İzmir’de yeni bir ekip doğuyor…
15 Ocak, 2015Uzun yıllar İzmir CHP’nin yönetim kademesini elinde tutan Aziz Kocaoğlu-Alaattin Yüksel ve ekibi ilk ağır yenilgiyi Genel Merkezin İl Başkanlığı tercihinde yaşadı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun onayı, Tekin Bingöl ve Gürsel Tekin gibi isimlerin desteğiyle başkanlık koltuğu, ekip dışından olan Bedri Serter’e verildi.
Bu değişim parti içerisinde ve kamuoyunda şaşkınlıkla karşılandı. Kocaoğlu ekibinin mağlubiyeti Serter’in arkasında kimler var sorusunu da akla getirdi. İlk bakışta Mehmet Ali Susam ve Aytun Çıray gibi isimlerin destek verdiğini konuşuyorduk ki arkasından hemen bomba patladı. Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ ortaya çıkarak “Bedri Serter fikri benden çıktı” açıklaması yaptı. Yani Bedri Serter’in bir Hasan Kartabağ projesi olduğunu da öğrenmiş olduk.
Peki bu tabloyu nasıl okumalıyız?
Bir tarafta Kocaoğlu-Yüksel ekibi diğer tarafta Karabağ’ın öncüsü olduğu ve “Ekip ekibin kurdudur” algısıyla ortaya çıkan Susam, Çıray ve Serter ekibi. Sizce böyle bir yapı ayakta durabilir mi?
Şu aşamada biraz zor gibi!
Çünkü Karabağ Bayraklı’ya hizmet alabilmek için her halükarda Kocaoğlu’nun yardımına ihtiyaç duyacak. Malumunuz yeni Bütünşehir yasasıyla birlikte ilçe belediye başkanlıkları neredeyse birer şube müdürlüğü şekline dönüştürüldü. Yani bir ilçenin hizmet alabilmesi Kocaoğlu’nun iki dudağının arasına sıkıştırıldı. O nedenle böyle bir restleşmenin Karabağ’a, dolayısıyla da Bayraklı’ya büyük zarar vereceği kanısındayım.
Aldığım bilgiye göre Karabağ’ın gönlünde Büyükşehir Belediye Başkanlığı yatıyor. İşte bu nedenle İzmir CHP’yi yeniden dizayn etme çalışmalarının arkasında da böyle bir düşüncenin olduğu kaydediliyor.
İkinci bir zorluk ise Bedri Serter’in durumu.
Büyükşehir Belediyesi ve İlçe Belediyeleriyle mobilya ticareti yaptığı bilinen Serter’in öncelikli olarak bu bağımlı durumdan kurtulması gerekiyor. Aksi halde yol arkadaşlarını yarı yolda bırakması gibi bir riskin olabileceği ihtimali oldukça yüksek. Önceki gün il binasında Belediye Başkanlarını toplayan ve hepsini ip gibi karşısına dizen Serter’in Kocaoğlu’na karşı bir “örgüt patronu” gibi davranamamasının nedenini, işaret ettiğim “ticari bağımlılığa” dayandırmak çokta zor bir tahmin değildir.
Oluşumun en sessiz ve derinden giden bir diğer isminin Mehmet Ali Susam olduğu CHP içerisinde konuşuluyor.
Hal böyle olunca akla şu geliyor. Susam’ın ne yapıp edip üçüncü dönem vekillik görevini kapması gerekiyor. İddialara göre hakkındaki davalardan kurtulabilmesinin tek çıkış yolu dokunulmazlık zırhını tekrar üzerine geçirmesi. Söz konusu dizayn çalışmaları yaygınlaşırsa Vekilliğin ve İzmir’e hakim olabilmenin yolu da açılmış olur.
Aytun Çıray’a gelince. Sağ’dan gelen Çıray’ın ANAP’tan gelen Bedri Serter ile dokusu uyuşuyor. İl Başkanlığı atamasında Genel Merkez üzerinden Serter’e “gizli” destek verdiği konuşuluyor. Yıllarca Kocaoğlu ve ekibine karşı savunma halinde olduğunu bildiğimiz Çıray’ın böyle bir yapılanmanın güçlenmesine katkı sunabileceği kaçınılmaz olacaktır.
Yani bir şekilde yola çıkıldı. Ancak bu yoldaki engelleri aşmak çokta kolay görünmüyor. Kocaoğlu’nun Büyükşehir makamı gibi bir gücü elinde tutması (ki yeri geldiğinde bu gücü kullandığı da iyi bilinir) böyle bir ekibin en büyük dezavantajı olacaktır. Öte yandan Kocaoğlu ekibinin de zayıfladığı gerçeğini unutmayalım. Alaattin Yüksel'in Kılıçdaroğlu'ndan yeterli desteği göremediği için bir daha vekil adayı olamayacağı, eski İl Başkanı Ali Engin'in de kopma derecesine gelen tutumu gibi.
İki ekip arasındaki savaşın ikinci bir aşamasını da yapılacak olan İl Yönetim Kurulu görevlendirmelerinde göreceğiz. Bunun değerlendirmesini de ayrıca yapacağız.
Sözün özü
CHP’de ekipçilik zihniyetinin var olmasında Deniz Baykal ve Önder Sav’ın payı oldukça büyük. Kendisi gibi düşünmeyeni ötekileştiren bu antidemokratik yöntem ne yazık ki Kılıçdaroğlu zamanında da varlığını sürdürmüştür. Bunun panzehiri de önseçimdir.
Dileriz önümüzdeki seçimlerde parti içi demokrasinin hayat bulması için, bir önseçim kararı alınır ve bizler de irite eden bu konuları yazmaktan imtina ederiz.
Not: Cumhuriyet Gazetesine karşı başlatılan linç girişimini ve yobazca saldırıyı lanetliyorum. Cumhuriyet’e sahip çıkmak İfade özgürlüğüne sahip çıkmaktır. Her türlü baskılara ve yıldırmalara karşı Cumhuriyet Gazetesinin yanındayız…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Cemil Tugay’ın haklı isyanı
- TANSAŞ modeli İZMAR can suyu olacak
- İzmir’de böyle bir İl Başkanı olduğu için AKP çok şanslı…
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Somer Sivrioğlu 25 yaş küçük sevgilisiyle havuzda aşka geldi
Somer Sivrioğlu 25 yaş küçük sevgilisi Tilbe Uslu ile tatil pozlarını paylaştı. İkili havuzda birbirlerine karpuz yedirip aşka geldi. MasterChef Türkiye'nin sevilen jüri üyelerinden Somer...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Sıvı kaybı böbreklerde hasara yol açıyor
Sıcak havalarda böbrek sağlığının daha fazla dikkat gerektirdiğini söyleyen Nefroloji Uzmanı Dr. Merve Aktar, “Yaz aylarında artan hava sıcaklıklarıyla birlikte terleme yoluyla ciddi miktarda sıvı kaybı yaşanır. Bu durum, böbreklere gelen kan akımının azalmasına ve atık maddelerin yeterince süzülememesine neden olabilir’’ dedi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.