Yukarı
1

Sinan Kara

İzmir CHP’de satranç oyunları…

06 Ocak, 2015

   Eski İl Başkanı Ali Engin’in Milletvekilliği aday adaylığı için istifa etmesinin ardından İl Başkanlık koltuğunu kapma yarışı devam ediyor. CHP’nin Örgütlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl’ün ardından yaşanan son gelişmeleri parti yönetiminden bazı isimlerle değerlendirdik.  Oluşan algı ve konuşulanları paylaşayım.

   İl'de istifa edeceklere karşın kendi adamlarını atayabileceklerini ifade eden düşünce altüst olmuş durumda.  Genel başkan yardımcısı geldi gitti, “biz nasıl olsa istifa ettiririz onları, genel merkezden korkarlar” düşüncesi ile yeni bir il başkanı bularak yeni yönetim oluşturmayı planladılar. Ama gözden kaçırdıkları bir nokta var ki, o da il kongresi ve il kongresinin iradesi. Partinin mevcut tüzüğüne baktığımızda da tüm karar ve yetkinin il yönetimine ait olduğunu görüyoruz. Ve il yönetiminin içinde de İzmir’i dizayn eden Kocaoğlu ve Yüksel ekibinden uzaklaşmış insanlar var. Yedek listeden gelecek 7 kişinin de il kongresinin iradesine sahip çıkmak isteyenlerden olduğu söyleniyor.

   İçerideki son durum işe şöyle, Tekin Bingöl gelince rahatlıkla görevden almanın ve istifaların olabileceği düşünüldü.  Yönetim kurulu üyelerinin büyük bir bölümü ise görevden alırsanız alın biz istifa etmeyiz dediler.  Ama genel merkez bunu göze alamadı çünkü görevden alınma olursa il 45 gün içerisinde kongreye gider ve böylece İzmir’de dönüşüm başlar.  İzmir’de ne şehri kendince dizayn eden isimler kalır ne de genel merkezin istediği olur. Böylece örgütün istediği ortaya çıkar.

   İzmir’i dizayn etmeye çalışanlar iki hamle yaptılar. Tuncay Özkan vasıtasıyla Utku Gümrükçü’yü çıkardılar ama an itibariyle bu isim potadan düştü. İkinci olarak da ona karşı hamle yapanların yani Kocaoğlu, Yüksel ve Moroğlu ekibinin çabası da boşa çıktı. Şimdi sıra genel merkez ve il yönetimi arasında.

   Aldığım bilgiye göre İl yönetimi Osman Peri’nin arkasında duruyor. Bornova’da mücadele ederken aynı zamanda Aziz Kocaoğlu ile ters düşmüş olan bu isim ön plana çıkıyor.  Fakat Osman Peri’nin de çıkmaması için farklı bir algı yaratıyorlar.  ‘İl yönetimden ili yönetecek biri çıkmaz, dışarıdan bir isim alalım’ düşüncesi empoze edilmeye çalışılıyor.

   Şu an yedekte bulunan isimlerin yönetime çağırılmaması da ayrı bir tartışma konusu. Bu isimlerin çağırılmamasının en büyük sebebi ise yönetimde bulunan isimlerin Osman Peri’nin çevresinde toplanması. Gelecek yedeklerle birlikte Peri’yi destekleyen isimler artacak ve bu da diğer grup tarafından istenen bir şey değil.

   Fakat yasadaki 42. Maddeye göre boşalmalar durumunda yedekler çağrılır. Süre belirtilmiyor fakat siyasi partiler yasası gereği tüzük gereği derhal çağrılmaları gerekiyor. Eğer çağırmazlarsa yedekteki isimlerin hukuk hakimliğine gitmesi durumunda, bir saatte tedbir kararı verilebilir. Bu da genel merkezi ve İzmir’i dizayn edenleri zor durumda bırakır. Şu an buna müdahale eden isim de Mustafa Moroğlu.

   Yapacakları tek şey, içerideki yöneticileri pres altına alıp kendi istedikleri ismi yönetime angaje etmek. İzmir’de önseçim olması için kongre iradesinin kullanılması lazım. Merkez yoklamasını kabul ettirecek bir yapı oluşturmaya çalışıyorlar.

