İki Deniz arasındaki fark…

   Üç Fidan’ın aramızdan ayrılışının 43. yıl dönümü. Faşist anlayışa başkaldıranlar olarak hafızalarımızda yer edinen devrimci üç yiğit, günbegün gelecek nesillere de ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Onları bir kez daha sevgi ve saygıyla anıyoruz.

   Özellikle SOL kesimde derin izler bırakan bu olayı yeri gelmişken bir başka açıdan ele almak istedim.

   CHP'nin tarihine bakıldığında Türkiye'nin Özgürlüğü için gözlerini kırpmadan idama giden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ı her yıl ananların daha radikal görüşlerin sahibi olduğu izlenimi edindik.

   Araştırdığınızda "Denizlere sevdalandık" diye Deniz Baykal ile Deniz Gezmiş'in yan yana fotoğraflarının basıldığı tişörtler dışında Deniz Baykal'ın yıllarca Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mezarına gitmek bir yana pek yakınlık gösterdiği de söylenemezdi. Ta ki idam edilişlerinin 40. yıldönümünde Özgürlük savaşçısı Deniz ve arkadaşlarının Ankara Karşıyaka'daki mezarlarını CHP'nin değişen Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ziyaret edinceye kadar.

   Ve bu CHP'de bir ilk oldu. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın mezarlarına ziyaret ederek karanfil koyması bir ilk olarak haberleşti.

   68 kuşağının en çok yer aldığı siyasal parti olan CHP'de bugün gençlerle olan bağlarının ne denli zayıfladığını söylemeye gerek yok. Partinin sağa açıldığı kadar sola açılması konusunda sıkıntılarının sürdüğünü da rahatlıkla söyleyebiliriz.

   Deniz -Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın anılarını yaşatma konusunda CHP içerisinde tam bir görüş birliği sağlanmadığını da söyleyebilirim. Geçen yıl iktidar olan bazı CHP'li belediye başkanlarının Üç Fidan anması yerine "Kutlu doğum" etkinliklerini yaptığını birazcık arşiv karıştırdığınızda göreceksiniz.

   Dolayısıyla Deniz Baykal'ı Deniz Gezmiş ile yan yana getiren bazı CHP'li gençlerin tişörtlü eylemleri bir ironinin ötesine geçemeyen durumdur. Biraz arşivleri karıştırdığınızda her iki ismi bırakın yan yana getirmek, Baykal’ın Deniz Gezmiş’e dair sözlü bahsine rastlamak bile neredeyse mümkün değildir. Yeni her iki Deniz’i bir araya getirmek realitenin dışında bir tutum olur.

   Çünkü iki Deniz arasındaki fark;

   Deniz Gezmiş Tam Bağımsız Türkiye ideali uğruna her türlü karşı koyma eylemini halkı için ortaya koyarken, "Devrimci" bir yaklaşım sergilemiştir.

   Deniz Baykal ise Türkiye'yi düzlüğe çıkarma idealini yapacağım diye yıllarca oy ve destek isterken devrimci olacağını söylemiş ama, her türlü devrimci yaklaşımdan uzak bir tavır göstermiştir.

   Ercan Tatı’ya vefasızlık

   İzmir’de Buca'nın en hakim tepelerinden birisine dönemin CHP'li Belediye Başkanı Ercan Tatı'nın öncülüğünde "Üç Fidan Anıtı" yapıldığında hayli ilgi çekmişti.

   Çünkü Buca'da ve ardından Bayraklı'da Ercan Tatı'nın ardından Hasan Karabağ'ın attığı adımlar bu alanda bir ateşin yükselmesini de sağlamıştır. Ancak yine de Denizler'in verdiği özgürlük ve Bağımsız Türkiye mücadelesi CHP'nin iliklerine tam olarak işlediğini göstermemektedir.

   Bunun en tipik örneklerinden birisi de Buca’nın hasbelkader Belediye Başkanı Levent Piriştina’nın gösterdiği “hasmane” tutumdur. Buca’ya önemli eserlerle birlikte “Üç Fidan” anıtını da kazandıran Ercan Tatı’yı, anma törenlerine dahi davet etmeyen Piriştina’nın takındığı bu tavır oldukça çirkindir.  Tatı’nın bu konuda yaptığı açıklama ise, gerçek CHP’lilerin CHP’lileşemeyenler tarafından nasıl dışlandığının adeta kanıtı gibi. İşte o açıklama…