Muharrem İnce’ye ‘Sus’mu denildi?

   Sizlerin de dikkatini çekti mi?

   Siyaset ve soysal medya gündeminin fenomeni olan ve söylemleri/çıkışlarıyla parti içerisindeki kitleleri adeta arkasından sürükleyen Muharrem İnce eskisi gibi ortalarda görünmüyor. Acaba neden?

   Merak ettim bu dikkat çekici konuyu parti içerisinde aktif olanlara sordum. Aldığım cevaplar aynen şöyle.

   Birinci ihtimal. CHP içerisinde kırılma noktası İnce’nin Genel Başkan adaylığı sonrasında yaşandı. Kurultay’da Kılıçdaroğlu’na rakip çıkan ve meydan okuyan İnce’ye parti içi muhalefetten uzak durması için, Genel Başkan veya yakın çevresi tarafından aba altından disiplin ya da ihraç sopası gösterilmiş olabileceği.

   İkinci ihtimal. CHP içerisinde ulusalcı kanattan olduğu bilinen İnce’nin son yaşanan ayrışmalardan sonra dikkatleri üzerine çekmemek için şimdilik susmayı tercih ettiği.

   Üçüncü ihtimal. Partinin oylarında bir artış yok, konuşup muhalefet edip seçimlerde yaşanabilecek olası hezimetin sorumlusu olmak istemediği. Böylece ileri de tekrar güçlü biçimde Genel Başkanlık yarışına girebilme olasılığı.

   Dördüncü ve en düşündürücü ihtimal. Milletvekili seçimlerinde kendisinin yerine  “Yalova’ya atama yapılabilir” endişesiyle parti içerisinde olan biteni şimdilik sineye çektiği.

   Kurultay sırasında Emine Ülker Tarhan ve Birgül Ayman Güler’in kendisine yol arkadaşlığı yaptığını da anımsayarak, özellikle son yaşanan parti içi kavgalardan sonra, Tarhan ve Güler’in partiden dışlanmasına Muharrem İnce’nin herhangi bir şekilde tepki gösterememesi sizce de düşündürücü değil mi?

   Bence yukarıda sıraladığım ilk üç ihtimal tetikleyici, dördüncü ihtimal ise bam teline basar nitelikte. Çünkü son giyotin işleminden sonra parti içerisinde ulusalcı kanatın etkisi kırılmış durumda. Böyle bir atmosfer içerisinden sivrilmeye çalışacak olan İnce’nin tıpkı Ülker ve Güler gibi yalnız kalması içten değil. Tıpkı kendisinin Ülker ve Güler’i yalnız bıraktığı gibi.

   Bir zamanlar parti içerisinde kendisine CHP’nin kurtarıcısı gözüyle bakılan İnce’nin sessizliği daha ne kadar sürer bilinmez ama yapılan anketlere bakınca CHP’de oyların artmadığı, yerinde saydığı bazılarında ise düştüğü görülüyor.

   Bu durumdan tek çıkış yolu var. O da derhal kesintisiz bir önseçime gitmek!

   Daha önceden de söylediğim gibi bu işin tek kurtuluş reçetesi, hakim denetiminde üyelerle demokratik bir ön seçim yapmak. Ve bunu artık biran bile geciktirmeden açıklamak. Çünkü parti tabanı ayak oyunları değil heyecan yaşamak, samimiyet görmek istiyor.

   Aksi halde önümüzdeki seçimlerde alınabilecek başarısızlıkta, Kemal Kılıçdaroğlu’nu o koltuğa tutkal ile yapıştırsanız da fayda etmez. Hem partisi hem de kendisi için bu son şansı. Benden uyarması…

   Aday adaylarının durumu

   İzmir CHP’de herkes Genel Merkezin açıklayacağı yöntemi bekliyor.  Bazı aday adayları belirsizliğe rağmen meydanlara çıkmış ve kulis çalışmalarına başlamış olsa da, adaylık hayali kuran çoğunluğun kulağı Ankara’ya çevrilmiş durumda.

   İzmir’de dereyi görmeden paçayı sıvayan ve erken havaya giren aday adayları da yok değil. Sıralama yapmak gerekirse; Daha önceden örgütün çokta yakından tanımadığı Müteahhit Serdar Kolay, kontenjan ayrıcalığını cepte tuttuğu iddia edilen Ali Engin, tanıtım sırasında kendisini dinlemeye gelenlere türküler söyleyen Ergin Demir gibi.

   İl Kadın Kolları Başkanının açıklaması

   CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Özgün Utku’ya parti içerisindeki kadınlardan “Aday adayı ama neden İl Kadın Kolları Başkanlığı görevinden istifa etmiyor. Haksız bir rekabet var” tepkisi olmuştu.

   Geçtiğimiz günlerde bu tepki gündeme geldi. Utku “İstifa etmeyeceğim. Ben bırakırsam benden sonra gelecek tüm kadın il başkanlarından da istifa etmeleri beklenecektir. Ben benden sonraki kadınlar adına bu mücadeleyi yapıyorum” diye garip bir açıklama yaptı.

   Bu açıklamanın hiçbir tutarlı tarafı yok. Etik ve ilkeli açıdan olayı ele alması gerekirken, bir koltukta iki karpuz yaklaşımı ve benden sonrası tufan anlayışı hiçte şık durmamış.

   Oysaki “Partili arkadaşlarımız bu durumdan rahatsız ise ben de bu rahatsızlığı haklı buluyor ve seçime girerken partimizin tartışılmasını uygun bulmuyor, haksız rekabet ortamı yaratmamak için görevimden ayrılıyorum” demeliydi. Hem kendisi kazanırdı hem de İzmir Kadın Kollarını diğer kentlere örnek göstermiş olurdu. Tıpkı Aydın İl kadın Kolları Başkanının yaptığı gibi…

Dip Not: Bornova’daki CHP’liler “koşulsuz önseçim” talebi için, Pazar günü Çamdibi Atatürk Parkında Saat 13.00 de basın açıklaması yapacak. İlgilenenlere duyurulur…