “tasfiye” sürecinden anlamış bulunmaktayız.
Onca yıllık arkadaşını “hançer”leyen birisi Gandi Kemal’e neler neler yapmaz diye, daha önceki yazılarımda da yazmıştım.
Önder Sav şimdilik Kılıçdaroğlu’na dokunmak istemiyor. Çünkü kritik günlerdeyiz, önümüzde bir referandum oylaması ve Köylü mankenliği görevini şimdilik iyi götüren bir “Gandi Kemal” modeli var.
Ama şimdilik...
12 Eylül’de başarı gelmezse, bu yapının Kemal’i “Gandi”sizleştireceğinden emin olabilirsiniz.
NOTLARIM
Not 1: Bir önceki yazımda CHP’nin ağır toplarından olan Çeto Çamlıbel’in ismini Çetin diye yazmıştım. Çeto bey bu duruma alınmış ve benim gerçek adım Çeto diye not iletti. Notunda; Lütfen “Asimilasyon” yapmayın uyarısında bulunmayı da ihmal etmemiş. Hak veriyor, aynen düzeltiyorum “ÇETO”…
NOT 2: Deniz Baykal’ın İzmir’e gelişini Atatürk’ün İzmir’e gelişine benzetenler var. Ciddi ve üzerinde düşünülecek bir durum bu. Bakalım bu benzetme, yazdığı yazıyı “Şef”lerine onaylatan, “Satın Alınmış Kalem”şörlerin de dikkatini çekecek mi?
NOT 3: Deniz Baykal olayında, Vefa ve dik duruşun İzmir temsilcisi olan Bornova’daki CHP’liler, şu sıralar yoğun ve anlamlı bir çalışmanın içerisindeymiş. Nasıl bir çalışma derseniz?
Acele etmemek lazım. Zaman her şeyin ilacıdır…
NOT 4: Balçova’dan “pis kokular” gelmeye başladı. Duyumlarla hareket etmemek için “belgeler” bekleniyor. Gelirse paylaşmayı görev biliriz…
NOT 5: Abdül Başkan’ın şu sıralar içeriye kapandığını ve siyasetten bir süreliğine elini eteğini çektiğini duydum. İzmir çukurunda “Abdül Batur’suz siyasetin”, şanzımanı dağılmış araca benzediğini söyleyenler de oldu.
NOT 6: Bir ara Sıtkı Kürüm’ü sağından ayırmayan Aziz Kocaoğlu’nun, yediği Ekip kazığından sonra, Sıtkı Kürüm ile samimiyetini askıya aldığını duydum.
NOT 7: CHP içerisinde konuşulanlara göre; İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın diğer vekillere karşın 1-0 önde olduğunu, bu kriterin ise vefalı olmasından, dik durmasından ve erkek vekillere oranla daha yiğit tavrından kaynaklandığını anlattılar.
NOT 8: CHP İl Sekreteri Zikri Dursun ile tesadüfen bir araya geldik. Geçtiğimiz hafta bir haberde kullandığımız "Zikri Efendi Buyurdu" başlığına biraz bozulmuş. İyi işler yaptıklarını amaçlarının CHP için mücadele olduğunu ve habere konu olan, Baykalı karşılamaya gittiği için görevden alınan Ödemiş Gençlik Kolları Başkanı Arif Çalışkjan'a sadece "bu işi mail yoluyla neden yapıyorsun, buna gerek yok" diye uyarıda bulunduğunu anlattı.
Doğrusu Zikri Efendi'ye inanmadım. Çünkü benimle konuşurken hem heyacan yapmıştı hem de yüzü kızarıyordu.
Bu arada “efendi” sözü ise Ekşi Sözlükte ; “Kapıcıların, getir-götürcülerin isimlerinin sonuna eklenir” diye tarif edilmiş.
Kötü niyet yok, neyse o...
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Cemil Tugay’ın haklı isyanı
- TANSAŞ modeli İZMAR can suyu olacak
- İzmir’de böyle bir İl Başkanı olduğu için AKP çok şanslı…
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Ece Erken 'eniştem' demişti Sinan Akçıl ile el ele görüntülendi
Sinan Akçıl ve Ece Erken'in el ele çekilen görüntüleri sosyal medyada gündem oldu. Bir Instagram kullanıcısı, salı gecesine ait bir görüntüyü sosyal medyada paylaştı.
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Kemik Erimesi: Kırılgan Yaşlılık
Her 3 kadından 1’i, her 5 erkekten 1’i yaşamı boyunca osteoporoz kaynaklı kırık riskiyle karşı karşıya. Kemikler, yaşla birlikte kütle ve yoğunluk kaybeder. Kalça kırığı sonrası ilk 1 yıl içinde erkeklerde ölüm riski % 37, kadınlarda % 28’dir.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.