Önseçim olursa devrim olur

   İzmir’de parti tabanı önseçime kilitlenmiş durumda. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir süre önce yaptığı İzmir ziyareti sırasında ESİAD salonunda dile getirdiği "İzmir'de delege bazında değil üye bazında önseçim yapılacak" sözlerinin ardından örgütte bir heyecan başladı. Ancak Bingöl’ün yaptığı açıklamalar bu heyecanın üstüne gölge düşürdü.

   Kılıçdaroğlu’nun hemen ardından Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl’ün “Henüz yöntemle ilgili alınan karar yok. Çalışmalar devam ediyor. İzmir dahil hiçbir yer belli değil” ifadesi soğuk duş etkisi yaratmış durumda. Uzun yıllardır ekipçilik zihniyetinin ayak oyunları yüzünden seçilme şansını yitiren parti emekçileri, Bingöl’ün açıklamalarından son derece rahatsız.

   Kılıçdaroğlu’nun ağzından çıkan “Üye bazında önseçim yapılacak” garantisinden sonra Bingöl’ün söylediklerine tabanın “Bizimle alay mı ediyorlar” diye yaklaştığını da hatırlatmak gerek.

   Kazanan Parti olur

   Bir başka hatırlatma ise, her defasında ötelenen ama bu kez ayaklarına gelen önseçim şansı, artık parti emekçileri için olmazsa olmaz bir koşuldur. Aksi durumda ortaya çıkacak her türlü başarısızlığın faturası partiye ve Kılıçdaroğlu’na kesilecektir. Çünkü yıllardır parti içi demokrasinin önünü açacak hamleler yapılmamış, antidemokratik yöntemlerle süreçler geçiştirilmiştir. O nedenledir ki bu saatten sonra hiç kimsenin kalkıp “Şartlar bunu gerektirdi” deme hakkı kalmamıştır.

   Bilinmeli ki sağlıklı bir önseçimin olmasıyla birlikte İzmir’e bir canlılık geleceği, örgüt içerisinde görülmemiş bir hareketlenmenin yaşanacağı da aşikârdır. Çünkü İzmirliler şimdiye kadar emrivaki ile yapılan delege yöntemine ve merkezi atamalara artık pirim vermek istemiyor.

   Yıllardır bağladıkları delege üzerinden varlıklarını sürdüren egemen yapının ortadan kalkması, daha aktif, sağlıklı ve halkçı yapıların işbaşına gelmesine imkan sağlandığı takdirde, bu kentte CHP’nin çıtasının çok daha yükseklere çıkacağından kimsenin şüphesi olmasın. Böyle bir başarının yolu da kuşkusuz ki demokratik bir önseçimden geçer.

   Sözün özü;

   Bu seçim Kılıçdaroğlu’nun ya son seçimi ya da başarılı bir dereceyle o koltukta oturmasına, belki de Başbakanlık yolunun açılmasına neden olacak bir seçim olabilir. Eğer demokratik devrim isteniyorsa önce parti içerisindeki sistemden başlayıp, sonra da bu devrimin ülke geneline yayılması sağlanmalıdır.

   Yapılması gereken sadece ve sadece tabanın sesine kulak verilmesidir. Tersi durumda AKP’nin 2023 hayali CHP’nin katkısıyla gerçekleşmiş olur. Ortada ne CHP kalır ne de Kemal Kılıçdaroğlu. Benden söylemesi…