   Tekrar aday olmaması gerekenler

   2015 Haziran ayında yapılması planlanan Milletvekili Genel Seçimlerinde İzmir yine Türkiye’nin gündeminde olacak. Geçtiğimiz Genel seçimlerde istediği sonucu alamayan CHP’nin rakibi yine AKP olacak.  Hatta bu kez AKP’nin CHP’yi geçebileceği bile konuşuluyor dersem şaşırmayın.

   2011 Genel Seçimlerini tekrar hatırlarsak;

   İzmir 1. Bölgeden CHP 6, AKP 6. 2. Bölgeden ise CHP 7, AKP 5 Milletvekili çıkarmıştı. Yani 13 vekile karşılık 11 vekil sonucu ortaya çıkmıştı. Bu durum AKP için büyük bir başarıydı.

   Eğer CHP’de alışkanlık haline gelen Genel Merkez müdahalesi önümüzdeki seçimlere yansır ve örgütün benimsemediği adaylar yine dayatılırsa, İzmir’in AKP’ye kaptırılması hiçte sürpriz olmaz. Elbette bunun vebalini Kılıçdaroğlu, Genel Merkez Yöneticileri ve ne yazık ki İzmir öder.

   Naçizane olarak mevcut vekillerin çalışma performansları ve sokaklardaki tepkiyi göz önünde tutarak kimler aday olmamalıdır diye bir değerlendirme yapacak olursak.

   Başta Güldal Mumcu’ya bir üçüncü şans verilmemelidir. Çünkü halkın içerisine yeterince karışmamak ve İzmir için çaba sarf etmediğine ilişkin eleştiriler var.

   İkinci isim İzmir’le hiçbir ilgisi olmayan Rıza Türmen. Üçüncü isim yine benzer eleştirilere maruz kalan Oğuz Oyan. Beş yıla yakın o makamı işgal eden Rahmi Aşkın Türeli’yi biz basın mensupları bile görmedik desek ne dediğim daha iyi anlaşılır. Birgül Ayman Güler’in de yeter demesi gerekir (bazı konularda gerçekleri söylese de) çünkü halkın beklentisi olan hizmetlerle değil tartışmalar ve sansasyonlarla gündeme geliyor.

   Kocaoğlu kontenjanından meclise girenler Hülya Güven, pragmatik ve faydacı tutumları nedeniyle tabandan tepkiler toplayan Mustafa Moroğlu ve Alaattin Yüksel. Cezaevi sonrası yılgınlık oluştu eleştirileri alan Mustafa Balbay ise diğer isimler.

   Mevcut 13 Vekilden dokuzunu elediğimizde geriye Aytun Çıray, Erdal Aksünger, Musa Çam ve Mehmet Ali Susam, kalıyor. Bu isimlerin İzmir’le ilgili çabalarını baz aldığımızda Vekilliği tekrar hak ettikleri görünen bir gerçek.

   Milletvekili olmayan ve CHP’den aday adaylığını açıklayan diğer isimlerle ilgili değerlendirme yazımı bekleyin.

   Not: İzmir'den aday olacağına dair söylentiler dolaşan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Hilal Dokuzcan'ın İstanbul 1. Bölgeden aday olacağını öğrendim. Kesin bilgi...



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Kardashian'dan photoshop itirafı!

Sosyal medya hesabını aktif olarak kullanan Khloe Kardashian'dan dikkat çeken bir sosyal medya açıklaması geldi. Kardashian, paylaşımlarında uzun süredir photoshop ve filtre kullanmadığın...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

119 ülkede görüldü, yayılıyor: Milyonlarca kişi tehlikede!

Hiçbir sınır tanımadan hızla yayılan tehlike, uzmanları bile alarma geçirdi. Görüldüğü ülke sayısı 100’ü aştı, vaka sayıları tırmanıyor. DSÖ ilk kez kapsamlı bir tedavi kılavuzu yayımladı. Her yıl milyonlarca insan sivrisineklerin taşıdığı virüslerle enfekte oluyor. Sağlık uzmanları tehlikenin kapda olduğunu söylerken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ise bu tehdide karşı tarihinde ilk kez harekete geçti.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR